Galatasaray'daki Sihirbazlar

Pino'nun yıllık 600 bin avro alacağını ve bonservisinin 3 milyon avro olduğunu öğrendiğimde, bu sihirbaz kavramını yeniden sorgular oldum. Biz sihirbazın Haldun Üstünel olduğunu biliyorduk. Onun yaptığı transferler genelde tez konusu olacak, hadi canım bu paraya bu adam dedirten transferlerdi. Futbolcular tuttu, tutmadı ayrı konu. Teknik heyetin raporu doğrultusunda, gitti görüştü ve çok önemli futbolcular takıma katıldı. Ama onun bu çıkışı ve taraftarların bir anda en sevdiği yönetici konumuna gelmesi ise bazı kesimleri düşündürmüş olmalı. Futbolu artık profesyoneller yönetecek kapsamı altında bazı yapılanmalar gerçekleşti ve Haldun Üstünel'de futbol şubesinden istifa etti. Büyük ihtimalle yönetimde de kalmayacaktır.

Sihirbaz konusuna gelirsek, demek bütün sihirbazlık Haldun Üstünel'de değilmiş. Galatasaray'ın futbol şubesi gerçekten tuttuğunu koparacak cinsten. Adnan Sezgin'i kişisel olarak bende sevmiyorum ve geçmişinden ötürü takımda kalmasını istemiyorum ama bu işin de kurdu olduğunu belirtmek gerekiyor. Geçmiş yıllarda da tuttuğunu koparırdı, hadi canım dedirtirdi. Mesela Lincoln konusunda acaba tazminat ödemeden nasıl kurtuluruz derken, üstüne 2.1 milyon avro'luk bir bonservis kazandık. Aynı şekilde Keita'nın satışı da onun eseri. Hem 8 milyon avro kazanıyorsun, hem de Lyon'a olan borçlarını Al Sadd üstleniyor. Bir bakıma bu da sihirbazlık ama Adnan Sezgin'in geçmişi malesef hayatı boyunca onun önünde yer alacak. Haldun Üstünel transfer yaptığında sürekli onun ismini anıyorduk ama şimdiki transferlerde, olumlu işlerde Adnan Sezgin ismini konuşan yok.

Üçüncü sihirbaz ise Pino. Biraz da onu konuşalım derim. Sanırım kimse bu adamın yıllık ücretinin 600 bin avro olacağını tahmin etmezdi. Üstelik potansiyel vaad eden bir futbolcuyu 3 milyon avro'ya almakta büyük bir iş. Pino'nun bu ücrete bakarak Galatasaray'a paradan öte futbol oynamaya geldiği açık. Monaco'da bile {o vergiler içerisinde} daha fazla para kazanıyordu. Ama kadro garantisi yoktu, Fransa'ya uyum sağlayamamıştı. O da yeniden doğmak, kendisini göstermek amacıyla Galatasaray'ı tercih etti. Ayrıca Pino'nun ekstra özellikleri Galatasaray'ın transfer stratejisinde de oynamalara yol açacak. Bir santrafor transferi gündemdeydi ama Pino'nun o bölgede de oynayabilmesi, Kewell'ın kalması şimdilik santrafor açığını kapatmış gibi. Umarım Pino ülkemiz şartlarına ayak uydurur ve o sihirbaz lakabını boşa almadığını kanıtlar.