6 Temmuz 2010 Salı

Keita'nın Ardından {Öksüz Kalan Taklalar, Ahlaki Değerler}

Futbolda şova yönelik futbolcular her zaman izleyenlere büyük keyif verirler. Seri çalımlar, göze hoş gelen paslar. Abdul Kader Keita da böyle bir futbolcuydu. Attığı bir çalımla heyecan yaratan, maç öncesinde acaba Keita bu maçta neler yapar dedirtiyordu. Kendini futbola vermiş, takımı için mücadele eden Keita'yı izlemek ayrı bir keyifti ama suratına gelmeyen bir darbede yere düşen, gollerden sonra attığı taklalar gibi kıvranan, onu sevenlerin bile ''yeter artık Keita'' tarzında laflar söylemesini de sağlayan bir isim. En son Kaka mevzusunda durum ortada. Kaka'nın dirseği yüzüne bile gelmiyor ama en az üç dakika yerde kıvrandırdı, Kaka'ya kırmızı kartı gösterdi ve maçı izleyenlere de o an müthiş antipatik göründü. Böyle bir futbolcunun da bu yüzden Avrupa'da üst düzey arenada tutunması çok zor. Yetenekleriyle belli bir noktaya kadar gelir, büyük transferler falan gerçekleştirir ama karakter dozunu tutturamazsa sürekli istenmeyen adam halini alır. Lyon'da da böyle oldu, Galatasaray'da bazı kesimler arasında da. Bu transfere sevinenler de var, sevinmeyenlerde. Herkesin yorumu kendisine göre doğru ama Keita için 8.150.000 avro gibi bir rakam önerildiğinde de bu teklife hayır denmez.

Galatasaray'ın oynamaya çalıştığı 4-3-3'ün en büyük sorunu takım içerisinde yaşanan yıldız sorunuydu. Skibbe'nin 4-2-3-1'in de Lincoln - Kewell - Arda ve Baros ne kadar uyum gösterdilerse, Keita - Arda - Elano - Gio gibi futbolcular o kadar uyum gösteremedi. Bu futbolcular topu ayaklarında tutmak istiyorlar ve hücumların lideri olmaya çalışıyorlar. Takımda da topu ayağına aldığında göze en hoş gelen futbolcu Keita oldu. Sağ kanadı harika kullandı, çalımları, topla çizgiye kadar inip ceza sahasına girmesi, rakibin neredeyse üzerine çıkmasına rağmen Keita'yı bir türlü düşürememesi. Yukarıda dedim ya, biraz karakter sahibi olsa Galatasaray'ı falan geçtim Barcelona'da oynayacak futbolcuydu. Ama bu karaktere rağmen de Galatasaray'ın işini iyi gördü, Keita geçen bir sezonda üzerine düşen çoğu görevi yaptı diyebilirim. En kötü maçları izlememiz için bile bir sebep yarattı.

Kadroda bir sedeleştirme harekatı olduğu bir gerçek. Süper yıldızlar alınmadığı gibi, iyi teklifler alan yıldız futbolcuların da takımdan gönderilmesi gündemde. Elano veya Keita'dan da bu yüzden birinin gitmesini bekliyordum ve piyango Keita'ya vurdu. Şimdi çok tartışılan Elano, Brezilya'da olduğu gibi sağ kanata geçecektir. Elano, Brezilya Milli Takımı'nda sağ kanatta harika işler yaptı, bugün konuşulan piyasasını o bölgede oynadığı futbola borçlu. Tabii Keita gibi uçar kaçar hareketler peşinde değil, biraz daha takım oyuncusu ama Elano'nun sağ kanata geçmesi Galatasaray'ın orta sahaya en az iki transfer yapmasını da beraberinde getirecek. Ayrıca Kewell'ın da Galatasaray'da kalması için bir sebep daha yaratacak. Keita ve Gio gibi hızlı kanat adamlarının da yerini Arda ve Elano'nun alması 4-3-3'de farklı bir boyut yaşatacak gibi görünüyor. Daha kontrollü, pas futboluna yatkın, rakip savunmaya da pres yapıp, onları çıkartmamaya yönelten bir Galatasaray.

İstikrar sorununu da eklemek lazım. Keita'nın süper istikrarlı bir futbolcu olduğunu düşünmüyorum. Bunu da oynadığı Atletico Madrid maçlarına ve Fenerbahçe maçlarına bakarak söyleyebilirim. Her iki Fenerbahçe maçı öncesinde Keita'dan beklentiler üst düzeydi. İlk maçta karşısında Roberto Carlos, ikinci maçta Andre Santos vardı. Her iki futbolcu da işin savunma konusunda ağır kalan, Keita gibi hızlı ve teknik futbolcuya karşı çok zorlanacak isimler. Ama Keita her iki maçta da bu futbolcuların ağına düştü, hiç etki gösteremedi. Atletico Madrid'le ilk oynanan maçta ise takımın tek ayakta kalan futbolcusuydu ve takımı da o kurtardı zaten. Yani yeri geliyor takımını sırtlıyor, yeri geliyor beklentilerin aşağısında kalıyor. Galatasaray ise bu tip futbolculardan sürekli iyi oynamasını ve takımı kurtarmasını bekliyor.

Ayrıca henüz 29 yaşında, böylesine yetenekleri bulunan bir futbolcu Katar'a gitmeyi kabul ettiyse o futbolcuyu ben zaten gönderirim. Belli ki müthiş bir ücret kendisine önerildi ve Avrupa arenasında kazanamayacağı paraları kazanacak. Ayrıca gittiği takımın bir numaralı yıldızı olacak ve gerek ego, gerek popülarite açısından da zirveye ulaşacak. Galatasaray'ın kazandığı 8 milyon avro'da çok büyük rakam. Hemen hemen Lyon'dan aldığımız fiyatın biraz üzerinde bir rakam. Bu paranın üzerine, Mehmet Topal'dan gelen 5 milyon avro'yu da eklediğimizde yeni transfer rotamız ortaya çıkacaktır. Bu sezon amaç bir futbolcuya 8-9 milyon avro vermek yerine, 2-3 futbolcuya 8-9 milyon avro vermek gibi görünüyor. Egosu olmayan, takım oyununa yatkın, daha isimsiz ama mücadele gücü üst seviyede olan futbolcuların gelmesini bekliyorum. Hepsinden önce ise artık Kewell ile sözleşme uzatılmalı. Keita için bile ayaklanan taraftarlar var, henüz de taraftarın beklediği transferlerin açıklanmamış olmasını söylemek lazım. Bu yüzden taraftarı daha fazla ayaklandırmamak lazım.

Not: Bu arada Al Sadd kulübü, Keita'nın kalan iki taksiti olan 5 milyon avro'yu da Lyon'a ödemeyi kabul etti. Yani 5 milyon avro'luk estra bir kazanç daha var.

9 yorum:

  1. yeni transfer beklerken eldeki yildiz isimlerden birini kaybetmek pek cok kiside soguk dus etkisi yapti da o yuzden aksi yonde gorus ve elestiriler var. Yazdiklarina %100 katiliyorum ve inaniyorum ki yeni isimler basina aciklaninca kimsenin aklina Keita gelmeyecektir bile ;-)

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir yazmışsın. Ellerine sağlık.

    Bence Galatasaray ı stadıyla, seyircisiyle, oyuncusuyla çok güzel bir gelecek bekliyor.

    Yönetimin bu tavrının, geçen seneye tepki davranışından ziyade, bir alışkanlık haline gelmesini bekliyorum.

    Galatasaray kendi yıldızlarını kendi yaratmıştır. Bu böyle sürecektir.

    YanıtlaSil
  3. Avrupa nın önde gelen takımlarında oynayamamasının nedenini karakteri olarak vermişsin Barcelona'da oynardı demişsin. Busquets'e nasıl bir açıklama getiriceksin merak ediyorum o zaman.

    YanıtlaSil
  4. Busquets ile Keita bir mi. Busquets görev adamı ve işini yapar o. Ondan ekstra birşeyler beklenmez. Keita farklı, Keita anasının karnından yetenek olarak doğmuş. Ama karakter düşük, devamlılık düşük, istikrar düşük, para hırsı büyük. 29 yaşında adam Katar'a gidiyorsa birşey demem artık. Bu arada Keita'nın da Galatasaray'dan aldığı ücretin 2.5 katını Katar'da kazanacağını söylemek lazım.

    YanıtlaSil
  5. Busquets iceriden bi oyuncu alt yapıdan gelme barcelonın kendi transferi degil baska bi takımda olsa barcelona busquets i alırmıydı bunu bi sor kendine .Ayrıca biri defansif orta saha bolgesinde oynuo ki o bolgenin en iyi oyuncuları iyi huylu olmuo yanlıs karsılastırma yapmsıssın.Bu arada yazı guzel...

    YanıtlaSil
  6. Busquets'i ben alırım Galatasaray'a :) Keita bu yeteneklerle Barcelona'da oynardı. Karşılaştırma yokki kimseyle, bu bir örnektir. Bu yeteneklerle Lyon'dan, Galatasaray'dan çok daha iyi takımlarda oynaması lazımdı. Aynı şekilde Lincoln. Bu adamların yetenekleri inanılmaz ama karakter olmazsa yerinde sekersin.

    YanıtlaSil
  7. Kesinlikle katılıyorum.Keita istikrarsız bir oyuncuydu ve aldığımız paranın üzerinde satmak başarı sayılabilir.Eğer dediğin gibi bir transfer politikası izlenirse çok iyi olur.

    YanıtlaSil
  8. bak şimdi öyle bi not koymuşsunki içim bi hoş oldu. kardeş Allah için söle nerden duydunda koydun bu notu.

    YanıtlaSil
  9. yazı keitanın üzerine tartışmalar keitanın kişiliği ve devamlılığı üzerine ama burda sorun keitenın gitmesi değil bu kadar dağınık bir oyuncunun bile yerini doldurucak bir oyuncunun şuan kadroda olmayışı ve tranfer edilmesinin nerdeyse imkansız oluşu sorun burda sorun keitanın gidişi deil yerine birinin gelemiyecek oluşu.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir