Sezonun En Büyük Olayı; Kewell Galatasaray'da

Bir yabancı futbolcu oynadığı takımda nasıl tabulaşır acaba? Bu sorunun cevabını hep merak etmişimdir. Bazı isim var oynar beğenmezsin, gol atar sevemezsin ama bazı isim var oynamasın, kenarda kulübede sadece otursun ama tribünde maçı bırak, o adamı izle. Bunun adı karizma olsa gerek, ya da adını koyamadığım başka birşey. Kewell'da da bu olay fazlasıyla var, işi gücü, yapılacak transferleri bir yana bıraktık, haftalardır Kewell kalacak mı, gidecek mi sorusunun cevabını aradık. Beşiktaş şu sıralar Quaresma, Guti transferinin heyecanıyla yaşıyor, bizler de geçtiğimiz iki sezonda bu heyecanları çok yaşadık ama bu sezon bizi heyecanlandıracak yegane durum Kewell'ın takımda kalıyor olmasıdır. Benim bildiğim kulüpler taraftarındır ve o taraftar Kewell'ın takımda kalmasını istiyordu ve bu ısrarı gören yönetimde geri adım atmak zorunda kaldı, karşılıklı olarak verilen ödünlerle de beraber Kewell yeni sezonda da Galatasaray formasını giyecek. Bizim için sezonun en önemli transferi bu oldu.

Ben hep aynı örneği veriyorum ama yine yazmak istedim. Kewell tartışmasız çok büyük bir yıldız ve böyle yıldızların genelde kaprisli olduklarını biliriz. Özverili olanlar zaten bizim ülkemize uğramazlar. Ama bu Kewell, Hamburg gibi son yılların en önemli maçında takımın stopersiz olduğunu ve teknik direktöründe böylesine durumlar için {teknik direktörlük anlamında} tecrübesiz olduğunu görünce, geçmişte aldığı eğitimi hocasına söyleyip stoper oynamak istedi. İki maçta da oldukça başarılı oldu, canını dişine taktı ve sonuna kadar savaştı. Kimi ne göre başarısız da olmuş olabilir ama böyle bir özveriyi uzun zamandır Galatasaray yaşamadı. 2000 ruhundan söz ederiz. O dönemde futbolcular kafasını tekmeye uzatırdı, kolu çıkardı ama sardırıp yine maça devam ederlerdi. Motivasyondan, oluşan sinerjiden falan da hiç bahsetmiyorum. Galatasaray'ın son yıllarda arayıp bulamadığı şey bu. Bu sinerjiyi de liderlik vasfı olan, savaşçı, büyük isimlerle başarabilirsin. Böyle bir savaşa giriliyorsa, Kewell gibi bir komutan her zaman senin için çok önemli bir artı puandır. Hep diyorum, keşke Galatasaray'ın altyapısında oynayan bir genç futbolcu olsam ve Kewell'ın aldığı nefesi bile izlesem. Böyle bir rol model olamaz.

İşin teknik yönüne inmemek lazım ama yine de yazalım. Biliyorsunuz artık kontenjanımız, 6+2+2. Kewell'ın kalmasında da artan bu kontenjanın elbette büyük faydası var. Sonuçta Kewell bütün sezon faydalanabileceğiniz bir futbolcu değil. Yaşadığı sık sakatlıklar, hastalığı falan derken sezonun yarısını kaçırabiliyor. Bu yüzden onu olabildiğince ekonomik kullanmak lazım. Skibbe bu hataya düştü ve Kewell'dan iyi faydalanamadı. Rijkaard ise bu hataya düşmeyecekti, Kewell'ı son derece mükemmel kullanıyordu ama yaşanan sakatlıklar, sezon başında santrafor olayının yanlış kurgulanması Kewell'ın üzerinde oluşan yükü arttırdı, Kewell santrafor oynadıkça gösterdiği mücadele büyüdü, yediği tekme sayısı, rakip futbolcularla boğuşma olayı arttı ve Orduspor gibi çok önemsiz bir karşılaşmada sakatlandı. O saatten sonra da Galatasaray bir türlü belini doğrultamadı. Bu yüzden Kewell'ı ekonomik kullanmak, yerinde kullanmak önemli. Santrafor anlamında geçen seneki hataya düşülmez ama Keita'nın gidişi Kewell üzerinde oluşan sorumluluğu arttırır. Yine de yeni gelecek olan kanat oyuncusu, Serdar Özkan gibi isimlerle gerekli rotasyonun da sağlanacağını düşünüyorum. Kewell maçın seyrini değiştirebilecek bir futbolcu. Atacağı bir şut, bir pas, yaratacağı hava Galatasaray'ı farklı boyutlara taşır.

Diğer bir soru da Cana'nın kaptığı 19 numara, umarım bu Kewell'ın 7 numarayı almasına vesile olur. Nasıl Fenerbahçeliler yıllarca Alex'i 20 numara olarak izledi ama her zaman 10 numara olmasını istediler, Kewell'ın da 7 numara olayı biraz böyle. 7 numara ayrıca Kewell'ın idol numarasıdır. Umarım uzun yıllar bu beraberlik devam eder.