Atletizm'de daha önce yaptığımız bir double'yi hatırlamıyorum. Bu açıdan 5000'de gelen altın ve gümüşün önemini ne kadar anlatsam başarısız olurum. Elvan bildiğiniz gibi 5000 ve 10000'in Dünya üzerindeki en iyi atletlerinden birisi. İstikrarsız bir performansı olmasına rağmen, her zaman saygı duyulan atletlerden birisi olmayı başardı. 2008 Olimpiyatları'nda hem 5000 hem de 10000'de gümüş madalyayı almıştı ama 2009 Dünya Atletizm Şampiyonası'nda işler istediği gibi gitmemişti. Bu yıla ise daha farklı bir çalışma temposuyla girerek, değişik bir tempo denedi ama eski günlerinden uzak olduğunu söyleyebilirim. 10000'de yine çok rahat bir şekilde altına ulaştı ama 5000'de aldığı gümüş ve yaptığı derece Elvan kalitesinde bir atlet için iyi değildi diyebilirim. Yine sakattı, yorgundu, formsuzdu gibi mazeretler ürer ama Elvan'dan beklediğim artık daha iyi bir istikrar yakalaması.
Bekele ise yılın sürprizi, tez konusu olacak bir atlet. Kendisi 33 yaşında ve çok geç yaşlarda Ertan Hatioğlu tarafından ülkemize getirilen bir atlet. Çıkışını ise son iki yıldır yapması gerçekten çok ilginç. Geçtiğimiz sene Torino'da salonda 3000 metrede altın madalyayı almasına rağmen, açık havada istenilen dereceleri alamıyordu. 5000 metreye de yeni yeni alışmaya başladı diyebilirim ama yarış öncesinde benim beklentim altını kazanması değil, madalyayı zorlamasıydı. Çünkü 5000 gerçek anlamda onun alanı değil ama bu sene de yakaladığı form madalyaya göz kırpmasını sağladı. Geçmiş yıllarda Ertan Hatipoğlu, Bekele'nin yavaş tempolarda koşulan yarışlarda iddialı olabileceğini söylüyordu ama son iki yıl Bekele'nin temposunu oldukça arttırdı ve 14:52.20 ile şampiyona rekorunu kırmasını sağladı. Tabii iş Dünya Şampiyonası ve Olimpiyatlar olunca bu derecelerin oldukça altına inmek olacak ve Bekele'nin bu yaştan sonra o tempoya erişeceğini sanmıyorum. Elvan'da ise potansiyel hala büyük ama istikrar anlamında büyük sıkıntılar var.
İşin bir diğer boyutu ise her iki atleti de Ertan Hatioğlu'nun Türkiye'ye getirmiş olmasıdır ama Elvan'ı beklenen potansiyele getirme konusunda başarısız olduğu gerekçesiyle, Elvan'a yabancı bir antrenör getirilmişti. Bu yüzden de Ertan Hatioğlu'nun kendini kanıtlaması adına Bekele'nin Elvan'ı geçmiş olması çok önemliydi. Zaten Bekele ve Elvan'ın da arasının çok iyi olduğunu söyleyemem, Türkiye adına ilk ikiyi kazanmaları güzel ama bu ikili arasında da büyük bir derbi olduğunu atlamamak gerekiyor. Meryem Erdoğan ise biraz gerilerde kaldı ama yaşı henüz çok genç ve ilerleyen zamanlarda çok önemli dereceler elde etmesini bekliyorum. Bir de 5000 metrede üç tane devşirme atlet vardı ve üçü de Türkiye adına yarıştı. Bu da ilginç bir nokta.
Aslı Çakır'ın da 1500 metrede önemli bir çıkış yakaladığını düşünüyorum. Bildiğiniz gibi bu dalda bir Süreyya Ayhan fırtınası vardı, bugünlerde hala o fırtınanın izleri sürüyor. Bu yüzden Aslı Çakır'ın işi biraz daha zor, çünkü önünde iyi bir idol var. Ama kazandığı 5.'liği çok değerli görüyorum, ilerleyen zamanlarda kendisini daha da geliştirecektir. Burcu Ayhan'ın yarıştığı dal ise Türkiye'ye biraz uzak, bu yüzden onun finale kalması ezberleri bozmuş durumda. Onun da yarıştığı dalda Vlasic gibi çok değerli atletler var ama Burcu Ayhan da henüz çok genç ve önemli bir potansiyeli var. Kendisi 23 yaş altında Avrupa Şampiyonluğu beklenen bir isim, ilerleyen yıllarda bu dalın çok önemli bir ismi olabilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ellerinize sağlık; yazılı basını geçtik zaten, bir umudumuz yok ancak keşke diğer bloglar da eğilseler şu atletizme. Bu konuda rastladığım en doyurucu yazı idi, teşekkürler.
YanıtlaSilElvan ve Almitu'nun "takım taktiği" ile koş(a)madıkları, aralarının da bozuk olduğu hem yarış sırasında hem de sonrasında ortaya çıktı. Gönül ister ki böylesine iddialı olduğumuz müsabakalarda bir Kenyalılar, bir Etiyopyalılar gibi kenetlenerek koşabilsek?!
Aslı çakır'ın çok koşarak tecrübe kazanması (dirseklerini kullanmayı öğrenmekten bahsediyorum; son düzlüğe girilirken iç kulvardaki rakibini bu yüzden geçemedi) ve son sprintini ilerletebilmesi durumunda önümüzdeki 5-10 sene finallerde başgösterebileceğini düşünüyorum.
Burcu ise muhakkak yurtdışına gidip orada sürdürmeli antremanlarını...
Onur; Asıl ben teşekkür ederim, görüşlerin için. Ben hep diyorum, benim en sevdiğim spor olayı atletizmdir. Futboldan da öte benim için ama sık yazamıyorum buna rağmen. Yine de mümkün olduğunda atletizm yazmaya özen gösteriyorum, şu blogun adı Sportif Cümleler'se bunun sebebi atletizmdir :)
YanıtlaSilO takım taktiği dediğin olayı 2004 Olimpiyatlarında Etiyopyalılar yapmıştı. Bir Etiyopyalı ısrarla Elvan'ı rahatsız ediyordu, diğerleri ise madalyaya koştu. O Elvan'da 2004 Oyunlarına Dünya rekortmeni atlet sıfatıyla gelmişti ve büyük hayal kırıklığıydı o.
Yazıda bahsettiğim gibi Ertan Hatioğlu'nun mesaj yarışı oldu bu. Elvan onun atletiydi ama elinden alındı derken sorunlar oldu. Bekele ve Elvan yarışları derbiyi andırır zaten, her alanda. Bekele yaşlı bir atlet, Elvan hala büyük potansiyel ama istikrarsız. Keşke Bekele daha genç yaşlarda bu potansiyele ulaşsaydı diyorum. Ama Meryem Erdoğan'a dikkat diyorum, çok önemli bir atlet olacak o. Özellikle 10bin'de.