Song'un Futbola Vedası

Lakabı aslandı, kariyeri boyunca da aslanlar gibi mücadele etti. Sürekli yaşı konuşuldu, aslında yaşının daha büyük olduğu ama nüfusta küçük gösterildiği söylendi ama yaşı kaç olursa olsun futbol için çarpan yüreği her zaman gençti diyebilirim. Galatasaray'da ise dört sezon geçirdi. Hagi, Gerets ve Kalli gibi teknik adamlarla çalıştı. Bülent Korkmaz'dan sonra acısını yaşadığımız liderlik olayını da en güzel şekilde üstlendi. Belki kolunda kaptanlık pazubandı yoktu ama bazı futbolcular lider doğar derler ya, sanırım Song bunun en güzel örneklerinden biri. Kariyerinde dört tane Dünya Kupası, sekiz kez Afrika Uluslar Kupası, 136 kez giyilmiş Milli Forma var. Ayrıca Liverpool'da da geçen iki sezon. Ama onun değeri futbol oynadığı dönemlerde yeteri kadar bilinmedi diye düşünüyorum. Sanırım kulüp bazında yakalayamadığı istikrar onu sürekli bir adım geride tuttu. Tabii son macerası Trabzonspor'u da atlamamak lazım. Burada da iki sezon geçirdi, özellikle Şenol Güneş'in geldiği dönemde kaptanlığa getirilerek, geçiş döneminin en iyi şekilde geçirilmesinde büyük katkısı oldu. Yaşı sürekli oynamasına engeldi ama en zor maçlarda {Fenerbahçe ile oynanan Türkiye Kupası finali gibi} yine ona güvenilmişti. İşte bu Song futbolu bırakmış durumda. Mutlaka futbolun içerisinde kalacaktır, Afrika futbolunun gelişmesinde de büyük faydası olacak. Song'un misyonunun bitmediğini düşünüyorum, hatta futbol misyonu bana göre yeni başlıyor. Umarım yine birgün Türkiye topraklarında bu adamı görebiliriz. Buradan da Song için yazdığım yazıya ulaşabilirsiniz.