1 Ağustos 2010 Pazar

Galatasaray Nostalji; Souness'li Günler

Graeme Souness, futbolu geçtim spor tarihinin en çılgın isimlerinden birisi olmuştur. Üstelik bunu Saraçoğlu'na Galatasaray bayrağını diktiği için de söylemiyorum, futbol hayatı boyunca bu tip davranışları birçok kez sergiledi. Böyle isimler de bu davranışlarıyla genellikle ait oldukları camiada çok sevilirler. Souness'in de Galatasaray'da geçirdiği bir sezona bakınca takımı ligde 4. yaptığını görüyoruz, üstelik liderin 16 puan gerisinde. Normal şartlarda böyle bir teknik adam pek sevilmez, hatıralara göz atıldığında pek iyi hatırlanmaz ama Souness'in davranışları, hareketleri, Ulubatlı unvanını alması, bugün Galatasaray'ın efsane kişileri arasında yer almasını sağlıyor. Futbolculuk döneminde gerçek bir efsaneydi, teknik direktörlük kariyerine bunu taşıyamadı ama bizler onu en güzel şekilde hatırlayacağız.

Aslında 1995/1996 sezonuna geri dönelim. Meşhur dört senelerin, ucunda Uefa Kupası olan sezonlardan bir önceki sezona. Galatasaray, Derwall'den sonra bir Alman ekolünün içerisine girmişti. Derwall'le başlayan yapılanmayı, Mustafa Denizli devam ettirdi ve sonrasında Held, Kalli, Hollmann ve Safting gibi Alman teknik adamlarla çalıştık. Özellikle Kalli döneminde de farklı bir yapılanmaya girildiğini ve başarıya ulaşıldığını belirtelim. Ama Kalli'den sonra Hollmann ve Safting aynı başarıyı gösteremeyince Galatasaray keskin bir dönüş yaparak bir anda İngiliz ekolüne giriş yapmak istedi ve takımın başına İskoçyalı Souness getirildi.

Souness'in Galatasaray'dan önceki teknik direktörlük kariyerine baktığımızda Rangers ve Liverpool gibi çok önemli kulüpleri çalıştırdığını görüyoruz. Bu süre zarfında da Rangers'la lig şampiyonlukları, Liverpool ile lig ikinciliği, FA Cup şampiyonluğu gibi başarılar kazanmıştı. Ama o zamana kadar gerek futbolculuk, gerekse teknik direktörlük döneminde tek yurt dışı deneyimlerinin Kuzey Amerika liginde kiralık olarak geçirdiği kısa bir süre ve kariyerinin son virajına doğru Sampdoria'da geçirdiği iki yıl olduğunu görüyoruz. Teknik adamlık döneminde ise hiç ada dışına çıkmamıştı. Bu açıdan Galatasaray, Souness için çok farklı bir deneyim olacaktı. Ayrıca yıllarca Alman teknik direktörlerle çalışmış bir takımında çok keskin bir kararla İngiliz ekolüne doğru yol alması Souness'in işini biraz daha zorlaştırıyordu. Sonuçta buralara pek gelmemiş, Türkiye şartlarını bilmeyen, Galatasaray'ın kadro yapısını çok yakından tanımayan bir teknik adamdı.

Galatasaray'a da geldiğinde beraberinde Venison, Marsh ve Saunders gibi futbolcuları da getirdi. Venison, lider özellikli, iyi bir orta saha futbolcusuydu ama Galatasaray'lı futbolcular malesef kendisini pek anlayamadı. Marsh ise kafasında yaşadığı bazı sorunlardan ötürü 1-2 maç oynayabildi ve takımdan ayrıldı. Saunders ise Souness gibi Galatasaray'ın efsane isimleri arasına adını yazdırdı diyebilirim. Venison ve Marsh takımdan ayrıldıktan sonra ise Van Gobbel ve kaleci Freidel transferleri gerçekleşti. Transferlere de baktığımızda istikrarsız bir sezon geçirdiğimiz zaten ortaya çıkıyor. Aynı şekilde ligde de iyi bir performans gösteremedik ve liderin 16 puan gerisinde 4. sırada ligi tamamladık. O sezon gol yollarında pek sıkıntı yaşanmamasına rağmen bir türlü defansif sorunları aşamamamız istikrar yakalanmasında en büyük engel oldu ve ligin genelinde de iyi sonuçlar gelmedi. Ama gelen Türkiye Kupası ve Souness'in derbi şartlarını iyi analiz edip, eski futbolcu günlerine dönmesi onu efsane bir noktaya çıkardı diyebilirim.

Souness'den sonra da takım enkaz görüntüsü içerisine giriyordu ama Fatih Terim'in gelişi ve yakalanan vizyon sayesinde çok önemli başarılar kazandık. Souness ise Galatasaray'dan sonra Southampton, Torino, Benfica, Blackburn Rovers, Newcastle United gibi önemli takımlarda çalışmasına rağmen hiçbir zaman çok önemli bir teknik adam olamadı. Zaten dört sezondur da teknik direktörlük yapmıyor, şu an gerçekten ne alemde hiç bilmiyorum. Ama Tugay'ı Blackburn Rovers'a transfer etmesiyle Türkiye adına da gerçek bir efsanenin doğuşuna zemin hazırlamıştır.

1 yorum:

  1. hatırladığım kadarıyla bir önceki sezonun son maçında sounnesin gelip bizi izledimişti ve o maçta zeytinburnuylaydı ve 3-0 geriye düşmüştük o maçta. 2 yarı ise bambaşka bir takım vardı sahada sanki ve maçı 7-3 almıştık. sonrada sounnes omuzlardaydı :)

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir