
Diyoruz ya, bazı futbolcuların takımda yarattığı izlenim yıllar boyunca sürekli o futbolcuları tekrar aramamıza yol açtı. Hagi bunlardan birisiydi, Hagi'den sonra yıllarımızı 10 numara aramaya verdik ve hala bulabildik mi bilmiyorum. Aynı şekilde Popescu. Galatasaray'ın en etkili, en kaliteli yabancı futbolcularından birisiydi. Yılların getirdiği müthiş tecrübesini takıma yansıtıp, gelen büyük başarılarda söz sahibi olmuştu. Onun iyi bir savunmacı olmasının yanında, harika top tekniği de sistemin önemli bir anahtarıydı. Ama Popescu ayrıldıktan sonra, takımda bıraktığı açık Hagi'nin bıraktığı açıktan büyük oldu. İlk sezon Bülent Korkmaz ve Emre Aşık'la bu iş görüldü ama Fatih Terim tekrar göreve gelince, Almaguer'den Frank De Boer'e kadar arayışlara girsede başarılı olamadı. Ondan sonraki süreçte de Song, Tomas gibi iyi bir ikili yakalandı, Bouzid geldi yeni Popescu diye tanıtıldı ama hiçbir futbolcu Popescu'nun ayarına erişemedi.
İşte bu yüzden Skibbe göreve geldikten sonra girişilen transfer harekatında önceliklerden birisi de top tekniği yüksek, iyi bir stoper almaktı. Dünya üzerinde de bu tip bir stoperi bulmak çok zor, bu yüzden de Galatasaray'ın ince eleyip sık dokuması lazımdı ve sonunda Fernando Meira transferi gerçekleşti. Meira'nin futbol hayatına baktığımızda da oldukça iyi işler yaptığını görüyorduk. Benfica'da kendisini parlattıktan sonra, Stuttgart'a gelmiş ve burada beş sezon boyunca mücadele etti, takımın kaptanlığına kadar yükseldi. Ayrıca Meira'nın lider özelliklerinden de bahsetmek lazım. Bu yüzden de tam Galatasaray'ın aradığı bir futbolcuydu ve 2008/2009 sezonunda bu transfer gerçekleşti. Kağıt üzerinde bakıldığında, geçtiğimiz sezonu harika geçiren Servet Çetin'le beraber iyi bir ikili kurulduğu görülüyordu ve Kewell'ın, Baros'un geldiği sezonda sistemin asıl anahtarının Meira olacağı söyleniyordu.

Aslında sakatlıklar falan derken, Meita sezona stoper oynayarak başlayamadı. Futbolcuyu öncelerde ön libero olarak izledik ve tekniği sayesinde de bu bölgede rahatlıkla oynayabiliyordu. Sakatlıklar düzeldikten sonra da stoper mevkisine geçti ama Servet Çetin'le asla uyumlu bir ikili olamadılar. Hatta Meira'nın futbolu, Servet Çetin'in futbolunu daha da parlattı ve harika bir Servet Çetin izlerken, beklentileri karşılayamayan bir Meira vardı. O beklenen geriden iyi oyun kurma, hücumu geriden başlatma gibi özellikleri çok iyi durumdaydı, bu açıdan da Servet'in açığını kapattı ama işin savunma tarafında beklenileni veremedi diyebilirim. Böyle olunca da Zenit'in 5.7 milyon avro'luk teklifine hayır denmedi ve sezon ortasında takımdan ayrılmış oldu. Futbolcuyu aldığımız ücretle, sattığımız ücret arasındaki farka baktığımızda kazançlı bir iş başardık ama Hamburg maçı öncesinde stoper sorunu yaşarken, böyle bir transfere onay vermek tam bir intihardı.
Meira şimdilerde Zenit formasını giyiyor ama ne durumda olduğunu bilmiyorum. Artık 32 yaşına geldi ve tecrübesinin doruk zamanlarını yaşıyor. Ama gönül isterdi, hala Galatasaray'da oynasın ve yılların getirdiği şu savunma sorununu çözsün. İyi bir Meira her zaman fark yaratırdı ama bazen olmayınca olmuyor. Meira'dan beklediklerimiz, bugün Neill'den bekliyoruz ve ben bu durumdan memnunum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder