O da Geldi Geçti {Vedat İnceefe}

Fatih Terim'in vardır böyle beklenmedik kararları. Euro 96 bildiğiniz gibi tarihimizdeki ilk Avrupa Şampiyonası olacaktı ve heyecan büyüktü. Takımın başında olan Fatih Terim de, Piontek'in yardımcılığından, Akdeniz Oyunlarında şampiyon olan kadroya kadar kendi kurduğu yapılanma sayesinde Milli Takım'ı bu seviyeye taşıdı. Ama kimse Euro 96 kadrosuna ikinci lig takımı olan Karabükspor'dan bir futbolcu çağırıp, bu futbolcuya da her maç 90 dakika forma şansı vereceğini beklemiyordu. Günümüzde yine Bank Asya'da {eskinin ikinci ligi} sivrilen futbolcular var ama bu futbolcuları Milli Takım'a çağırabilen bir teknik adamımız yok. Bu yüzden Fatih Terim'in Euro 96 da yaptığı çok önemli bir durumdur.

Vedat İnceefe'den bahsediyorum. 1994 / 1996 yılları arasında Karabükspor forması altında önemli bir çıkış yakalamıştı ve kendisini 22 yaşında Milli Takım'da buldu. Aslında tecrübesizlikler falan derken ilk Avrupa Şampiyonası deneyimimizde gol bile atamadık ama o günlerde kurulan yapı bizi ilerleyen yıllarda başarıya götürecekti. Tabii Euro 96'nın ardından Galatasaray'ın başına geçen Fatih Terim, bahsettiğim yapılanmanın kemiğini Galatasaray'da oluşturdu. Göreve gelir gelmezde ilk işlerinden birisi Vedat İnceefe'nin Galatasaray'a transferini sağlamaktı.

1996 yılında Galatasaray'a transfer olan Vedat İnceefe, tam 7 sezon boyunca Galatasaray forması giydi. İlerleyen yıllar, onun ilk transfer edilirken duyulan beklentileri karşılamadı ama her zaman iyi bir stoper alternatifi olarak takımdaki yerini aldı. Ayrıca Galatasaray bu süre zarfında Bülent Korkmaz & Popescu gibi iyi bir ikili yakalamasına, Capone'den, Flipescu'ya ya da Emre Aşık'a kadar bir süreç yaşamasına rağmen Vedat İnceefe takımdaki yerini korudu. Tabii bu süre zarfında ilginç işlere de imzasını attı. Mesela 2001/2002 sezonunda Göztepe'ye 18. saniyede attığı golle Türkiye Liglerinin en erken üçüncü golüne imza attı. Ayrıca 1999/2000 sezonunda da Ankaragücü futbolcusu Faruk Salman'a maç içerisinde kafa atınca 6 ay boyunca sahalardan uzak kalmıştı. Zaten futbol stili itibariyle sert bir yapısı vardı ve oldukça agresifti. Çabuk kart görebiliyordu, ayrıca hiçbir zaman istikrar yakalayan bir futbolcu olamadı. Ama kendini hazır tutarakta Galatasaray formasını yıllarca giymeyi başardı. Galatasaray'dan sonra ise Vestel Manisaspor'a gitti ve burada da üç sezon forma giydikten sonra futbolu bıraktı. Şunu da ekleyelim, Milli Takım'a 1996 yılında hızlı bir giriş yapmasına rağmen, 1997 yılından sonra da bir daha Milli Takım'a çağrılmadı.