Dortmund'da Xavi, Türkiye'de Hüseyin Cimşir

Kafadan söyleyelim, Hüseyin Cimşir'i kötülediğim falan yok. Ama örnek tam olarak uyduğundan böylesine bir başlık atmak istedim. Çünkü Dortmund'un maçlarını izlediğimizde takımın beyninin hatta winner futbolcusunun Nuri Şahin olduğunu görüyoruz. Takımın hücum organizasyonları Nuri Şahin sayesinde ilerliyor, oynadıkları iyi futbolun bir numaralı anahtarı ve günümüzün modern orta sahaları misali oyunun iki yönünde de hakim. Ayrıca takım dara düştüğünde de sorumluluk alıp, Köln maçında yaptığı gibi takımı galibiyete taşıyabiliyor. Günümüzde bu tip futbolcular çok az ve bu yüzden de Mesut Özil'i neden Türkiye için oynatamadık diye üzülüyoruz. Gündemi o kadar Mesut Özil'e bağlamamız eldeki değerleri de unutmamıza yol açıyor. Elbette keşke Mesut Özil de olsa ama Nuri Şahin varken Mesut Özil veya kaçan diğer futbolcular için bu kadar fazla üzülmenin alemi yok. Türkiye de müthiş bir potansiyel ve doğru sistem kurulduğunda kimseye de ihtiyacı yok. Öyle bir duruma gelir, Türkiye'yi seçeni de seçmeyeni de eyvallahla karşıları.

Nuri Şahin'in oynaması adına büyük çabalar gösterdik, yazılar yazdık, her yerde konuştuk ve neredeyse vura vura Nuri Şahin'in oynamasını sağladık diyeceğim. Milli maçları tribünden izleyen adam bir anda Almanya maçında ilk 11 başladı ama böyle büyük futbolculara alışık olmadığımızdan futbolcuyu nerede oynatacağımızı bilmiyoruz. Dortmund'da Xavi rolünü üstlenen ve takımın beyni olan adamı defansın hemen ön tarafına gömdüğümüz gibi bir de Mesut Özil markajı verdik. O da Mesut'u kovalamaktan ne defansta ne de hücumda etkili olabildi. Bir nevi Aurelio'nun çıkmasının ardından Hüseyin Cimşir görevidir bu. Oysa orta sahanın hücuma bakan kısmında oynasa ve bu tip işleri Mehmet Topal'a devretsek elimizde harika bir orta saha oluyor. Emre Belözoğlu, Nuri Şahin ve Mehmet Topal'lı orta saha hattının çok dirençli ve kaliteli olduğu görüşündeyim ama bunu bir süre daha göremeyeceğiz gibi. Çünkü Almanya maçının ardından Azerbaycan karşısında da Özer oynadı, Nuri yine yedek kaldı. O da Podolski'ye verdiği ayarı aslında Hiddink'e de göndemiş oldu.