
İmkansızları imkanlı hale dönüştürdüğümüz zamanlar, Fatih Terim'in ardından Lucescu'nun devraldığı bayrak. Uefa Kupası'nın ardından çıtayı düşürmeden bir sonraki sezon Şampiyonlar Ligi'nde de harikalar yaratıp çeyrek finale çıkmıştık. Çeyrek finalde ise rakip Real Madrid ve ilk maç Ali Sami Yen'de. İlk yarı da 2-0 geride bitmiş ama sonrasında gelen inanılmaz geri dönüş ve maçı 3-2'ye çevirmek.
Galatasaray 3-2 Milan {3 Kasım 1999}
Şampiyonlar Ligi grubunda beklenmeyen bir tabloyla karşı karşıya kalmıştık. Avrupa'ya devam adına giden bütün damarlar da tıkanma noktasındaydı. Ama Hertha deplasmanında gelen farklı galibiyet bir anda umutları yeniden diriltmiş ve Milan maçında bir iddia ortaya koymuştu. Bu maçta da 85. dakikadan sonra yaşanan mucizevi geri dönüşü izledik ve Uefa Kupası'nı kazanan süreç başlamış oldu.
Galatasaray 2-1 Bologna {9 Aralık 1999}
Uefa Kupası'nda 3. turda rakip Bologna olmuştu. Hakan Şükür'ün havada asılı kalıp, 1-1'lik skor avantajını getirdiği maçın rövanşında da harika bir Galatasaray vardı.
Galatasaray 3-0 Kayserispor {14 Mayıs 2006}
Aslında skorun ve rakibin kim olduğunun bir önemi yok. Şampiyonluk yolunda son maçtı ve Ali Sami Yen'de olanların ötesinde Denizli'den gelecek skorun önemi büyüktü. O anı tekrar aklınıza getirdiğinizde 3-4 saat içinde birkaç yaş daha yaşlandığınızı göreceksiniz.

Galatasaray'ın uzun bir zamandan sonra kendini yeniden Avrupa'da hatırlattığı zamanlar. Skibbe ile Avrupa arenasına iddialı bir giriş ama işlerin ligde iyi gitmemesi sonucunda yeni bir hava yakalanmak istemesi. Bülent Korkmaz da ilk maçında bu havayı fazlasıyla getirmişti ve yine mucize geri dönüşlerden birisine şahit olduk. Kewell'ın muhteşem golü, Sabri'nin secdesi unutulmazlar arasında.

Şampiyonluk yolunda en kritik maçlardan biriydi ve bir şekilde kazanmasını bildik. Efsanevi 6'da 6'nın ayaklarından biri olmuştu ve Nonda felsefesi bu maçta doğdu.

Leeds United'le büyük gerginlik yaşıyorduk, Leedsli birkaç holiganın İstanbul'da çıkardığı ve ölümle neticelenen olaylardan sonra maçın önemi de bir kat daha büyüdü. Hatta Uefa Kupası yarı finali bile gölgede kaldı diyebilirim. Bu maça dair unutamadığım durum, Kewell'ın o zamanlar en büyük düşmanım olduğudur.

Bir daha hatırlamak istemediğimiz birgün. Rotario son dakikada o golü atabilse, belki de 1992 yılında Avrupa Kupası gelmiş olacaktı. O gün için söylenebilecek tek şey aslında, İstanbul'da sadece Ali Sami Yen'e kar yağdığıydı.
Galatasaray 2-1 Athletic Bilbao {30 Ekim 1998}
Hagi'nin efsanevi günlerinden biri daha, attığı golü bana kimse fizik kurallarıyla açıklayamaz. 90. dakikada attığı o golü unutmak mümkün olmayacak.
Galatasaray 2-1 Barcelona {23 Kasım 1994}
Şampiyonlar Ligi'ni yeni yeni kokluyoruz, henüz ikinci deneyimimiz ve ilk galibiyetimizi de bu maçla almış olduk. Barcelona'yı devirmek güzeldi, nitekim bu galibiyetin arkası geldi.
Harika bir post olmuş.
YanıtlaSilHiçbiri unutulcak maç değil.
3-2lik Milan macinin benim gonlumde ayri bir yeri var.
3-3 lük united maçından hemen önce ligde o zamanın iyi takımlarından kocaeli ile oynanan maç var belki top listelerine girmez ama hatırlayan arkadaşlar vay be ne maçtı der kesin. 3-0 öndeyiz. bir anda 3-3. 5-3 ve son olarak sancaklı saffetle 5-4 biten maç. maç sonu maçın yıldızı tugayın tribünlere arkadaşlarıyla gidip sıra manchester da diyişi...
YanıtlaSil