
Ali Sami Yen mabedimiz ve hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası. Bunu kimse değiştiremez ve değiştiremeyecekte ama değişen dünya düzeniyle beraber de yeni bir stadyum ihtiyacı fazlasıyla vardı. Galatasaray'ı ekonomik olarak rahatlatacak ve daha ileriya taşıyacak bir stadyuma. Bu açıdan TT Arena her yönüyle mükemmel bir stad, bunun aksi bile iddia edilemez. Şu haliyle bile harika bir izlenim veren yeni stadın tamamen bitmesiyle de çok daha harika bir konuma geçeceği ortada. Senin TT Arena ile ilgili düşüncelerin nelerdir, içerisinde seyirciler olduğunu düşününce nasıl bir stad hayal ediyordun ve seyircileri gördüğünde de nasıl bir stad gördün?
Atilla Çelik: Ankara’da yaşadığım için stadyumu hala göremedim. Canlı kanlı göremedim. İnşaatını bile göremedim. Sadece resimlerden biliyordum. Sonrasında ise Sivasspor maçı ile birlikte televizyondan tam anlamıyla şahit oldum. Televizyondan gördüklerim sadece saha içi ile ilgili olacaktır. Çünkü stadın daha bir çok eksiği var. Tam anlamıyla oturması için en azından bir seneye ihtiyaç var.
Stad inşa halindeyken ve açılmasına az bir zaman kalmışken iç görünüm beni yeterince heyecanlandırıyordu. Seyircilerle birlikte muhteşem atmosfer oluşacağını tahmin ediyordum. Televizyondan şahitlik ettiğim atmosfer, stadın iç görünümü, devasa hali ve akustiği beni inanılmaz etkiledi, heyecanlandırdı. İlk düşündüğüm şey “keşke ben de orada olabilseydim” oldu. İş hayatım nedeniyle işi bırakıp gidebilecek bir konumda değilim. Ama havalar biraz ısındığında inşallah bir Cumartesi günü maçına gideriz hep birlikte. Televizyondaki görüntü beni yeterince etkilemişken içine girdiğimde nasıl bir hal alırım bilemiyorum. O yüzden şimdiden çok heyecanlıyım. Bana rüya gibi geliyor..

Gelelim olaylı açılışa. Galatasaray adının yerle bir edilmek istendiği ama taraftarların buna engel olduğu o güne. Önce şunu söylemek isterim. Ali Sami Yen'i, Saraçoğlu'nu, İnönü'yü de yapan devletti ama zamanında biz şunu yaptık, bunu yaptık gibisinden konuşan bir hükümet yokmuş. Şimdi ise sanki o metroyu sadece Galatasaraylılar kullanacakmış gibi konuşan, stadın henüz anlaşmaları bitmedi deyip inceden tehdit eden bir hükümet, bunun yanında da bütün açılışı berbat eden Toki yönetimi. Hepsinin aksine bütün bunları destekleyen, Galatasaray adını düşünmeden hareket eden Adnan Polat. Adnan Polat o gün stad açılışında misyonunu sıfırladı aslında. Sen neler söylemek istersin bu konuda, açılış gününde sen de ''alın stadınızı başınıza çalın'' deme noktasına gelenlerden misin?
Atilla Çelik: Galatasaraylı olup da bu olaylardan etkilenmemek mümkün değil. Kızmamak, öfkelenmemek, sinirden kudurmamak elde değil. Ülkemizdeki hemen hemen her hükümet özel bir yeteneğe sahip. Yapılan her işe şovenizm katmak ve çaktırmadan oy avcılığının peşinde koşturmak onların olmazsa olmaz yeteneklerindendir. Zaten yapmak zorunda oldukları hizmetleri bile bize lütuf olarak göstermeleri, nasıl bir zihin tarafından yönetildiğimizin kanıtı. Aynı hükümet halkı vergiye boğarken, ülkeye 1,25TL’ye giren akaryakıtın üzerine bir o kadar ÖTV koyup, yetmezmiş gibi ÖTV üzerinden bile KDV alarak halka 4TL’ye zıbartırken, hazineyi doldururken ve bunu aslında halka hizmet etmek için kullanması gerekirken, bu hizmeti lütuf olarak göstermesi komediler ötesidir.
Asıl acı olan nedir biliyor musunuz? Öyle bir hükümete sahibiz ki, vergi üzerinden vergi alan bir hükümet bu. Özel tüketim vergisi üzerinden katma değer vergisi alan bir hükümet bu. İnanması bile güç ama gerçek. Ve bunu yapan hükümet, halkı büyük bir maddi külfete sokan bu hükümet, halktan söke söke parasını alırken, halkın parasıyla krallar gibi yaşayıp utanmadan aynı halka laf sokuyor.
Belediye yardımıyla yapıldığı bilinen Kadir Has Stadyumu’nun yapımında bile aslında siyasi bir dokunuş vardır. Siz inanıyor musunuz ki eğer Abdullah Gül Kayserili olmasaydı o stadın yapımı bu kadar basit ve çabuk olsun? Gördüğünüz üzere tamamen ayrı olması gereken siyaset ve spor, maalesef bu hükümetler yüzünden birbirine girmiştir. Bu zihniyete sahip bir hükümetin bir çok şeyi sporseverlerin başına kakacağı bilinen bir gerçektir.
Toki başkanına şunu söylemek lazım aslında. Galatasaray Ali Sami Yen Stadı’nın üst kullanım hakkından vazgeçip o araziyi olduğu gibi terk ederken, o arazinin satışından elde edilen çuvalla para benim mi, bu halkın mı, Galatasaray taraftarının mı cebine girmiştir? Yoksa kendi başkanı olduğu birimin kasasına mı girmiştir? İlk önce buna cevap versinler ki, ondan sonra bilelim; bu stadyum bizlere bir lütuf mudur, yoksa bazılarının cebini doldurmuş bir yatırım mıdır?
Bir de şu soruya cevap versin, hükümet ve ekürisi Toki. Bu stad yapılırken hangi taşeron firmalara iş verildi, hangi firmalar zengin edildi ve bu firmaların ne kadarı hükümet kanadına yakın, aynı görüşü paylaşan, ahbap firmalardı? Onlar kendi ceplerini doldurup daha çok zengin olurken, acaba kim kime lütuf da bulunmuş? Halk mı, hükümet mi, Toki mi?
Adnan Polat için söylenecek bir şey yok. Her ne kadar ben aslanım diye geç elden kükrese bile hala siyasi karar alma mekanizmasının yanında yer almıştı. Bunun nedenlerini bilmek güç değil.
Bu stad için en çok kime teşekkür etmeli? Başta vefat eden değerli işçiler olmak üzere tüm işçiler ve terlerini son damlasına kadar döken çalışanlara teşekkür etmeli.. Emekçilere teşekkür etmeli.. Çünkü cebini dolduran doldurdu.
Özellikle metro inşaatı konuşulurken stadın hemen yanında Devlet hastanesi inşaatının başladığı; yakında İBB binasının da o araziye taşınacağı atlanmamalı hatta bloglar tarafından sürekli dillendirilmeli. Kamu binaları + stadyum için yapılmıştır metro istasyonu; bir kamu görevlisinin de boynunun borcudur bu binalara ulaşımı sağlamak lütuf değil! Valla bilmiyorum ama Almanya'da 2. Dünya savaşından sonra adam asılmamıştır tahminen. Ancak emin olduğum bir şey var o da bu binalar misal Berlin'de yapılsa ve belediye başkanı metroyu inşa etmese kesin gönderirler darağacına!
YanıtlaSilblogunuz su stadyum olayindan sonra iyice siyasilesmeye baslamis, bu derece hukumete yuklenmek mi sizin isiniz, sporla Galatasaray la ilgili yazilar yazmak mi? olayin tamamen toki baskaninin seviyesizligi oldugunu herkes biliyor, ondan sonraki basbakanin ,polatin yorumlari da dogru degil belki ama sizin de bir siyasi partiden tum Galatasaraylilari sogutma cabaniz hepsinden yanlis...
YanıtlaSilbencede artık sporla siyaseti karıştırmamak gerekiyor. ben bu sayfayı ilk günden beri takip ediyorum. yazılarınızın hepsini okudum. çokta beğenerek takip etmekteyim ancak amaç spor olmalı siyaset değil
YanıtlaSilBiz bu konular için sessiz kalan ve bu yüzden de sürekli eleştirilen taraftık. En son biz konuşmak istedik ve öyle de yaptık, bu konu hakkında başka bir yazı olmayacak zaten. Ritüelin diğer bölümü transferler ve takımın geleceği üzerine, 18:00 ve 00:00 da yayında diğer iki bölüm de.
YanıtlaSilçok doğru diyorsunuz, bu yazdıklarınızın siyasetle alakası yok. bunları siyaset olarak görenlerdir aslında siyaseti yapan, hepsinin hayat felsefesi olduğu için biat etmemizi bekliyorlar. yok siyasetle dolmuş blog gidin spor konuşun falan, hadi oradan!
YanıtlaSilArena konusunda yaşanan şeylerin özü ortadayken bunun üzerine gitmek ve üzerine konuşmak gerekir. Bunun üzerine konuşmak salt sporla olmayacaktır. Çünkü yaşanan sorun spordan yalıtılmış ve spor harici bir çok mecraya vurulmuştur. Bunun üzerine konuşmamak doğru olmazdı. Konuşmamız gerekiyordu. Ülkemizdeki durum bu. Gerçekler bu. Bu gerçekleri konuşmadan kafamızı deve kuşu gibi kuma gömemeyiz. Ortada bir Türkiye gerçeği var ve bu gerçekler hangi platform olursa olsun konuşulmalı.
YanıtlaSilTaş atılmadı. Yumurta atılmadı. Sadece konuşuldu.
tamamen iktidar düşmanlığının dışa vurumu.. Çok doğru bir sözü dile getirdi başbakan İyilik yap at denize balık bilmezse halık bilir dye.. Şu iktidarın ülkeye kattıklarını görmemek hazımsızlıktan öte başka birşey değil malesef..
YanıtlaSilHiç birşeyden anlamıyosanız bile hiç olmazsa televizyonunuzu açın TRT de Erzurumda olanları izleyin.. Erzurumlularla konuşun yapılan yatırımın Erzurum a verilen değerin etkisini sorun birde ekran başında Dünyadan bihaber atıp tutan kendinize bakın.. Türkiye büyük şehirlerden ibaret değildir Anadoluda yapılan yatırımları bir inceleyin işsizlik oranına bakın bir de Belediyelerin bas bas bağırarak işçi alımı yapacağız dediği halde evinin dibinde yol parası kira vermeden oturduğu halde 800 tl maaşı beğenmeyen insanlara bakın..
Tarafsız olmak zor değil ama şu ergenekon dedikleri nedir bu kadar belge yerin altından çıkıyor amaçları nedir diye de bir sorun isterseniz.a Pardon onlar da hükümetin işiydi değil mi?
Şimdi bunlar ne neden yazıldı diyebilirsiniz ama sadece okuduğum yazılarda iktidar aleyhine yazılar görüyorum madem gündem de bu kadar önemli yer tutuyor hayatınızda oturup hastanede 650 küsür gündür yatıp ifade dahi vermeyen insanlardan bir iki satır birşeylerde yazın bilgilenelim..
Spor işte bu yüzden siyaseti içinde barındırmaz spor işte bu yüzden kardeşliktir.. Sağcısı solcuyu takımının attığı golden sonra birbirine sarılmasıdır yanımdaki kimdir demeden..
Severek okuduğumuz takip ettiğimiz sitenize karşı içimize bir soğukluk düşüren siyasi yazılardan uzak haberler okumak dileğiyle..
"Ülkemizdeki her hükümet özel bir yeteneğe sahip" cümlesinin hangi tarafı anlaşılamadı ben onu anlayamadım. :)
YanıtlaSilYahu tüm hükümetler aynı diyoruz, olay siyasi iktidara geliyor. Hepsi aynı şeyin laciverti.
Spor kardeşliktir diyorsunuz ama aynı siyasiler karışıp karışıp duruyorlar. Sporu ben öldürmüyorum, sen öldürmüyorsun, Kamil öldürmüyor. Misal bir federasyon başkanlığı değişimi sanki özerk bir düşünce ile yapıldı.
Ülkemiz o kadar süper ki insanlar zenginlikten ölüyorlar. Açlıktan ağzı kokan altında araba ile dolaşıyor. Ama etraftaki onca işsizin sebebi benim, sensin, odur. Yukarıdakiler mi? Hadi canım.. Onlar bizim için çalışıyor.
Dünyadan bihaber dediniz de, ben en iyisi şöyle diyeyim; bulunduğum yere milletvekilleri geliyor. Hemi de iktidardan. Çıplak kulaklarımla duydum kelamlarını. Halkı düşünmek? Geçiniz. Adam kendi ağzıyla "tabii ki cebimi dolduracağım, halkla kim uğraşır" demişti.
Bu iktidar düşmanlığı değildir. Bu halkı adamdan saymayan ve insanlara kıymet vermeyen kaç kusür yıllık çürümüş yapıdır. Anlamadığınız nokta bu.
Ama asıl olay da şu. Sorulan soru arena ve problemler. Ve maalesef orada yaşanan bir çok şey spordan uzaktı. Demeçlerden kızgınlıklara kadar.