4 Ocak 2011 Salı

İlk Yarıda Fenerbahçe / Oğuz Öztürk {mutlakgolpozisyonu.blogspot.com}

Ligin ilk yarısı Fenerbahçe adına büyük bir çelişkiydi aslında. Zorluk derecesi düşük görünen maçlarda zorlanmayan ve farklı skorlar yakalayan bir takım izledik ama bunun akabinde zorluk derecesi yükseldiğinde de zorlanan bir takım vardı. Bu açıdan da Aykut Kocaman eleştiri alıyor ama yılların getirdiği ve alışılan düzenden çıkılıp, yeni bir sayfa açmakta kolay bir iş değil. Ben Aykut Kocaman'ın devrim peşinde olduğunu inanıyorum ve kendisine zaman verilmesi şart gibi görünüyor. Fenerbahçe'nin bu sorunlarını, artılarını ve eksilerini de Oğuz Öztürk'le konuştuk...

Sezon başında yaşanan ufak çaplı bir Daum krizinin ardından Aykut Kocaman'ın teknik direktörlüğe geldiği açıklanmıştı ve bu durum da zaten beklenen bir gelişmeydi. Aykut Kocaman'ın da göreve geldiği öğrenildiğinde hemen kafalarda bazı sorular oluşmaya başladı. Sonuçta büyük bir Fenerbahçe efsanesi ve teknik direktörlük günlerinde de sevilen bir futbol felsefesi vardı. Topa hakim olan, pas futboluna dayalı bir sistemi olduğunu biliyorduk. Ligin ilk yarısını genel olarak ele aldığında nasıl bir Aykut Kocaman portresi karşımıza çıktı ve takım senin sezon başında belirlediğin beklentilerin neresinde yer alıyor?


Oğuz Öztürk: Öncelikle sezon başında kafamda oluşturduğum Fenerbahçe'nin tamamen beni haklı çıkarttığını, ancak yanılmamı sağlayan gelişmelerin son yıllarda alışmadığımız biçimde Kadıköy'deki derbi maçlarda alınan sonuçlar olduğunu söyleyebilirim. Eğer Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda oynanan derbi maçları kazanılmış olsaydı Fenerbahçe şuan zirveye daha yakın bir takım olacaktı. Bunun yanında gelişen Anadolu futbolu ile beraber doğal olarak bazı maçlarda olağan puan kayıplarının çokta tuhaf olmayacağını düşünüyordum. Trabzonspor'un liderliği ile biten ilk yarıda Fenerbahçe'nin beklediğim noktada olduğunu söyleyebilirim.

Daha önce Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'si için 'yürümeyi öğrenen bir çocuktur' ifadelerini kullanmıştım. Hâlâ da öyle düşünüyorum. Aykut Kocaman sezon öncesinde ne demişti? " Kuvvetli, hızlı, iyi oynayan ve beraber düşünüp hareket eden takım oluşturmak öncelikli hedefimiz..." Peki bu ne derece de başarıldı? Ya da Fenerbahçe için bu hedef uygun mu? Bunlardan yola çıkarak Fenerbahçe'nin esas sorununa da ulşamış oluyoruz. Onun cevabı da bir alt soruda gizli. Son olarak Aykut Kocaman'ın Fenerbahçesi için umutlu olsam da 2003 yılından bu yana daimi bir istikrarın sağlanamaması canımı çok sıkan bir mevzu. Onu da eklemek isterim...

Bu sezon çok gol atan ama bunun akabinde de basit goller yiyebilen bir Fenerbahçe var. Ayrıca zorluk derecesi yüksek maçların da hiçbirinden beklenilen alınamadı. Bunun yanında ise zayıf görülen rakiplerin hepsi neredeyse ezilip geçildi. Takımın gidişatında oluşan bu dengesizliği hangi sıkıntılara bağlıyorsun ve bunu çözmek için neler yapılabilir?


Oğuz Öztürk: Bahsedilen bu 'dengesizlik' Fenerbahçe'nin kesinlikle en büyük sorunu. Bu durum yapılacak transferleri de büyük ölçüde etkiliyor. Örneğin Fenerbahçe'nin kupada Bucaspor ile oynadığı maça bakıldığında takımın beşten fazla transfere ihtiyacı olduğu ortaya çıkabilir. Peki ligde farklı ve güzel bir oyunla galip gelinen maçlardan sonra böyle bir söylemde bulunmak mümkün mü? Hayır.

Öncelikle Fenerbahçe'nin düzeltmesi gereken şey yaşadığı bu 'dengesizlik'tir. Yani oyunda mutlaka bir istikrar sağlanmak zorunda. Aykut Kocaman'ın da Fenerbahçe'de oturtmaya çalıştığı tam olarak bu. Tek sorun geçecek bu süre zarfında alınan mağlubiyetler ya da oluşacak puan kayıpları...

İlk yarıyı genel olarak göz önüne aldığında, en beğendiğin, bu benim için hayal kırıklığı oldu dediğin ve beklentilerim dahilinde bir performans gösterdi dediğin {iyi veya kötü anlamda} Fenerbahçeli futbolcular kimler oldu?


Oğuz Öztürk: Daha iyi bir performans sergilemesini beklediğim isimlerin başında Miroslav Stoch geliyor. Genelde sonuna kadar gidebilen, ancak son noktayı koyamayan bir performanstı Stoch'unki. Daha çok genç olması tek avantajı. Zamanla Fenerbahçe onu uzun süre elinde tutabilirse harika bir oyuncu profili ortaya çıkabilir. En beğendiklerim ise kişisel hırsı sebebiyle zaman zaman haklı olarak eleştirilere maruz kalan Emre Belözoğlu, Niang ve tabii ki Alex. Kaptan Alex'i zaten beğenmemek gibi bir lüksümüz hiç olmadı. En azından benim...

Mamadou Niang 0-0 biten Galatasaray maçından sonra biraz durgunlaşsa da bence ilk yarıda Fenerbahçe'nin en iyilerindendi. Kalede Volkan Demirel nedense çok sessiz bir yıl geçiriyor. Çok gündeme gelmiyor. Sadece işini yaptığı için onu da kutlamak gerek. Mehmet Topuz alışma evresini artık yavaş yavaş atlatmış gibi görünüyor. Sahada en çok mücadele veren oyunculardan bir tanesi. Gökhan Gönül'ün hücuma katıldığı anlarda onun açığını kapatması da Kayserispor günlerinden gelen bir özelliği. Oyun zekası açısından çok verimli bir oyuncu olmasa da eğer ligimizde şampiyonluk istiyorsanız Mehmet Topuz gibi bir futbolcunun mutlaka kadronuzda bulunması gerekiyor.

Okan Alkan ve Gökay İravul da kendi adıma büyük umutlar uyandırdı. Gökhan Gönül'ün olmadığı maçlarda Okan Alkan bence ziyadesiyle görevini yerine getirdi. Gökay İravul'u ise canlı olarak izleme fırsatı buldum. Gelecek için büyük ışık veriyor. Oun mücadeleci yapısı ise en büyük özelliği.

Ben, Alex'li mi yoksa Alex'siz mi tartışmalarının ötesinde Alex'in oynadığı her maçta ondan keyif alma taraftarıyım. Bu sezona da baktığımızda zirve dönemleri içerisinde en zirve noktada bulunuyor demek mümkün. Alex'in bu sezonki performansı ve takım içerisindeki rolü için neler söylemek isterdin? Ayrıca Aykut Kocaman'ın uzun vadeli planlarının içerisinde Alex hangi rolde yer alıyor?

Oğuz Öztürk: Öncelikle şunu söyleyebilirim, Alex ve Fenerbahçe'nin 2004 yılında başlayan destansı hikâyesi bu sezon sonu son bulabilir gibi duruyor. Alex her maç her daim olduğu gibi iyi performanslar sergilese de Aykut Kocaman'ın gelecek planlarında Alex'i düşünmediği gerçeği kafamı kurcalıyor. Onun dışında tabii ki anlık olarak Alex'in oynadığı maçlarda ondan keyif almakta gerekiyor. Şimdi Fenerbahçe taraftarının sorgulaması gereken O gittikten sonra nasıl bir sistem olacağı?

Ligin devre arasında Fenerbahçe'yi nasıl bir transfer harekatı bekliyor dersin? Hangi mevkilere futbolcular getirilmeli ve senin takımdan gönderilmesi gerekiyor dediğin isimler kimler? Son olarakta bu transferlerden sonra ligin ikinci yarısında nasıl bir Fenerbahçe tablosu bekliyorsun?

Oğuz Öztürk: Defans ve hücum mekiisi için transfer haberleri konuşuluyor. Lugano ve Yobo'nun olduğu defans hattına herhangi bir takviye gerekmiyor. Fabio Bilica da her ne kadar kişiliği ile haklı olarak tartışmaların içine alınsa da bu iki defans oyuncusunun alternatifi olarak takımda kalabilir. Ancak onun takımdan ayrılacağı haberlerinin olduğu şu günlerde, başka bir takıma gitmesi durumunda aleternatif bir isme daha yönelme olabilir.

Forvet ve hücum hattında da sıkıntı olduğunu söylemek güç. Bu yüzden Fenerbahçe'nin asıl transferi kesinlikle 'daha fazla hırs' olmalı... Kadroda Emre ve Mehmet Topuz haricinde çok fazla 'ısıran' oyuncunun olmaması bence en büyük sıkıntı. Sol bek adına transfer dedikoduları ise kulağımıza en çok gelenlerden. Fenerbahçe bu mevkiiye yeni bir isim bulmak yerine Andre Santos'u yeniden motive edip bu şekilde bir 'transfer' yapmalı. Bence Caner Erkin (çok kötü veya yeteneksiz olduğunu asla söylemiyorum) Fenerbahçe'de Andre Santos'u kesebilecek bir futbolcu olmamalı. Brezilyalı oyuncunun son yaptığı açıklamalardan sonra takım içinde onunla ilgili iki taraflı br güven eksikliği olduğu apaçık ortada. Bence bu sorun giderildiği vakit bu mevkii için sorun kalmayacaktır.

Kişisel olarak takıma katılmasını istediğim oyuncu ise Emenike. Onu Mamadou Niang ile yanyana düşünesenize?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir