
Benim çocukluğum kötü kalecileri izleyerek geçti, Galatasaray kalesine atılacak her topun gol olacağını zannettiğim anlar çoktu. Nezih Ali Baloğlu'dan tutun, Hayrettin'e, Volkan Kilimci, Mehmet Bölükbaşı, Stauce ve bir Beşiktaş maçında yediği golden sonra kafasını kale direklerine vuran kaleciye kadar {soyadını çıkartamadığımdan adını yazmıyorum}. Sonra Taffarel'di, Mondragon'du büyüme dönemimde sağlam kaleciler gördüm ama Leo Franco'ydu falan derken bu hastalık yeniden nüksetti. Şimdi de büyük sorunumuz yerli kaleciler yönünde, onun da derininde yatan sorun ise o kalecilerin neden yıllar içerisinde istenilen kıvama gelmemesinde.
Aykut Erçetin bu takıma katıldığında 4. kaleci konumundaydı ve potansiyeli de çok büyüktü. Eser Özaltındere bu adamı deneyip, beğenmişti. Ama ilerleyen yıllar beraberinde şansları da getirmesine rağmen Aykut Erçetin'in istenilen düzeye erişemediğini gördük. Bu süre zarfında Fevzi Elmas da vardı tabii, kendisini atlamamak gerekli ama biz Ufuk Ceylan'a geçelim. Çünkü yine bir genç kaleci, yine büyük potansiyel ve geleceğimiz diye gösterilen bir isim. Oysa onun da bir senede gelemediği nokta ortada, her geçen gün batıyor ve izlenimi daha kötüye gidiyor.

Genel olarak ele aldığımızda ise sorunun temeli kaleci hocasıdır. Ne yerli kaleciler istenilen kıvama geliyor, ne gelen yabancılar beklenileni veriyor. Galatasaray kalesi nereden bakarsak bakalım alarm veriyor ve bunun da nasıl düzeleceğini bilmiyorum. Ben kendi ekibimle çalışırım diyerek gelen Rijkaard'ın bile yanında yardımcı yerli hoca koyamıyorsunuz ama kaleci hocası aynı kalabiliyor. Bu duruma Hagi'nin de el atamadığını görüyoruz ve Adnan Sezgin misali üzerinde dokunulmazlık duvarları olan Nezih Ali Baloğlu'na kimse dokunamıyor.
Bu arada Eser Özaltındere ve Taffarel gibi bu takımla özdeşleşmiş kaleci simaları da hala boşta. Bunu da belirtelim.
Dün gece buna benzer bir yazıda ben yazdım.
YanıtlaSilhttp://kuleforvet.blogspot.com/2011/01/artk-yeter.html
Nezih Ali Boloğlu'nun Zapata ile birlikte Galatasaray'da çalışacağı kaleci sayısı tamı tamına 11 oldu. Bu sayıya alt yapılar dahil değil. Ve Mondi dışında hiçbirisi tutunamadı. Hadi Zapata'yıda bir kenara bırakalım izlemedik daha tam 9 kaleci. El insaf be nezihi.
O kafasını kale direklerine vuran kalecide Mehmet Duymazer'di. Beşiktaş maçında 3 hatalı gol yeyince direklere kafa atmıştı. 2004 yılında okul önünde esrar ve extacy satmaktan tutuklanmıştı noldu bilmiyorum sonra.
az önce Telegolde Gökmen Özdenak söyle bisey dedi:
YanıtlaSil"kendisine sayigisizlik yapmak istemiyorum ama Nezihi'nin ne kariyeri varki kaleci yetistirecek?"
99 yılın başında doğru bir söz söylemiş :)
YanıtlaSilyabancı ülkelerde kaleci antrenörü olabilmek için herhangi bir lisans,diploma,belge gerekmiyormuş.ama türkiyede bunun için belge gerekiyormuş.o yüzden sanırım yabancı ülkeden kimse gelmiyor.
YanıtlaSilAvrupada kaleci antrenörleri icin Uefa onayli egitimlerin mevcut oldugunu biliyorum.Ha kulüplerde calisabilmek icin bu egitimlerden gecmek arkadasin da dedigi gibi sart olmayabilir.Ama mantik yürütmek bedava,bi kaleci nasil daha iyi olur? isin ustasi olan biri tarafindan egitilerek.Galatasaray'da bu usta yok ne yazikki..Ufuk egilip topa nasil hamle yapacagini bilmiyor.Aykut yillardir ayaklariyla yaptigi hareketleri gelistiremedi.ikiside ne Valdez nede Casillas gibi "son libero" olarak oynayamaz..2011 yilinda kalede cakili kalan kaleci bi Galatasaray'da var herhalde!
YanıtlaSilPierre Esser vakasını unutmayın unutturmayın!!!
YanıtlaSil