10 Şubat 2011 Perşembe

Melek Hu'nun Değerli, Almitu Bekele'nin İçi Boş Başarısı

Her ülkenin ekol olduğu bir spor vardır, bazı ülkeler birden çok sporda ekol durumdalar ama bu ayrı konu. Çin de birçok sporda ekol olan ülkelerden ama konumuz masa tenisi. Şunu belirtelim, Çin masa tenisini Dünya üzerinde parsellemiş ülkelerden. Öyle ki, Çin'in rakip olduğu çoğu ülkenin de aslında Çinli sporcular kullandığını görüyoruz. Bir bakıma Çin kendi kendisiyle mücadele ediyor ve biz de masa tenisi denildiğinde akıllara ilk gelen şey olan Çin devşirmesini kullananlardanız.

Atletizm'de Afrikalı atletlere yöneldiğimiz gibi, hatta ata sporumuz dediğimiz güreşte Mısırlı sporcu devşirmeye çalıştığımız gibi.

Ya da bunun gibi akıllara gelen birçok örnek gibi.

Bu devşirme sporcuları ne kadar benimsersiniz, benimsemezsiniz bunlar sizin bileceğiniz şeyler. Kimse kimseyi bu açıdan eleştiremez. Kimi benimser devşirme sporcuları, kimi ise kökten karşı durur. Bu bir görüştür.

Masa tenisine geri dönersek Melek Hu gibi potansiyeli çok büyük bir sporcuya sahip olduğumuzu belirtelim. Onun henüz 19 yaşında Pekin Olimpiyatlarında yaptıkları Türkiye adına birer ilk ve ezber bozan hamleler olmuştu. Olimpiyatlarda masa tenisinde ilk defa temsil edilmemizin yanında, ilk kez tur geçebilme gibi ilkleri de görmüştük. Sanırım bu ilkeri yaşamaya da devam edeceğiz ve günün birinda masa tenisinde ilk madalyamıza da konacağız.

Melek Hu'nun bugünlerde ''Avrupa En İyi 12'ler Turnuvası''nda üçüncü olarak bronz madalya aldığını ve büyüklerde ilk defa {Türkiye adına} böyle bir başarı geldiğinin de altını çizelim. Doğal olarak yeni hedeflerde Dünya Şampiyonası ve Olimpiyatlar oluyor. 2012 Londra, 4 yıl daha tecrübe kazanmış Melek Hu için güzel bir deneyim olacak. Olmadı 2016 var, Melek Hu için hala büyük fırsatlar var, yaşı henüz çok genç ve en güzeli arkasında büyük destek var. Fenerbahçe'yi bu konuda takdir etmemiz gerekiyor.

Bu arada atletizm'e de zıplayacak olursak Almitu Bekele'nin Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Kros Yarışmaları'nda üst üste 3. şampiyonluğuna ulaştığını söyleyelim. Ama bu benim için birşey ifade etmiyor, çünkü bu sporcularımızın asıl yarışacağı yer pistler olmalı. Malesef ülkemizdeki kulüplerin tutumları yüzünden önemli sporcularımızı ilginç ilginç yarışlarda izliyoruz. Bu kros yarışmalarında 1500 metrede birşeyler beklediğimiz atlet olan Aslı Çakır'ın olduğunu da yazalım. Ne katabilir kros kendisine, çok ilginç bir atletizm yönetimine sahibiz. Hem birşeyler istiyoruz ama alakasız işler yapıyoruz.

Beleke sırf bu yarışta olduğu için 4-6 Mart tarihleri arasında yapılacak olan Avrupa Salon Atletizm Şampiyonası'nda büyük ihtimalle olmayacak. Pist yarışlarında olmayacaksa ne anladım bu işten. Birkaç ay sonra Dünya Şampiyonası var, seneye Olimpiyatlar var. Madalya, başarı beklentisi içerisinde olduğumuz atletleri doğru yarışlarda hazırlamamız lazım. Şu sıralar atletizm adına ölü bir dönem olabilir ama bu boş dönemde kros yarışlarında yer almak bize bir artı getirmez. Sporcu boş durmasın mantığı oldukça yanlış.

Büyük atletler, ne kadar çok büyük yarışların içerisinde yer alırlarsa ayakta kalabilir. Bizim atletletimizin prestijli pist yarışlarında, Diamond League içerisinde yer alması lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir