
Malesef iki maçta bir futbolcuyu veya teknik adamı kral yaparlar ama bir günde de yerin dibine sokabilirler. Bu da en büyük kusurları.
Ben maçları kalabalık mekanlarda izliyorum ve o mekanlar da her türlü insan var. Galatasaray için yazmıştım, adam Baros için ''Stancu dönmese iyileşmezdi'' diyebiliyor ya da Lorik Cana'ya ağzına geleni söyleyebiliyor.
Ben Ünye'de oturuyorum ve burada da Trabzonlu nüfusu oldukça fazla. Ünye içerisinde anket yapılsa eminim Trabzonsporluların sayısı çok daha fazla çıkar. Bu yüzden de Trabzonspor maçı olduğunda beraber izlediğim kişi sayısı oldukça artıyor. Bu kişilerin ligin ikinci yarısı başladığından bu yana da ortak bir görüşü var. O da Şenol Güneş'ın hoca olmadığı yönünde. Ligin ilk yarısında takımın iyi gidişatı, harika futbol falan bir kenara bırakılmış ve herkes bu kötü gidişatın tek sorumlusunun Şenol Güneş olduğunu söylüyor.
Şenol Güneş'i anlatmamıza gerek yok aslında, adam herşeyden önce büyük bir futbol filozofu. Şu Burak Yılmaz & Engin Baytar tartışması karşısındaki tutumunu da gördünüz. Bu iki futbolcunun da yaptığı iş değil, takımın 1-0 önde ve olan olmuş. Jaja'ya atılan pas da müthişti ve gol olsaydı eminim böyle bir tartışma yaşanmayacak. Devamında da Engin Baytar yine alışıklık şovlarının içerisine girdi falan ama bir şekilde bu olay çözüldü ve o Burak Yılmaz attığı iki golle takımını galibiyete taşımış oldu. Hiç düşünülmüyor mu, Şenol Güneş'in soyunma odasında bu futbolculara nasıl bir yaklaşımda bulunduğu?

Şu takımı da Şenol Güneş dışında kimse bu noktada tutamaz, bundan eminim. Bu yüzden egoları, iç dinamikleri geri plana itip hala lider olunduğunu unutmamak lazım. İpler başkasının değil, Trabzonspor'un elinde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder