
Genç basketbolcuları pek tanımadığımdan Enes'in o tek periyottaki performansı beni etkilemedi. Çünkü kafam başka yere takıktı. Maça girmeden önce Efes Pilsen'li çocuklar münibüslerini bekliyordu ve diğer oyuncuların yanında Yao Ming misali uzun kalan birini gördüm. Efes Pilsen'in de finale kaldığını duyunca bu uzun adamı izlemeye gelelim dedik.
Final ise malum. 85-75 Fenerbahçe kazandı. Enes Kanter tek başına kazandı maçı, Fenerbahçe de dememek lazım aslında. 46 sayı, 26 ribaund. %75 saha içi isabeti, %100 serbest atış. Asist ve blok sayısı aklımda yok. Efesli o uzun çocuğu tutan da Enes'ti, savunmada bitiren de, hücumda üzerinden smaç basan da.
Bu performansı görünce şok olduk tabii. Yanımda da kuzenim vardı. O da benim gibi bir Galatasaraylıdır ve hiç kıvırmaya gerek yok Efes Pilsen'i tutuyorduk o maçta. Üstelik de tam Fenerbahçe bench'inin arkasındaydık. Şaşırdı tabii o da, ben ona baktım o bana baktı. Sonra da kalktım ayakta alkışladım Enes Kanter'i.
Bu ilk ve tektir. Fenerbahçeli bir sporcuyu ayakta alkışladığım görülmemiş birşey ama öylesine bir performansı da değil ayakta amud vaziyette alkışlarsın.

Utah Jazz'a gitmesi güzel. Oranın güzel bir geleneği vardır ve Mehmet Okur da büyük avantaj aslında. İyi bir akıl hocası olabilir ona. Enes Kanter için korkum ise Milli Takım yönünde. Bazı yıldızlar nazlıdır, bi gelir bi gelmez. Konuşmak için erken ama Enes Kanter'de de bu var. Ncaa uğruna 2009 Avrupa Şampiyonası ve 2010 Dünya Şampiyonası'nı da kaçırdı. Şimdi de yeni draft oldu, yaz ligiydi derken gelmeyebilir. Lokavt olursa gelmeyi düşünüyorum dedi zaten, umarım o fikri değişir ve Milli Takım'da yer alır. Çünkü bu adam çok uzun yıllar bizi taşıyacak, en az 10 sene boyunca Enes Kanter'i konuşacağız.
Umarım Utah Jazz uzun temizliğine başlar, Enes Kanter'e yol açar ve beklentiler de karşılanır. Artık bizim de düzenli All-Star olabilen, çok kaliteli bir basketbolcumuz var deriz.
büyük umutlar beslenen bir takıma gitti enes kanter, paul millsap ile aynı pozisyonda iyi süreler alacaktır.. oynamadığı bir yıl sebebiyle 3. sıradan girdi yoksa irving ve williams daha iyi oyuncular değildi.. geçtiğimiz yıllarda nike hoop summit'te ki istatistikleri hala akıllarda ve bu organizasyonda en fazla sayı kaydeden uluslarası oyuncu konumunda -nowitzki'nin elinden aldı ünvanı- gözümde nuri şahin ile beraber şu an en başarılı türk sporcudur.. yolu açık olsun milli takıma gelemese de dualarımız onunla
YanıtlaSilAbartmamak lazım bence, Enes şu grup içerisinde gözü kapalı ilk sıradan gidebilecek potansiyelde bir oyuncudur. Kendi sınıfına karşı oyunu nasıl domine ettiğini Hoops Summit'de gördük.
YanıtlaSilSon yılların en zayıf draft sınıfından bahsediyoruz sonuçta. Tristan Thompson diye sıçramak ve hücum ribaundu almaktan başka bir şey yapmayan, dahası boyu ve size'ı da olmayan bir adamın dördüncü sıradan gittiği, her draftta 15-25'ten sonra bulunan arada kalmış oyuncuların kapış kapış gittiği, uluslararası oyuncuların domine ettiği bir draft bu. ( Normalde kolej kariyeri yapmayan adama pek güvenilmez NBA'de, Biyombo-Vesely-Val. gibi adamların bu kadar tepeden gitmesi sınıfın zayıflığını bağırıyor zaten.
Ne zaman Türk altyapılı 3-4 oyuncu birde ilk 15 de demiyorum, ilk raunddan seçilir, o zaman Türk sporu - Türk basketbolu açısından bir ilerlemeden bahsedebiliriz. Enes Kanter, çok başarılı bir projedir ve inanılmaz bir PR çalışmasıdır ( son sezonu boş geçmiş bir oyuncunun ilk üçte gitmesi ve kimsenin itiraz etmemesi, draft ne kadar sığ olursa olsun enteresandır ) Ama bunun meneceri ile, Calipari ile, ailesi ile alakası var, Türk Basketbolu ile değil, Türk Basketbolu o sınavı Enes bu sezonu Fenerbahçe Ülker'den aldığı maaş yüzünden boş geçerken - veya bu adam alt yaş gruplarını domine ederken rotasyonun beşinci oyuncusu olarak kullanırken kaybetti.
@ Nedegileefendim,
YanıtlaSilYahu biz çok iyi biliyoruz adamı, cebine yıllık birkaç milyon $ koyacak profesyonel yöneticiler bilmiyor öyle mi? Basketbolun anavatanındaki dünyanın dört bir tarafını tarayan pahalı scoutlar da uyumuş üstelik? Yapmayın allah aşkına. Daha 15-20 sene önce "İtalyan uzunlarına karşı eziliyoruz boyalı alanda" diyorduk, şimdi ise NBA'e 2.10 üstü uzunlar ihraç eder hale geldik, bunun adı gelişme değil de nedir? Basketbol açık ara bu ülke sporlarının uluslararası arenada en iyi temsil edildiği daldır...
Onur Erdoğru
Sayın Onur Erdoğdu,
YanıtlaSilYazdığım yorumun hangi kısmından: "Enes kötü oyuncudur" önermesini çıkardığınızı sorabilir miyim? Yorumun ilk cümlesini gözden kaçırdığınızı umarak alıntılıyorum: "Enes şu grup içerisinde gözü kapalı ilk sıradan gidebilecek potansiyelde bir oyuncudur. Kendi sınıfına karşı oyunu nasıl domine ettiğini Hoops Summit'de gördük."
Enes o draft'ın Valanciunas ile beraber açık ara en iyi uzunudur.
Gelin görün ki iyi oyuncu "çıkarmak" ülke basketbolunun geliştiğini göstermez, bakın ısrarla yetiştirmek demiyorum. Enes dışındaki BÜTÜN türk uzunları devşirmedir misal. Mirsad'dan Ersan'a, Ersan'dan Asım'a, Asım'dan Ermal'a, Ömer Aşık'a, bu adamların hepsi Balkanlar'dan getirilmiştir ( Ersan, Özbekistan'dan geldi farklı olarak ) Altyapı düzeyinde Türkiye'de aktif kulüpler vardır elbet, ama büyük bir çoğunluğu kısıtlı sayıda idman yapmakta, daha da büyük çoğunluğu ise ailelerden aldıkları katkı paylarıyla yaşamaktadır. Bu bahsettiklerim basketbol okulları da değil, bildiğin gençler 1. ve 2. lig takımları.
Enes, çok başarılı bir projedir. Ama başarı Türk basketboluna ait değildir. Bireylere aittir. Babasına aittir, ilk koçuna aittir, ona bu vizyonu çizen ailesine aittir. Kentucky'de onu alan oynayamayacağı ortaya çıktıktan sonra bile destekleyen, bir sene asistan koçluk yaptıran Calipari'ye aittir.
Bu yaşta son 1.5 senedir rekabet oluşturacak bir müsabakaya katılmamış bir oyuncu için bana ülke basketbolunun ürünü demeyin lütfen. Enes ülke basketboluna rağmen çıkmıştır.
Alt yapılarda da, üst yapılarda da, başarı hemen başarı - ne olursa olsun başarı motto'suyla davranan kulüplerimizin oyuncu gelişiminde ne kadar marifetli olduğunu, senelerdir yaşadığımız oyun kurucu sorunundan ( ender, engin atsür 18 yaşından sonra ne kadar ilerleme kat ettiler? Kerem ne kadar kat etti? )
Yüksek potansiyelli oyuncularımızın tek yönlü işçilere dönüştürülmesinden : ( Sinan Güler gibi bir adam hala benç ısıtıyor, Ömer Aşık kadar dominant olabilecek bir adam NBA'de top eline gelince bomba tutmuş gibi yandakine veriyor, Semih Erden'in yaptığı top kaybının şut mekaniğindeki sorunların haddi hesabı yok. Allah aşkına bir benzer yaş grubundaki Litvanyalı uzunların şutuna bakın, bir de bizimkilere bakın. Şut mekaniği dediğimiz şey çalışarak, çalışarak, çalışarak öğrenilir. Vücut ezberleyene kadar çalışırsın - yetenekle yeteneksizlikle alakası yok.
Bü ülke mevcut atılımını Efes ve Ülker'e borçludur, saydığım bütün adamları bu adamlar getirmiş, eğitmiş ve sonuna kadar faydalanmıştır bu adamlardan. Ama son 5 yılda kaç oyuncu geldi? Bunları da düşünmek lazım.
Semih Ömer Oğuz en az bir 6-7 sene daha götüreceklerdir pota altını, Furkan da yardımcı olacaktır hadi de sonra ne olacak? Devşirme çeşmesi kesildiğinde ne yapacağız?
Bu futboldaki ile çok benzer bir sorun. 70+ milyonlukülke hala gidip Balkanlar'dan basketçi devşiriyorsa, ülke basketbolundaki gelişimden bahsetmek abes kaçıyor - bahsedilecekse de Enes örnek verilmesin lütfen, basketin gündeme gelmesi, daha fazla firmanın bu nedenle sponsorluk yapması, trakya'da özellikle basketbol'un önemli bir spor haline gelmesi gibi örneklerle gelinsin ki üzerine konuşulacak bir şey olsun.
Jan Vesely de 6. sırada gitti, Çek Basketbolu ilerlemiş mi oluyor şimdi? Steve Nash ligin en iyi oyun kurucusu (veya kurucularından biri ) senelerdir, Kanada basketbolu kademe mi atladı?
O zaman Tim Duncan da St. Virgin. Adaları'nın basketboldaki yükselişini temsil ediyor olsun...
Rubio'ya gösterilen güvenin kaçta kaçını gösterdik ki Enes'e başarısından ülke basketboluna pay çıkarıyoruz?
@ Nedegileefendim,
YanıtlaSilElbette siz arka bahçede Afrikalılar üzerinde Doğu Alman kimyası uygulayarak X-Men filmindeki gibi mükemmel insan-silah üretiyorsanız haklısınız. Ancak bu ülkede 5 kez olimpiyata katılmış bir yüzücü "bir kez daha katılım vizesi alıp dünya rekoru kıracağım, para lazım" diyerek TV yarışmasına katılıyor ise, ben "5'te 5 yaptık, nasıl koyduk" diye sevinen bir camianın lisanslı yelkencisi olarak yarışlara katılmak için üstüne para veriyorsam, o çok övündüğümüz milyar TL harcadığımız futbolda yurtdışında tek bir oyuncumuz bile yoksa; öbür yanda dünyanın basketbol kabesine 6 oyuncu sokuyorsak bu ilerlemedir, bu başarıdır...
Onur Erdoğru
Sayın Onur Erdoğru,
YanıtlaSilElbette amatör branşlardaki ilgisizlik vahim, gelin görün ki yelkenden veya yüzmeden veya tenisten veya atletizmden daha çok yatırım yapılıyor olması Türk basketboluna yeterli ve/veya doğru yatırım yapıldığı anlamına gelmiyor.
Bireysel projelerin başarısını bütüne atfetmek bence bizi yanılgıya düşürecektir.
Futbol mevzuusunda haklısınız, hiçbir itirazım yok, dahası yapılan yatırımın tamamen göz boyamaya yönelik olduğu, iç oyuncu "pazar"ının sanal şişkinliğinin oyuncuların yurt dışında oynamasının önüne geçtiği o kadar açık ki, tartışılacak bir yanı da yok zaten.
Ama bütün bunlar, Türk basketbolunu başarılı yapmıyor. Dahası, bireysel bir başarının türk sporu için bir adım olduğu anlamına da gelmiyor.
Söylediklerinizde benim söylediklerimi yanlışlayan tek bir argüman bile yok - Enes, altyapılarda gerekli eğitimi almamış olmasına, bütün bir sezonu boş geçmiş olmasına RAĞMEN 3. sırada draft edilmiştir. Bu adam 1.5 senede kaç maça çıkmıştır?
Soru başarının kime atfedileceği sorusudur, bunun başarı olup olmadığı değil. Türkiye Cumhuriyeti amatör sporları ve salon sporlarını DESTEKLEMEMEKTEDİR. Tamamen özel sektör yatırımıyla işlemektedir bu sporlar. Dahası, özel sektör de kar odaklı düşündüğünden, hemen sonuç verecek yatırımlar yapmaktadır : Devşirme oyuncu getirmek gibi. Bu düzenden 6 NBA oyuncumuz var diye övünürsek eğer, kendi ülkemizdeki potansiyelin kullanılmasına köstek olmuş oluruz, destek değil.
saygılarımla,