13 Haziran 2011 Pazartesi

İki Brezilyalı, İki Farklı Transfer Öyküsü

Jaja'yı Metalist Kharkiv günlerinden hatırlarız. Galatasaray'ı da yenmişlerdi o sezon ama daha çok Beşiktaş'ın canını yakmışlardı. Özellikle de Hakan Arıkan'ın Jaja hatırası çok iyi değildir. İşte o Jaja, ülkemize teşrif ettiğinde hepimiz heyecanlandık. Çünkü özel bir futbolcuydu. Potansiyelinin önemi eski çocukluk günlerine kadar dayanıyordu ama kendini bulamayan isimlerden biriydi. Metalist Kharkiv macerasında bile kendini bulduğunu söyleyemem, onun adına zirve Trabzonspor forması altında yaşandı.

Trabzonspor'un santrafor transferi yapması beklenirken Jaja'nın gelmesi de şaşırtıcıydı aslında. Jaja'nın da forvet oynayabilme özelliği var ama daha çok üçlü orta sahanın ofansif yüzü olduğunda etkili bir futbolcu. Fizik olarak güçlü, teknik, pasör ve bitirici anlamında üst seviyede. Sorunları da var tabii. Bazen çok isteksiz oluyor, maç içerisinde düştüğü çok oluyor ve Trabzon şehri de bazen ona çok dar gelmiş olmalı. Bizim Lincoln vari davranışları oldu, kampa geç katılma, disiplinden uzak hareketleri gibisinden.

Bu durumda da Jaja'nın satılmasına pek şaşırmadım. Zaten hep derim. Bir futbolcu bu kadar yetenekliyse ama 25-26 yaşında para uğruna Arap dünyasını düşünüyorsa o adamdan hayır gelmez. Bizim Keita da bu hesaptı, Jaja'da.

Yine de geçen sezon verilen şampiyonluk yarışında Jaja'nın katkısını görmezden göremeyiz. Gol ve asist yükünde ağırlığı büyüktü. Selçuk İnan için takımın kalbi diyorduk ama hücum ve kalite yüzü de Jaja'ydı. Şimdi ise hem Selçuk İnan'ın hem de Jaja'nın gidişi büyük bir kayıp oldu. Orta saha devrimi gerçekleşecek gibi görünüyor, bu futbolcuların yeri dolmazsa Trabzonspor'un işi gerçekten çok zor olacak.

Nobre'nin olayı da iki bölüme ayrılıyor. Birincisi Fenerbahçe dönemi, orada geçirdiği güzel günler. İkincisi ise Beşiktaş'ın kamburu oluşu, özellikle de aldığı paraya bakarak. Türk statüsüne geçmek bu kadar mı değerli olabilir. Nobre gibi adamın yıllığı 2.5 milyon avro'ydu. Buna bakarak zaten Nobre'nin gidişinin ne kadar büyük bir olay olduğunu görüyoruz.

Alex ne kadar kudretli bir adam. Nobre'yi tek devrede neredeyse gol kralı yapacaktı. Alex'siz bir Nobre'nin büyük takımlar açısından ne kadar boş bir futbolcu olduğunu izledik 2-3 sezondur. Bazı takımların vardır böyle kamburları, ondan kurtulmak isterler ama bir türlü kurtulamazlar. Mersin İdman Yurdu ise Beşiktaş adına büyük umut oldu, Beşiktaş'tan oraya doğru bir kavimler göçü yaşanıyor. Aslında kavimler göçünden de öte kan değişimi diyelim. Hakan Arıkan, Erhan Güven ve Nobre. Çıkan haberlere de bakarak bunun devamının geleceğini söyleyebilirim.

Gelen isimler için değil ama giden isimler adına Beşiktaş çok kaliteli bir transfer dönemi yaşıyor. Peki Nobre, Mersin İdman Yurdu'nda ne yapar dersek cevabı iş yapar olur. Büyük takımlar için olmasa bile bu tip ekipler adına Nobre hala değerli bir futbolcu olabilir. Tabii Beşiktaş'tan yıllık 2.5 milyon avro alıyorken büyük ihtimalle Mersin İdman Yurdu'ndan da fena olmayan bir ücret alacak ve bu maddi tabloyu ne şekilde değiştirir bilinmez ama o zemini düşündüğümde tam bir kaos futbolunun ortaya çıkacağını düşünüyorum ve Nobre öyle bir futbol tarzı adına iyidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir