Bozulan Altyapı Geleneği

Altyapı üzerine çok muhabbet ederiz. Herkes ister Barcelona gibi olmak, kadrolarının iskeletini altyapılarından kurmak. Uzun vadeli bütün futbol hayallerinin içerisinde de bu vardır ama gerçekleşebildiğine pek şahit olmayız. Hadi Barcelona çok ekstra bir örnek diyelim ama altyapısı iyi olan hatta vasat olan Avrupa ekiplerinin bile düzeyinden oldukça uzaklardayız. Özellikle de büyük takımlarımız kendilerini son yıllarda tamamiyle transfere dayadığından altyapı üzerine pek birşeyler düşünmüyorlar, çabalamıyorlar.

Galatasaray da eskiden böyle bir gelenek vardı aslında. O futbolcular bir şekilde şans bulurlardı, tutunmazdı çoğu ama en azından denenirlerdi. Kamp kadrosunu tamamlamanın dışında birşey söz konusuydu. Fatih Terim'in de ilk döneminde altyapı üzerine çalışmalarını biliyoruz. O tarafta güzel işler oluyordu ama zamanla bu gelenek yıkıldı. 87 jenerasyonu dedik, çok umutluyduk ve o jenerasyondan da birçok ismi kadroda gördük aslında ama o jenerasyondan bize kalan tek isim Arda Turan. O da çok üst düzey yetenek olduğu için.

Hala da aynı durum var gerçi, Galatasaray altyapısı Anadolu futbolunu beslemeye devam ediyor. Son 1-2 ayda birçok isim Anadolu'nun çeşitli takımlarına gitti, kamp kadrolarına bile alınmadılar. Fatih Terim'in yeni planları arasında altyapı yine en üst sıralarda ama işe sıfırdan başlanıyor gibi. Bu yüzden de temizlik gibisinden bir harekat izledik, önümüzdeki dönemlere bakacağız. Çok kısa vadede de altyapıdan birşeyler beklemek hayalcilik olacaktır.

Yukarıdaki tabloda da altyapısından çıkan futbolculara en çok süre veren takımlar var. Beşiktaş'ın altyapısının da son yıllarda atılım içerisinde olduğunu söyleyelim aslında, onlar da bir geleneğin peşinde ve bu geleneğin ilk neferi Necip Uysal gibi. Devamı da gelecektir tabii, önemli futbolcuları var. Fenerbahçe'de de Aykut Kocaman'dan sonra bozulan ezberleri görmek mümkün ve şu sıkıntılı dönem aşıldığında daha fazla genç futbolcuları görebiliriz. Galatasaray'a da bakınca şu kötü dönemde bile genç futbolcuların şans bulamadığını gördük, döndük dolaştık aynı isimlere. Sabri Sarıoğlu, Arda Turan ve Aydın Yılmaz gibi isimleri bir kenara bırakırmak lazım. Çünkü onlar tecrübeli isimler artık ve genç kategorisinden yazabileceğimiz bir tek Anıl Dilaver var. Emre Çolak'ı bile yazamıyorum, düşünün. Bu geleneğin bozulması gerçekten çok kötü, umarım ilerleyen dönemde bu düzelir.