3 Ağustos 2011 Çarşamba

Liverpool Maçının Kazananları

Türkiye'de kombine satışlarını patlatmanın en önemli yolu, yıldız transferi yapmaktır. Büyük yıldız isimleri kadronuza katarsınız ve bir önceki sezonu da unutturursunuz. Galatasaray da ilk etapta buna fazlasıyla meyilliydi, Drogba ve Forlan derken bu durumu fazlasıyla konuştuk şimdiki durum çok daha farklı. Taraftarın birşeylere inanması, birşeylerin arkasına sığınması lazım. Fatih Terim bu açıdan önemli bir figür ama insanlar icraat bekler. Oynanan büyük hazırlık maçları da bu yoldaki en önemli artı oldu. Inter karşısındaki iyi oyun, Liverpool karşısında alınan farklı skor derken yıldız transferine gerek duymadan o kombineler müthiş oranda satmaya başladı ve taraftar birşeylere inanmaya başladığını, Galatasaray'ın daha iyi olabileceğini görmeye başladı. Bunları konuşmak için henüz erken ama ilk etapta bu sinerjiyi göstermek önemliydi.

Bu açıdan baktığımızda da Liverpool maçının ilk kazananı Galatasaray olmuştur. Yönetiminden, teknik direktörüne, futbolcularından, taraftarına kadar.

İkinci kazanan ise Milan Baros. Tıpkı Galatasaray gibi onun da birşeyleri kanıtlamaya ihtiyacı var. Yaşadığı uzun sakatlıklardan sonra bu gerekli. Gerçi her sakatlık dönüşünde muhteşem işler de yaptı aslında, kalitesinden kimsenin şüphesi yok ama Baros'un devamlılığına yönelik sorular da geliyor akıllara. Acaba yine sakatlanır mı, eski performansına kavuşabilir mi gibisinden farklı düşünceler mevcut. Bu da doğal olan zaten. Kim olursanız olsun bu kadar uzun ayrılıklarından sonra soru işaretlerini beraberinde taşırsınız.

Galatasaray için de son üç sezondur Baros olmazsa olmaz. Son iki sezonda ise bu olmazsa olmaz durum yaşanan sıkıntıların omurgasıydı. Sonuçta futbol gol oyunu ve ne kadar iyi bir sisteminiz olsa da sağlam bir forvetiniz olmak zorunda. Sizin ise o forvetiniz sürekli sakat, en kötüsü de ısrarla onun alternatifini yaratmadınız, alternatif yarattığınızda da o kaliteyi yakalayamadınız. Sorun da buydu, şimdi ise bu sorunların gerisindeyiz. Elmander önemli bir alternatiftir ve hala yeni bir santraforun varlığından konuşuyoruz. O tip bir transfer isteniyor.

Baros da bu yüzden kendini kanıtlamak zorunda, artık yeri garanti değil. Ne kadar kaliteli olursa olsun Fatih Terim ondan ilk geldiğindeki yararı bekler, devamlılık ister. Aslında Baros'un hazırlık döneminde sakatlık yaşamaması mutluluk verici, hatta genel olarak takımda böyle bir sorun yaşanmadı. Oysa Baros gibi takım genelinde de sakatların yoğunluğu konuşulurdu Galatasaray için. Bu da Fatih Terim'in farkı olsa gerek. Henüz ilk etapta en önemli sorunun üzerine giderek bu sorunu aşmaya yönelik önemli adımlar atıyor.

Baros'a dönersek Liverpool maçı onun açısından önemliydi. Eski takımı olmasından ziyade böyle bir takım karşısında gösterdiği iyi futbol, attığı iki gol derken eskiye dönüş sinyalleri veriyor. Hatta Elmander'in de gösterdiği iyi futbol ve attığı gol sonrasında ''acaba forvet alınmasa mı'' gibisinden sorular da akla geliyor, en azından forvet transferi artık öncelik değil. Bu transferinde sarkmasının önemli bir nedeni bu olabilir, Baros'un tekrar kendini kanıtlaması ve Elmander'in varlığı.

Kişilere indirdiğimizde de Liverpool maçının en önemli kazananı Baros oldu. Şimdi ise şu iyiye gidiş sürecinde beklenen en önemli şey, Arda Turan'ın kendisini bulması olacak.

2 yorum:

  1. Lıvepool un 6 eksikle oynadığı maçta alınan farlı skor kimseyi yanıltmasın.Özellikle Baros un iki gol atıp uzun vadeli kredi sağlayıp aynı istikrarı sürdüreceğini beklemek en büyük yanılgı olur.Ligde ve avrupa maçlarında defanslar Baros a bu derece açık alan asla bırakmazlar.Baros çok hareketli, çabuk ancak son derece savruk bir futbolcu.Ayağında top tutup oyunu dinlendiren pas dağıtımı yapabilen takımın çıkmasını sağlayan oyuncu değil.Topla bolozlama direkt rakibin üzerine gidip çok top kaybı yapıyor.Kaptırdığı her top kontratak olarak geri dönüyor ve aileri çıkan takım az adamla yakalanınca defansta büyük tehlikeler yaşanıyor.Ayrıca zayıf top hakımıyeti nedeniyle her kaptırdığı toptan sonra hakeme yaptığı el kol işaretleri bu nedenle gördüğü gereksiz kartlar onu gittikçe sevimsizleştirdi. Baros u çok büyük bir golcü olarakta görmemek gerekir .G.Saray da direkt kim santrfor oynarsa oynasın sezonda en az 10 gol atar.Sakat Nonda bile sezon ortası gönderildiğinde 16 golle hala o sezonun en çok gol atan futbolcusuydu. Baros un G.Saray dan aldığı garanti yıllık ücret tam 2,5 milyon euro.Baros bugün serbest bırakılsın bu paranın yarısını kazanamaz.Bu parayı alan bir forvetin sezon ortalamasının en az 20-25 gol olması gerekir. Şimdi Elmander var.Ayrıca Baros şunu da biliyorki G.Saray yeni bir golcü arayışında.Bu bilinçteki Baros geçen seneki vurdumduymaz sorumsuz hırçın halini sürdüğünde nelerle karşılaşacağını artık çok iyi biliyor.G.Saray yılda 2,5 milyon euoro ya Baros dan çok daha fazla katkı yapacak birçok forvet bulabilir.Ama Baros kendisine G.Saray dan başka yılda 2,5 milyon euro garanti para verecek dünyada tek bir klüp bulamaz.

    YanıtlaSil
  2. Hocam yorumun için öncelikle teşekkür ederim
    Türkiye deki futbol anlayışı skora dayalıdır.Attığı gollerden dolayı
    herkes Baros 'un geri geldiğini söylüyor ancak şunu unutuyorlar iki sezondur baros yok forvet yok gol yok.(orta sahağımızda defansımızda yok ama o başka sorunsal) bir forvetin yapması gereken devamlılığı sağlamaktır, gol atmak yada gol atılmasına yardım etmektir. Gol atmayı tamam yapıyor ama devamlılığı olmadığı için verim alınamıyor. Sene içerisinde baros gene olmayacak, gene benim gibi taraftarlar tribünlerden bağıracak baros baros diye ama olmayacak takımı yalnız bırakacak ve devamlılığını sağlayamayacak.Hoş Elmander'in gelmesi Baros'un verimliliğini artırabilir. Tabi ki bunu bilmiyoruz zaman gösterecek.
    Benim şahsi fikrim Galatasaray eğer şampiyon olmak istiyorsa öncelikle defans ve forvet almalı.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir