
Galatasaraylılar ''o sene bu sene'' diyor. Sebebi de takımın iyi gidişatı ve şu anki yapıya duyulan güven. Ama Fenerbahçe'nin de 12 senedir gelen bir Saraçoğlu hakimiyeti, artı olarak 37 maçtır ligde iç sahada kaybetmiyorlar. Maç öncesinde her iki takımın da en önemli artıları bunlar gibi duruyor. Maç öncesi genel olarak baktığımızda nasıl bir hava ve görüntü var ve bu tip istatistik ve güven, duygu gibi etmenlerin derbiye ne gibi şeyler katabileceğini düşünüyorsunuz?
Ilgaz Çınar: Sir Ferguson “ istatistik mini etek gibidir , çok şey gösterir ama esas görülmesi gerekeni göstermez “ demiştir ki bu sözü derbi mücadelesi için de söyleyebiliriz. Özellikle bu sezon içinden geçtiğimiz süreç dahilinde bambaşka duygular ve bu duyguya bağlı doğrular sahaya yansıtılmaya çalışılacak. Bence maçı “ inşallah kazanırız” diyen değil “ kazanacağız” diyen önde bitirecek.
Galatasaray'ın kazanması veya maçın berabere bitmesi durumunda play-off'ların bile bir öneminin kalmayacağı düşünülüyor ve Fenerbahçe'nin kazanması durumunda ise play-off farkının 3 puana inmesinden ötürü herşey yeniden başlayacak gibi. Play-off'un nasıl birşey olduğunu önümüzdeki haftalarda göreceğiz ama play-off etkisi bu derbiye size göre neler katıyor?
Ilgaz Çınar: Ben bu düşünceye katılmıyorum. Diyelim ki Galatasaray kazandı ve normal sezon 72 – 60 puan tablosu ile sonuçlandı. Play-off o zaman 36 Galatasaray – 30 Fenerbahçe puanlaması ile başlayacak demektir ve bu 2 maça eşittir. Play-off sisteminin derbiye en ufak şekilde olsa dahi tesir edeceğini düşünmüyorum.
Nasıl bir maç bekliyorsunuz, Fatih Terim ve Aykut Kocaman'ın bu maça bakışı sizce nasıl olacak ve her iki takımın da en önemli kozları ve zaafları size göre neler?
Ilgaz Çınar: Önemli olan maçı hangi tarafın kontrol etmek isteyeceği olacak. İlk yarıda oynanan maçta Fenerbahçe orta sahada Galatasaray’ı etkisiz kılmak adına bir plan ile sahaya çıkmış sahada dominant taraf olmasa da ilk 25 dakika kendi oyun planını uygulayabilmişti. Bu maç için aynı kontrol modeli ile sahaya çıkacaklarını tahmin etmemekle beraber sahaya dizilişi ve bu dizilişe bağlı taktiği merak ediyorum. Aykut hoca ihtimalen 4-2-3-1 ile sahada olacak ve etkili çizgi adamlarını kullanmaya çalışacaktır. İşte burada Galatasaray’ın artısı ortaya çıkabilir çünkü Galatasaray çizgi hücumcu yerine yani winger yerine wide midfielder ile sahaya çıkıyor. Bu formasyonda hücum aksiyonlarında “huni” prensibine bağlı sürekli yer değiştirerek oynuyor ve birbiri ile aynı özelliklere sahip Necati ve Elamander’i demarke çıkartıp orta saha oyuncularını pozisyona sokuyor ve/veya bazen Necati’yi Elmander gibi bazen de Elmander’i Necati gibi kullanıyor. Fenerbahçe stoperlerini çakılı bırakıp Galatasaray’’ın hücumcuları ile hareket ettirmez ise kalesinden tehlikeyi de o kadar uzak tutar. Fenebahçe ise eger Ziegler’i ileri geri kullanmaz ve geriden gelen Eboue’yi bekleyip o zaman diliminde Stoch’u aktif kullanabilirse tehlikeli olur.Çünkü her ne kadar kabul edilmese de Semih Kaya’nın pozisyon almada sıkıntısı sabit ve içeri katederek oynayan oyunculara karşı ülkece bir sıkıntımız var.
Yeni bir takım Galatasaray ve olası 11'indeki çoğu futbolcunun da ilk Saraçoğlu deneyimi olacak bu. Geçmiş yıllarda yapılan açıklamalara baktığımızda, Galatasaraylı futbolcuların herşeyden öte psikolojik etmenlerden maçı en başta kaybettiğini görüyoruz. Sizce bu yeni kadro ve yeni isimlerin oynayacak olması Galatasaray bir avantaj mıdır yoksa her zaman bu tip maçları çok oynamış isimlerle böyle maçlara çıkmak mı bir avantajdır?
Ilgaz Çınar: Ben bu etmenlere inanmayan azınlık içerisindeyim:)). Futbolcunun yetileri her şartta sahaya çıkmak ve kendi işini yapmaktır.Geçen sene şampiyonluğu kovalayan Trabzonspor’un oyuncusu Selçuk , Madrid derbisi oynayan Ujfaulisi , Copa America şampiyonu Uruguay’ın kalecisi Muslera , Juventus’ta oynamış Melo , Eboue ve Elmander atmosferden etkileniyorsa o zaman oyuncular kendisini iyi hazırlamamış demektir. Tabii ki gerilim ve derbinin getirdiği heyecan olacaktır ama futbolcunun işi de bu ortamdan etkilenmemektir.
Fenerbahçe'nin bu maçı kazanması onlar adına yeni bir çıkışın habercisi olabilir mi ve aynı şekilde kaybetmeleri durumunda {bu uzun serilerin de bitmesiyle beraber} herşeyin sonu bu mu olur ve nasıl bir Fenerbahçe portresi ortaya çıkar her iki durumda da?
Ilgaz Çınar: Bir maç kazanmakla nasıl bir süreç başlamaz ise bir maç kaybetmekle de her şeyin sonu gelmez. Digitürk bence bugüne kadar en önemli başlığını bu maç için attı.”sahaya tarih çıkıyor”. Savaşlarda alınan yenilgilerle bir tarih bitebilir ama bizler güzel bir oyunun içindeyiz , bu sebepten bu maç sadece tarihin güzel sayfalarında yer alacak güzel bir oyun olacaktır. Sıralama olarak bakarsak evet Galatasaray müthiş bir avantaj sağlayacaktır ama unutmamak lazım ki ikinci olacak olan takımımız da “şampiyonlar ligi ön elemesi” oynayacak. Fenerbahçe’de bir eksen kayması olmayacaktır.
Eboue & Stoch mücadelesi aslında benim adıma maçın kilit noktası. İlk derbide Eboue'nin hücum etkisi oldukça kendini belli etmişti. Ama Stoch'un varlığı Eboue'i biraz daha savunmada bırakabilir ya da Eboue'nin önceliği hücuma vermesi ve hücuma çıkışları Stoch'u Eboue'i kovalamak zorunda bırakabilir ve bu da etkisini düşürür. Sizin derbi adına kilit budur diyebileceğiniz hangi durumlar var ve favori olan taraf hangisi?
Ilgaz Çınar: Bu kilit noktasının 2 önemli ismi , Stoch & Eboue ikilisinden ziyade Ziegler ve Eboue’nin önünde oynayacak olan Engin-Riera veya Emre üçgeninden çıkacak isim olacaktır.Bu oyuncuların performansı Stoch&Eboue mücadelesini doğrudan etkileyeceği için şimdiden bir öngörüde bulunmak bence zor ama yukarıda belirttiğim “winger” ve “wide midfielder” detayları cevap için yeterlidir diye düşünüyorum.
Ilgaz Çınar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder