14 Mayıs 2012 Pazartesi

1'den 90'a / Sezonun Ardından

Play-off'un bitmesini bekledim bu yazıyı yazmak için. Geçen sezonun ardından kadroda bulunan her futbolcu için 2-3 cümle de olsun yazmak istedim. Şampiyon olunan bir sezonun ardından birçok kahramanı sürekli yazıyoruz aslında, takımın iskeleti, kemikleşen yapısı belli. Bunun yanında hayal kırıklığı yaratan, gözden kaçan, bir dakika bile süre alamayan ya da büyük çıkış gösteren. Numara sırasıyla gidelim biz;

1- Aykut Erçetin: Ayhan Akman ve Sabri Sarıoğlu'nun ardından bu takımında en uzun süredir oynayan üçüncü futbolcu konumunda. Yıllarca yedek bekledi, hala da bekliyor ama yolun sonu onun adına gelmiş gibi. 3. kaleci durumuna düştü, yaş da 30 oldu bu arada. Yeni sezonda 3. kaleci olarak alttan gelen bir isme görev verilecektir, Aykut Erçetin'i yeni sezonda yeni şanslar bekler.

3- Çağlar Birinci: Yerli sol bek anlamında Türkiye büyük sıkıntılar yaşıyor, Çağlar Birinci de Denizlispor formasını giydiği dönemlerde bu anlamda değerliydi. Ama geçen sezon yaşadığı uzun sakatlıklar onun futbolunu çok gerilere götürdü. Bu sezonda da Hakan Balta'nın yakaladığı müthiş istikrarın arkasında sürekli yedek bekledi, bundan sonra da beklemeye devam eder. İyi bir alternatif mi diye soracak olursak, buna da cevabım hayır olur. Yeni sezonda onun da takımdan gönderilmesi beni şaşırtmaz, transfer piyasasında kendisini takas gündemi içerisine alabiliriz.

5- Gökhan Zan: Cam adam diyen var, 1-2 yerde candan adam diyeni de duydum ama benim adıma sadece iyi bir alternatif. Sakatlıklarla gündeme gelen bir futbolcu oldu daima. Bu sezonda da sakatlıklar yaşadı, tam 11'e yerleşti derken yaşadığı sakatlık Semih Kaya'ya formayı verdi mesela ve devamında da sürekli yedek bekledi. Şans bulduğunda ise sırıtmadı. Takımda kalır ve kalmalıdır Gökhan Zan. İyi bir alternatiftir, yedek beklemesi zarar vermez.

6- Ceyhun Gülselam: Benim adıma hayal kırıklıklarından biri oldu. Daha çok forma şansı bulmasını, futbolunun üzerine birşeyler koymasını çok bekledim ama bunu başaramadı. O da iyi bir alternatif konumunda ama Melo'nun yakaladığı istikrar sonrasında forma şansı bulamadı. Melo olmadığında da gerçi daha çok Engin Baytar o bölgeye çekildi. Yine de iyi alternatif, o da oynadığı tek tük maçlarda sırıtmadı, takımda kalacaktır bu yüzden ama yeni sezonda çok daha iyisini yapmak zorunda.

7- Aydın Yılmaz: Onun hakkında hep kötü konuştum. 7 numaranın işgalinden tutun, bu torpili nereden buluyor gibisine kadar. Sürekli şans buldu, daima takımın içerisinde yer aldı ama bir türlü istenileni yapamamıştı. Taa ki, Fatih Terim'e kadar. Özellikle de ligin ikinci yarısından itibaren Aydın Yılmaz'ın yükselişini izledik, onun da takıma kazandırıldığını gördük. Kenardan gelerek takıma müthiş bir enerji kattı, hücumun çok önemli kozlarından biri olmayı başardı. Haliyle de sezon sonu geldi ve Antalyaspor'a giden o olmayacak.

8- Selçuk İnan: http://sportifcumleler.blogspot.com/2012/05/mvp-selcuk-inan.html

9- Johan Elmander: Bu kadarını beklemiyorduk, açık konuşalım. Fatih Terim'in transferlerinden biri değildi çünkü ve yaz aylarında da sürekli bir transfer gündemi vardı. Elmander transferine ve Baros'un varlığına rağmen. Ama bu transfer gelmedi, beklediğimiz gibi de sezona Baros'un arkasında yedek bekleyerek başladı. Devamında ise formayı kapması uzun sürmedi ve takımın hücumdaki kalbi o oldu. Mücadelesi, hırsı, yönlü futbolu derken takımın alternatifi olmayan 2-3 futbolcusundan biri de o. Forvetten gol atmasını beklersiniz ama Elmander'den golden de öte çok farklı şeyler beklemek mümkün.

10- Felipe Melo: Onunla ilgili daha uzun yazacağım.

11- Albert Riera: Çok güzel bir karakter, sevdiğim bir futbolcu Riera. Ama olmuyor işte, futbolu bizi ileriye taşımıyor. Para konuşmayı da sevmem ama aldığı yıllık ücrete de bakınca Riera çok büyük bir hayal kırıklığı konumunda. Ama transferi de biraz bonus gibi olmuştu. Arda Turan'ın zamansız ayrılığı neticesinde acil sol açık arayışlarında son çare Riera oldu ama verilen şansların yüzde 90'ını da iyi kullanamadı. Sezon içerisinde iyi oynadığı 2-3 maç sayabilirim ama gerisi hayal kırıklıklarıyla dolu. Bu yüzden de takımdan ayrılmasını bekliyorum ama güzel bir insan, iyi anacağım yine de kendisini.

15- Milan Baros: Baros'un ismi Galatasaray'la özdeşleşti. Biz de onu o da bizi fazlasıyla sahiplendi. Ama gitmediği yerde ayrılık kaçınılmaz. Baros'un Galatasaray'a kattığı inanılmaz şeyler var. Belki sezonlar istediğimiz gibi geçmedi ama Baros'un istikrarı hep vardı. Sakatlıktan döndü yine golünü attı ama yine sakatlandı. Bu sakatlıklar onu bitirdi bir bakıma ama yine de bu sezona da bakınca oynama istikrarı bakımından iyi durumdaydı. İyi futbolu yoktu ama sakatlık süreçleri çok daha az geçti. Hatta 4-4-2'e geçişin ardından da Elmander'le güzel uyum yakaladılar ama son sakatlığının ardından istediğimiz gibi dönemedi, Necati Ateş geldi derken formayı da kaybetti. Yeni sezon için de santrafor gündemi yine bizi bekler ama Baros'la da yolların ayrılma vakti geldi.

17- Tomas Ujfalusi: Forlan, Reyes ve Ujfalusi. Sezon başında yapılmak istenen, Atletico Madrid transfer hattı. Ama Ujfalusi bu iki isme göre hep zayıf halka olarak görüldü, bonus dendi ve tek imzayı atan da o oldu. Tabii bu söylemlerin cevabını fazlasıyla verdi, bu şampiyonlukta payı çok büyük. Ayrıca bizlere Semih Kaya gibi bir ismin kazandırılmasında onun da payı var. Gladyatör lakabını boşa almadı, kalitesiyle Galatasaray'a büyük yararlılıklar gösterdi.

18- Ayhan Akman: http://sportifcumleler.blogspot.com/2012/05/ayhan-akmann-vedas.html

19- Mehmet Batdal: Sezon başında Karabükspor'a kiralık giderken, tecrübe kazanmasından öte gözden çıkarılarak gönderildi. Giderken sözleşme uzattıklarına bakmayın, opsiyonu da vardı diye hatırlıyorum. Ama Karabükspor'da onu gözden çıkardılar, paralar ödenmedi derken Fatih Terim futbolcusuna sahip çıktı ve takıma aldı onu. Şans bulmasını beklemedim ama, 18'e bile girmesini beklemiyordum derken o şans kendisine geldi. Bir Trabzonspor maçında, Elmander'in sakatlığından ötürü kendisine 18'de şans buldu ve takım 1-0 gerideyken oyuna girdi. İşte o anlar sizin anlarınızdır, yapacağınız bir iyi hareket sizi takımda tutar. Asla yadırgamıyorum tabii, bunu demeliyim. Hiç forma şansı bulamamış, uzun süredir oynamayan bir futbolcu kurtarıcı olarak oyuna giriyor ve iyi işler de yapıyor. Bu Batdal açısından iyiydi ama son dakika kaçırdığı gol onun kahraman olma şansını elinden aldı. Sezon sonunda takımdan ayrılacaktır ama bu maç yüzünden değil, bunu da belirtelim ama o golü atsaydı güzel olacaktı herşey onun adına.

20- Serkan Kurtuluş: Zamanında müthiş bir genç yetenek olarak takıma kazandırıldı ama yıllardır takımda olmasına rağmen ben iyi bir tane maçını bile sayamıyorum. Şans da buldu, uzun zamandır buralarda, başka bir takıma da gönderilmedi ama hala takımda nasıl kalabiliyor bunu çözemedim. Bu sezon hiç forma şansı bulamadı diye hatırlıyorum, gelecek sezonlarda da kendisi için başarılar dilerim, yeni takımında.

21- Yiğit Gökoğlan: Onun için de hayal kırıklığı diyebiliriz aslında. Fena olmayan bir bonservis bedeli karşılığında transfer edildi. Kanat diye inlerken, kanatlara yapılan bir yerli hamlesi oldu ama yakaladığı şansı iyi değerlendiremedi derken devamında da unutuldu gitti. 18'de de göremiyorduk kendisini uzun süredir. Ama geleceğe yönelik yapılmış bir transfer, Terim'in de onun için farklı şeyler düşündüğünü biliyorum. Hazırlık kampı onun açısından çok önemli.

22- Hakan Balta: Hakan Balta'nın göbek adı istikrardı. Onun tarzını beğenmeyebilirsiniz, aynı şekilde futbolunu da ama şöyle bir gerçeği var. Galatasaray'ı geçtim, Milli Takım anlamında da alternatifi olmayan bir futbolcu. Son 2 sezon kayıplardaydı gerçi, futbolu çok düştü. Bu sezon ise yeniden toparlandığını gördük, kendini yeniden buldu, bizlere Hakan Balta'yı hatırlattı. Fatih Terim etkisi büyük tabii bunda. İlk 11'de 10 yeni futbolcudan bahsediyoruz ama geçen sezondan kalan bir tek o vardı.

25- Fernando Muslera: Sezon başında transferini çok eleştirmiştim. Çünkü çok büyük bir maliyet, zorlu bir transfer süreci vardı. Kalitesiyle de ilgili şüphelerim vardı aslında ama Copa Amerika'nın ardından bu şüpheleri tamamen sildim, sezonun ilerleyen bölümüyle de beraber tüm söylediğim lafları afiyetle yedim. Kaleci konusu büyük sorundur, Muslera ile bu sorunu tamamen çözmek güzel. Şunu da söyleyelim, Galatasaray'da piyasası en büyük olan futbolcu da o. Genç bir kaleci, geleceği parlak. Hele ki Şampiyonlar Ligi oynamış bir Galatasaray'ın da ardından onu nasıl tutabileceğiz çok merak ediyorum.

26- Semih Kaya: http://sportifcumleler.blogspot.com/2012/05/en-buyuk-gelisme-kaydeden-semih-kaya.html

27- Emmanuel Eboue: Kaleci mevuzunda olduğu gibi sağ bek konusunda da istediğimizi yıllarca alamadık. Sebastian Perez'i hatırlarım, hala tadı damağımızdadır ve ondan bu yana da çok iyi bir sağ bekimiz olduğunu söyleyemem. Eboue'nin transferi bu açıdan önemli. O da sezona çok iyi başlamadı gerçi ama joker kavramından sıyrılıp, sağ bek'e geçtiğinde de kalitesini ortaya koydu. Özellikle ligin ilk yarısında müthiş bir grafiği vardı, Afrika Uluslar Kupası'nın ardından performansı biraz sallandı ama sezonun kazananlarından biri de o.

35- Yekta Kurtuluş: Benim futbola başlama sebebim birgün Galatasaray formasını giymekti diyor Yekta. İnanılmaz bir Galatasaraylı gerçekten ama bunun ötesinde çok iyi bir futbolcu. Bir önceki sezonun devre arası döneminde takıma katılmıştı ve iyi işler de yaptı. Ama sezon başında Fatih Terim kendisine çok sıcak bakmadı gibi sanki, formayı ona vermesi uzun sürdü derken Kayserispor deplasmanında 11 başlattı ve iyi bir Yekta Kurtuluş izliyorken o maç şanssız bir sakatlık yaşadı. Sezonun da devamında onu hiç izleyemedik. Hazırlık dönemi onun açısından da çok mühim olacak, toparlanması, ben buradayım mesajını vermesi önemli. Kanat diye inliyoruz ama sağ kanat anlamında Yekta çok iyi bir alternatif.

50- Engin Baytar: Ona adam değil diyenlere inat, ENGİN BAYTAR demek istiyorum. Transferi gerçekleştiğinde büyük tepkiler almıştı, üstelik Galatasaraylılar tarafından da. Benim inandığım ve çok beğendiğim bir futbolcudur kendisini. Şenol Güneş gibi bir hocanın gözünden düşebilmek büyük meziyet, bunu kabul ederim ama Fatih Terim'in elindeki Engin Baytar'ın o çok eleştirilen karakter anlamında da nasıl evrildiğini gördük. Sezonun kazananlarından biri de kesinlikle o ve uzun yıllar Galatasaray forması giymesi dileğiyle.

52- Emre Çolak: Onun da forma şansı bulması sürpriz oldu aslında. Bir Fenerbahçe maçında, çok sürpriz bir şekilde 11'de başlatıldı ve hayatının maçını oynadı orada. Devamında da formayı kaptı ve Galatasaray'ın geleceğinin önemli taşlarından biri olacağını gösterdi. Gerçi bu sezon onun adına inişler ve çıkışlarla dolu ama formayı almadı ondan Fatih Terim, ısrarla üzerine gitti ve gitmeye de devam edecektir.

55- Sabri Sarıoğlu: Ne kadar eleştirsekte, ne kadar yerden yere vursakta Sabri Sarıoğlu bizim Sabri'mizdir demek lazım. Sezona iyi başladı aslında, bunu da belirtelim ama yaşadığı uzun sakatlık ve Eboue etkisinden sonra da bir türlü kıvama gelemedi, iyi görüntü sergileyemedi. Sözleşmesi uzatılır mı uzatılmaz mı bilmem ama futbol anlamında olmasa bile saha dışı etkenler anlamında bu şampiyonlukta onun da payı kesinlikle var.

76- Servet Çetin: Nasıl bir kafa yapısına sahip olduğunu kestiremiyorum bile. Geçmiş yıllarda çok övdük kendisini, ben de övdüm ama bu noktaya gelmesi inanılmaz. Tamam ayrılacaksın takımdan, son zamanların ama uzatılan atkıyı almaz, takım içerisinde bir varlık olduğunu hissettirmez, şampiyonluğa sevinmez. Olayı para desem para da değil ama nedir amacı inanın bilemiyorum.

77- Necati Ateş: Karakter anlamında ona kariyerinin en iyi dönemlerinde bile hiç ısınamamıştım nedense. Gönderilmesini ise yanlış buluyordum, inanılmaz istatistikleri olan, yararlı bir isimdi ve değerli bir futbolcuydu ne olursa olsun. Ama gönderildi, yıllar boyu sürgün hayatı misali çeşitli takımlarda kiralık oynatıldı, sonra serbest bırakıldı derken 5 yılın ardından Galatasaray'a geri dönmeyi başardı. Bu büyük iş gerçekten, Necati Ateş'in yaptığı kendisi açısından çok büyük bir kazanım diyebilirim. Bu şampiyonlukta da payı büyük, hele ki ligin ikinci yarısında attığı kritik gollerle.

86- Ufuk Ceylan: O da sezonun kazananı aslında. Muslera'nın arkasında forma şansı bulmanız güç ama forma ona denk geldiğinde de iyi işler yaptı, gelişme gösterdiğini kanıtladı. Taffarel'in etkisi, Muslera'yla yakın arkadaşlığı bunun önemli etmenleri. Yetenekli bir kaleci ve iyi bir yedek ne olursa olsun.

90- Sercan Yıldırım: Kendisi benim adıma sezonun en büyük hayal kırıklığı. İstatistiklere baktığımda kenardan gelip en çok oyuna dahil olan futbolcu ama istenileni bir türlü veremedi. Şans buldu ama gelişme gösteremedi diyelim. Hazırlık kampı onun açısından da çok büyük, umarım istenilen düzeye gelir ve yeteneklerine ihanet etmekten bir an önce vazgeçer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir