10 Ağustos 2012 Cuma

O, Acının ve Baskının Altında Ezilmedi

Baskı işin hikayesi, gerçekten de böyle. Sporcu karakteri bu ''baskı'' denen olayın üzerinden gelir, tabii o karakteri ne denli bünyende taşıyorsan. Nevin Yanıt için yazmıştım mesela, baskı maskı hikaye diye, baskı varsa en çok onun üzerinde vardı atletlerimizin arasında. En popüler atletimiz neticesinde ve o da potansiyelinin maksimumunu bizlere gösterdi.

Zamanında Süreyya Ayhan, güle kazandığı yarışmaların ardından çıktığı Dünya Şampiyonası'nda 2. olmuştu ve bu durumu dayandırdığı gerekçeler falan çok komikti. Aynı durum buradaki sporcularımız için de geçerli ve bizler de bu baskı denen şeyi duymaktan gerçekten çok sıkıldık.

Baskı varsa, Servet Tazegül'ün üstünde daha da vardı. Son Dünya Şampiyonu bu çocuk, tekvando 68 kilonun bir numarası. Bütün bunların yanında, 2 ay önce de annesini kaybetmiş. Annem adına bu madalyayı alacağım diyor ve bu unvanlarla geliyor oyunlara. Baskı budur işte ama Servet Tazegül çok rahat. Hemen hemen tüm maçlarını da rahat kazandı, hiç kafasını başka birşeylere takmadan çıktı ve kendisini gösterdi.

Devamında da oyunlardaki ilk altın madalyamız gelmiş oldu. Tekvando sporuna yabancı değiliz aslında, Olimpiyatlarda ve büyük şampiyonalarda iddialı olduğumuz bir daldır ama Olimpiyat tarihindeki ilk altın madalyamız oldu bu tekvandoda. Tanrıkulu kardeşleri bilirdik bu konuda ama Servet Tazegül'ün ismini en üst sıraya taşıyoruz şimdi.

Müthiş mütavazi, müthiş bir beyefendi, konuşmasını bilen, saygılı, inanılmaz bir adam. Bu altın madalya ona fazlasıyla yakıştı. Umarım daha uzun yıllar bu unvanı taşır ve bizleri de gururlandırmaya devam eder. O potansiyel, o ışık, o kalite kendisinde fazlasıyla var. Başka bir kişi olsa küsüp, düşeceği yerde o acılarının altında ezilmeden daha da yükseldi, dik durmayı fazlasıyla başardı.

İnanılmaz bir hikayedir bu anlamda Servet Tazegül...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir