3 Aralık 2015 Perşembe

Galatasaray'daki Arkadaşlığın, Takım Olgusunun Resmi


Mustafa Denizli'ye Allah sabır versin, işi zor. Takım içerisinde arkadaşlık olgusunun, birliğin, beraberliğin dip yaptığı bir dönem. Herkes birbirinden kopuk, gruplaşmanın zirveyi gördüğü, kimsenin kimseden haberinin olmadığı bir ortama geldi. Sevindiğim nokta ise, bu işi düzeltebilecek bir ismin takımın başında gelmesi. Mustafa Hoca'nın söylemlerinden de öncelikle bu konunun üzerine eğileceğini görüyoruz ama işi gerçek anlamda çok zor.

Hoşuma gitmeyen bir nokta var. Geçen Grosskreutz konusunda konuştuk, bir şeyler yazdım. Yaşadığı kolay değil, Galatasaray'a gelirken 6 ay oynayamayacağını bilmiyordu. Kim bilir hangi hayallerle geldi ama futbol oynayamaması bir futbolcunun psikolojisini bozar. Duygusal bir Alman ilk kez gördüm ama Almanya dışına da ilk defa çıkan bir isim. Sahip çıkılması, güven verilmesi gereken bir nokta var ama takım içerisinde arkadaşlık o kadar dip seviyede ki Grosskreutz'la konuşan herhangi bir futbolcumuz var mı merak ediyorum.

Podolski'ye takım içerisinde en iyi arkadaşın kim diye soruyorlar, adamın verdiği cevap ise futbolcu dışında tüm çalışanlar oluyor. Aynı durum Grosskreutz için de geçerli. Oysa takımın yarısı Almanca biliyor, Almanya altyapısı almış futbolcular. Şu ülkede her yabancı uyum sorunu yaşar belki ama herhangi bir Almanın uyum sorunu yaşamasını kabul edemiyorum. Üstelik de İstanbul gibi bir yerde. Ama Galatasaray'da değil Alman, her futbolcu bunu yaşar. Çünkü arkadaşlık, birlik, beraberlik yok.

Takım kaptanı ne iş yapara geliyorum yine. Saha içerisinde futbolcu fırçalamak değildir lider olmak, saha dışında kendinizi belli edersiniz. Şu ortamı da görünce takım kaptanının ne iş yaptığını sorgulamak isterim. Kendini en belli etmesi gereken zaman ama takım içerisinde herkes kendi aleminde. Bu ortamda başarısızlık doğal, takım sporu bu. Birlik olmak, beraber hareket etmek zorundasınız.

Bir de iğrendiğim bir nokta var. Böyle sert ifadeleri kolay kolay kullanmam ama Semih Kaya'nın bir televizyon programında Grosskreutz yorumundan iğrendim. 28-29 yaşında bir futbolcu nasıl olur da ailesini özler diyor ve son derece imalı, alaycı şekilde. Şunu soralım sevgili Semih Kaya'ya. Bir kere olsun Grosskreutz'la konuştu mu, halini vaktini sordu mu, derdini, sorununu dinledi mi? Bu mu arkadaşlık, bu mu takım olmak. Üstelik sen bir de Galatasaray altyapısından yetişmiş bir isimsin, burası benim evim diyorsan en çok sen yardımcı olacaksın ama televizyon önünde takım arkadaşını alaycı bir şekilde eleştiriyorsun. Ciddi anlamda yazıklar olsun.

5 yorum:

  1. Semihle ilgili hissettiğiniz herseyi haberi ilk okuduğumda bende hissettim..Galatasarayda oynamak hem karakter hem yetenek gerektirir..semihte acaba bunun hangisi var??? 28 yaşında bir kişi olunca aile özlenmiyormu semih?? Hadi özlenmez diye saçma bir düşüncen var bir oyuncu takım arkadaşı için böyle konuşurmu?? Son 1 yıldur takımdan gitmeni heyecanla bekliordum,şimdi 5 kat heyecanla bekliorum semih...

    YanıtlaSil
  2. Semih tamamen bitirdi kendisini o açıklamayla bir an önce defolup gitsin şu kulüptende böyle Galatasaray ın evladı olmaz olsun ne mide bulandırıcı ne rahatsız edici bir açıklamaydı hayır bu yorumu yapan 2 yıl top oynamıyor orası dahada vahim ulan sen kimsin bunlara bu fırsatları verenler utansın ayrıca o otoriteyi gösteremeyen takım yaratamayanlarda o kaptan bozuntusu Selçuk denen forma yırtanıda unutmadık kaptansan bu dönemlerde ağırlığı koyarsın en yakın zamanda defteri dürülmeli bu adilerin.

    YanıtlaSil
  3. Burada Semih'in açıklamalarına böyle bir tepkinin oluşması beni mutlu etti. Sağduyulu Galatasaray taraftarı neyse ki hala mevcut. Semih'e gelince bu adamlar cidden cahil. Bu adamlar daha takımlarının tarihlerinden haberdar değil. Metin Oktay'ın, Hakan Şükür'ün, Arif Erdem'in, Hakan Ünsal'ın Avrupa'ya gidip kısa sürede dönüşlerinden haberleri bile yoktur eminim. Sıla hasreti denen şeyi bu jenerasyona sormak pek mantıklı değil galiba, keza Semih de değersizleşen 90 ve sonrası nesil ürünleri arasında.

    YanıtlaSil
  4. Semih'in eleştirilecek tarafı çok ancak bu konuda haksızlık yaptığınızı düşünüyorum. Olayı Denizli'nin açıkladığı ya da sızdırdığı kadar biliyoruz. Gerekçe sıla hasreti. Bu konu bize çok tanıdık. Nihat, Tugay, Arda biraz da Tuncay dışında Avrupa'ya giden kısa sürede bu bahaneyle döndü. Ancak unutmayalım sertçe de eleştirildiler. Türk futbolcusunun tercih edilmeme nedeni oldular. Semih'te bunu yapmış. Takım olarak ona sağlıklı bir çalışma, arkadaşlık, aidiyet hissi uyandıracak ortam oluşturabildik mi? O ayrı tartışma konusu. Öte yandan Grosskreutz konuşmadı henüz. Acaba GS'dan umudu kesmesine yol açacak yaşanan olay var mı? Sanırım böyle bir şey ortaya çıksa şaşırmayız. Özbek biraderler skandal repertuarımızı epey genişletti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mesele o değil, Grosskreutz teklif almış ve gitmiş de olabilir. Sıkıntı olan Semih Kaya'nın Grosskreutz'un durumunu tv önünde alaycı bir şekilde yorumlaması. Üstelik kimlerin yanında.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir