15 Şubat 2016 Pazartesi

SC Nostalji #51; Burak Yılmaz


Burak Yılmaz'ı bu formayla hatırlayacağım, yakasını kaldırdığı ve efsane geçirdiği sezonla. Öyle bir sezon ki bir önceki sezon Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi macerasında eleştirilen bu adam, Galatasaray formasını giydiği ilk sezonda attığı gollerle grup aşamalarının en iyi futbolcusu seçilmiş, Uefa'nın da yılın 11'i için adaylardan biri olmuş. Galatasaray'ın da Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finale yükselmesinin baş kahramanlarından biri olmuş. Sneijder & Drogba transferlerinin ses getirdiği ama Burak Yılmaz'ın damga vurduğu bir sezon.

Burak Yılmaz'ın iyi olduğu dönemlere baktım da her zaman yanında bir forvet daha var, yalnız oynamamış. Trabzonspor'da damgasını Şenol Güneş'le vurdu, o olmasaydı belki de Burak Yılmaz'ın kariyeri böyle şekillenmeyecekti. Doğru yerde, doğru zamanda ve doğru insanlarla çalışmak mühim. Futbol dünyasına sağ kanat olarak ayak basmıştı, Trabzonspor'a da sağ kanat olarak transfer edildi, o yarım sezonda sağ kanatta kendisini gösterdi ama forvete geçtiği geçmesiyle birlikte Avrupa'nın önemli forvetlerinden biri olmayı başardı.

Antalyaspor çıkışlı bir isim, Antalyaspor'un Süper Lig'e yükselmesinde pay sahibiydi ve Tigana'nın kurduğu genç ağında Beşiktaş'a katılan, gelecek beklenen futbolculardan biri oldu. Tigana döneminde şans buldu, sonrasında ise gözden düştü. Holosko için para + takas futbolcu geyiklerini yıllardır yaparız, o takasın yüzlerinden biri de Burak Yılmaz'dır. İlginç ki, Fenerbahçe de Gökhan Ünal'ı alırken Burak Yılmaz'ı takas olarak göndermişti ama bu takımlar böyle bir yükselişi tahmin edebilir miydi?

Manisaspor'da Selçuk İnan'la birlikte ismini duyurdu, sonrasında Selçuk İnan Trabzonspor'a gitti ve yükselişini devam ettirdi, Burak Yılmaz ise Fenerbahçe'de tutunamadı. O Burak Yılmaz Trabzonspor forması giyerken Fenerbahçe deplasmanında attığı golle Bursaspor'u şampiyon yapan isimlerden biri olmuştu, futbol bir anlamda intikam oyunu. Trabzonspor'da da Selçuk İnan'la buluştular, mühtiş bir ikili oldular ama Selçuk İnan'ın Galatasaray'a transferi sonrasında Burak Yılmaz yine tek kaldı ama yeniden bir araya gelmeleri sadece bir sezon sürdü.

Asıl hikaye buradan sonra başlıyor. Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Galatasaray formasını giyen sadece bir isim vardı, o da Sergen Yalçın. Burak Yılmaz da 2. isim oldu, 3. isim olur mu bilmiyorum. Burak Yılmaz bunu 27 yaşında başarmıştı, kariyeri yükselerek ama bir yandan da savrularak geçerken istikrarı Galatasaray'da buldu diyebiliriz. Forma giydiği 3.5 sezon var, daha da uzun olabilirdi ama ayrılık kaçınılmaz olmuştu.

Trabzonspor'da forma giydiği dönemde "çocukken Beşiktaşlıyım, hala da öyleyim ama Trabzonspor için ölürüm" diyen bir isimdi. Bana daima samimi geldi, Galatasaraylıyım derken de. 4 büyük takımın da formasını giydi ama Galatasaraylı Burak Yılmaz olarak hatırlanacak, o da Galatasaray camiasının bir evladı olduğunu biliyoruz. Bu yüzden ayrılık zor. Hayatı transfer yaparak geçti ama ilk defa kendisini bu kadar ait hissettiği bir takımdan ayrılıyor. 

Kendi gitmek istediğini düşünmüyorum. Öyle olsaydı sezon başında Çin'in yolunu tutardı. Kulüp maddi anlamda sıkıntı çekiyor, taraftarlarla da Burak Yılmaz'ın bağı kopmak üzereydi. Bana göre bu vefa, büyük bir fedakarlık. Elbette Çin'de büyük kazanacak, bırakın kazansın. Kulübe 3.5 yıl büyük hizmet etmesinin yanında giderken de önemli bir rakam kazandırarak gidiyor. Galatasaraylıyım diyen çoğu isimden daha Galatasaraylı bir hareket. Günler uzun, bakalım diğer futbolcular bu fedayı diyebilecek mi.

Yolu açık olsun, hakkı ve emeği var. Benden yana hakkım helal..

1 yorum:

  1. İstatislik olarak değerlendirdiğin de ortada müthiş bir başarı var. G.Saray ile çıktığı 123 maçta 74 gol. 24 asist, toplamda 97 gole direkt etki. Bu da maç başına 0,8 skora etki demek oluyormuş. Son beş sezonda Avrupa da en çok gol atan dokuzuncu futbolcu. İtiraf edeyim böylesine bir başarı istatistiğine sahip Burak YILMAZ ın G.Saray dan gidişine sevinen bir G.Saray lıyım. Benimle aynı düşüncede olan birçok G.Saray lı olduğundan da eminim.

    Burak tartışmasız ülkenin en iyi defans arkasına sarkan, ceza sahası içi tek vuruş golcüsü işte hepsi bu kadar. Bu özelliğinin yanında bir büyük takım golcüsünde olması gereken top saklama, topu tutup takımı hücuma çıkarma, araya pas, adam eksiltme, oyunu okuma, bunların hiç biri yok.
    Gol attıkdan sonra bunların ne önemi var denilebilir ama şu gerçeği kabul edelim; G.Saray gibi büyük takımlarda banko oynayan her santrforun sezon gol ortalaması 15-20 gol den az olmaz.
    Bugün gelişimine gıpta ettiğimiz Başakşehir de oynayan eski futbolcumuz Mehmet Battal G.Saray da sürekli forma bulsa sezonu en az 15 golle kapatır. Sakat Nonda yarım devre oynatılarak devre arası yollandığında 18 golle takımın en çok gol atan futbolcusuydu. Bu nedenle Burak ın golcülüğünü değerlendirirken bazı gerçekleri de göz ardı etmemek gerekir.

    İstatistiklerlere göre sarı kırmızı forma da muhteşem bir başarıya sahip Burak ı taraftar neden sevmedi. ? Burak son oynadığı maçlarda neden ıslıklandı neden taraftardan tepki gördü ?
    Ben ve benim gibi G.Saray lılar neden Burak ı benimseyemedi. ?
    Bunun temel sebebi Burak ın vücut dili.Bunun dışında sahadaki mücadeleden, yardımlaşmadan uzak gamsız, ruhsuz tavırları, bunca tecrübeye rağmen amatör futbolcuların dahi yapmayacağı bariz hücum faulleri, kaybettiği topları kazanmak, rakibi biraz olsun rahatsız etmek için hiçbir çaba göstermemesi, çoğu maçta attığından çok daha kolay golleri akıl almaz şekilde kaçırması, 4 büyük takımda forma giymesine rağmen hala ofsayta en fazla kalan futbolcu olması onu taraftardan uzaklaştıran diğer nedenler.
    Burak G.Saray a döner veya dönmez ancak şundan eminim ki birkaç sene sonra bu G.Saray taraftarının kalbinde bir Elmander kadar yer kaplamayacak, adı anılmayacak. Oysa bir restaurant da canlı sohbetine şahit olduğum Burak ın son derece düzgün karaktere ve çoğu futbolcuda olmayan kendini ifade yeteneğine sahip olduğunu bizzat gözlemledim. Dışarda bu kadar pozitif görüntü veren bir futbol kişiliğinin saha içinde taraftara antipatik gelmesinin sebebi başka ne olur bilemiyorum.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir