14 Ekim 2016 Cuma

Mustafa Kapı, Altyapı ve Riekerink..


Riekerink'i sırf "altyapıyı" konuşur kıldığı için bile takdir eder, başarılı sayarım. Mustafa Kapı'yı 14 yaşında idmanlara alması ve maçın sonlarında oyuna sokması da tüm dikkatleri hem bu futbolcuya, dolayısıyla da altyapıya çekti. Ben de işin ehline gittim ve Gökay Akpınar'a sordum. O da sağ olsun bizleri kırmadı, kafalardaki tüm sorulara cevap verdi..

Son günlerin bir numaralı gündem maddesi Mustafa Kapı oldu, herkes bu çocuğu konuşuyor. Önce tanımayanlar için sorayım, nasıl bir futbolcu olması bekleniyor, potansiyeli ne ölçüde ve hangi özellikleriyle gelecek yıllarda fark yaratabilir?

Gökay Akpınar: Mustafa gibi özel yeteneği gerçekten tarif edebilmek çok zor. İlk geldiği iki yıllık süreçte daha çok orta sahada 8 numara gibi oynuyorken, geçen sezon başından bu yana ise takımda yer alan oyuncuların birkaçının pozisyonunda yapılan değişiklik ile Mustafa da daha çok forvet arkası oynamaya başladı. Bu iki pozisyonu da özellikleri sayesinde çok rahatlıkla oynayabilecek bir oyuncu. Oyun görüşü ve takibi, taktiksel zekası gerçekten çok iyi bir oyuncu bu sayede hemen her pozisyonda doğru yerde diyebiliriz. 

Top ayağındayken iyi bir yönlendirici iken, topsuz oyunda da bahsettiğimiz yetenekleri ve fırsatçılığı ile gol yollarında her zaman büyük bir tehdit. Oyunun iki yönlüde iyi oynayabilir, top tekniği, pas kalitesi çok yüksek. Tüm bunların yanında benim en değerli gördüğüm özelliği de dar alanda inanılmaz fark yaratan bir oyuncu. Hiç beklenmedik bir pas veya bir şut. Ona karşı her zaman ful konsantrasyon ile sahada olmanız gerekir. Potansiyelinin bir sınırı yok açıkçası. Oyuncuları bir birine benzetmeyi sevmiyorum ama ondan sonra gelecek oyuncular için inşallah Kapı’ya benziyor diyebiliriz.

Mustafa Kapı'yı idmanlara almak ve hazırlık maçında son dakikalarda da olsa oynatmak sence doğru bir karar mıydı? Bu konuda da eleştiriler var çünkü, oyuncunun yaşı gereği fiziksel durumu anlamında daha çok olumsuz yazanlar da oldu. Sen ne düşünüyorsun?

Gökay Akpınar: 14 yaşında bir oyuncunun fiziki olarak bu seviyelerde rakibine karşılık vermesi tabi ki imkansız. Anatomik olarak arada büyük fark var. Alacağı darbelerde sıkıntı olabileceğini Riekerink de bizim kadar biliyor. Maç öncesindeki tahminlerimiz gibi, 5-10 dakikalık bir süre düşünmüş bunları göz önüne alarak. Fakat burada asıl amacın Mustafa gibi alt yaş kategorilindeki oyunculara ve A takıma daha yakın olan üst gruplara bir mesaj olduğunu düşünüyorum. Yaş, fiziksel durum ve isim fark etmez. Çalışan, sahaya performansını en üst seviyede aktaran, yeteneğini ortaya koyan her ismin bu kadroda yeri var. Bırakın bu seviyede bir maçı, her bir A takım antrenmanının bile oyunculara çok büyük faydası olacağını göz ardı etmememiz gerek.


2. soruya benim cevabım şu olurdu, Riekerink bir şey yapmamış olsa bile ısrarla altyapıya dikkatleri çekmeyi başarıyor, sırf bu yüzden bile konuşulmayı hak ediyor. Hoca'nın altyapıya bakış açısını nasıl değerlendiriyorsun ve Riekerink'in söyleminden yola çıkarak 2000-2001 jenerasyonunda Mustafa Kapı gibi 5-6 isim daha olduğu söyleniyor. Bize bu konuyu biraz daha açar mısın?

Gökay Akpınar: Açık konuşmamız gerekir ise yeteneklerine rağmen sırf Altyapı da unutulduğu için harcanan veya istenen seviyeye gelemeyen birçok oyuncu var. Göreve gelen hocaların A takım başarısını tek yol görmesi, altyapı oyuncusunu antrenmanda fazlalık sayması, yabancı sevdası vb. birçok neden buna yol açıyor. Ama Riekerink’e baktığımızda her açıklamasından da görebileceğimiz gibi ben A takım da görevli olsam da geliş nedenim ve gerçek çalışma alanım belli diyor. Böyle bakan birinin zaten Altyapı’yı göz ardı etmesi imkansız.

Şöyle birkaç örnek vereyim; U11-12 grupları oyuncu velileri ile konuşuyorum. Daha önce biz böyle bir şey görmedik diyorlar. A Takım hocasının saat 12:00 deki A takım antrenmanı veya saat 16:00 daki lig maçı öncesi U11-12 Antrenmanına katıldığı, bilgi edindiği veya fikirlerini grup hocasıyla paylaştığı görülmemiş bir olay onlar için. Şunu da ekliyorlar bırak A takım hocasını, altyapı sorumlusu bile görmedik pek. Bir başkası benim bir fotoğraf ile bile olsa direkt karşılaştığım bir durum. U10 Takımı seçmesi, çeşitli futbol okullarından gelmiş oyuncular ve fotoğrafın ortasında A takım teknik sorumlusu Jan Olde Riekerink. Anlatmaya kalksak çok daha fazlası çıkar tabi. Henüz U17 – U19 gibi takımların antrenmanları katıldığını saymadık bile.

2000, 2001 jenerasyonları büyük bir tarama sonunda oluşturulmuş çok değerli ve tabi ki en önde gördüğümüz jenerasyonlar. İsim isim saymak belki uzun sürer ama onları da zaman içinde A takım da görmeye devam edeceğiz Kapı ve 2000 doğumlu stoper Ozan Kabak gibi. Bu yıl U16 ve U17 Milli Takımlarının çok önemli turnuvaları ve eleme maçları var, yoğun bir süreç onlar için. Bizde bu iki milli takıma 10-11 oyuncu veriyoruz ortalama. O nedenle belki A takım antrenmanlarında çok sık yer alamayacaklar ama Riekerink’in tüm gruplara olduğu gibi onlara da ilgisi büyük. Geniş süreç içinde her şey yolunda giderse 5-6 oyuncudan çok daha fazlası çıkacak bu jenerasyonlardan. Tabi tüm bunları yazarken onlardan daha önce yer alan 98 ve son iki, üç yıldır büyük gelişim içinden olan 99 jenerasyonlarını unutmamak lazım.


Geçtiğimiz günlerde Galatasaray, U14 liginde Tepecikspor'u 25-0 yendi. Sence bu normal bir sonuç muydu ve böyle bir fark nasıl oluştu?

Gökay Akpınar: Bu tarz bir skorla biten bir maçtan ne kazanan takımın hocası, ne futbolcusu ne de bir seyirci memnun olur. Sahada en ufak rekabet yok iken asıl amacı ve adı gelişim olan ligde oyuncuna ne katabilirsin ki. Bu skorun ortaya çıkmasındaki en büyük sorumlu TFF’dur. Marmara bölgesinde Galatasaray ve Beşiktaş’ı bir gruba, Fenerbahçe ve Bursaspor’u diğer bir gruba ayırma gereği duyan; Geçtiğimiz yıl U13 Ligini yine bu tarz skorlar alması nedeniyle ligden çekilen takımı Akademi ligine alan, rekabet dengesini bozan TFF ne düşünmüştür, amacı nedir bilemiyoruz. İki takım arasında bu kadar seviye farkı varken bu skor normaldir. Maçın ikinci 35 dakikalık bölümünde 18 gol atıldığını görüyoruz. Bu tip maçlarda 7-8 gol den sonra zaten mağlup takımın ne oyun ne de mental olarak karşılık verebilmesi mümkün değil. Bu gibi bir skoru tasvip etmiyorum ama Galatasaray U14 Takımı hocasına da neden bu kadar gol atılmasına izin verdi diye yapılan eleştiriyi kendi adıma kabul etmiyorum. Maçın ikinci yarısında 35 dakika Galatasaray top çevirse rakip takım daha mı az rencide olacaktı mesela. Ana sorun skor değil, uygulanan sistemdir.

Son günlerde altyapılar için bazı transfer hamlelerini okuyoruz. 17 yaşındaki Yaşar Çavdar gibi ya da 15 yaşındaki Emirhan Ergün. Bir atılım olduğunu seziyorum, çalışılıyor gibi. Umutlu olmalı mıyız ve Riekerink'in altyapı koordinatörlüğünün bir fark yaratabileceğini, en azından farklılık yaşatacağını düşünüyor musun?

Gökay Akpınar: Bu gibi hamleler hemen her sene yapılıyor. Şöyle diyebiliriz her sene özellikle 2 jenerasyon için yoğunlaşılıyor, bunlar genelde U13 – U14 – U15 de o yıl yer alan jenerasyonlar oluyor. Türkiye’nin dört bir yanında izlenen ve uygun görülen oyuncular takıma kazandırılıyor. Bu yılda özellikle 2002 ve 2003 grupları için çalışmalar yapıldı. İstanbul’un yanı sıra Sivas, Diyarbakır, Samsun, Kocaeli gibi illerden akademiye oyuncular kazandırıldı. 

 Daha alt yaş gruplarında yapılan seçmeler ile kadro kalitesi ve genişliği artırılıyor. Bu gruplarda çocukların ailevi durumları da düşünüldüğü için genelde şehir dışı hamleleri olmuyor. Ama tüm futbol okulları her yıl 2 kez yapılan seçmeler ile taranıp değerli görülen isimlere ileriki süreç için Florya da takım içinde görülme şansı veriliyor. Başta belirttiğimiz grupların üstündeki yaş gruplarında ise daha oturmuş kadrolar oluyor. Çok fazla değişimler olmasa da izlenip beğenilen veya eksik görülen bölgelere takviyeler yapılabiliyor. 

Tüm bu değerlendirmelerimiz göz önüne aldığımızda tabi ki Riekerink döneminden umutluyum. Fark yaratıldığını şimdiden söyleyebilirim. Ama şunu göz ardı etmememiz gerek. Oyuncu yetiştirmek, A takım seviyesine hazırlamak ve bunun planlamasını yapmak 1 senelik iş değil. Uzun süreçte sabır, doğru planlama ve sunulan şartlar çok önemli.

1 yorum:

  1. Eski bir konuya bir yorum yapayım. Bu konuya nereden geldim. Sağ taraftaki arama bölümüne Mustafa Kapı yazıp.

    Dİyeceğim şey şu. Bu dünyada kaç tane Emirhan Ergün var. İki tanesi son 8 senede Gs alt yapısından geçti.
    Birde bunun yanında Mert Çetin var. Bir tanesi 8 sene önce altyapıda bir taneside tercüman mevkisinde Gs da görev aldı.

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir