28 Şubat 2017 Salı

Bu sezon kaç maçta Galatasaray'ı hücum noktasında çok iyi gördük?


Her görüşe saygım var. Mesela şöyle bir yorum var, "böyle bir maçta formasyonla oynamak neden, takımın mevcut iyi yapabildiği şeyler üzerinden devam etmesi gerekmez miydi?" Olaya bu pencereden bakanlar için doğru bir yorum. Bu kadar kısa bir sürede köklü bir değişim imkansız, elde olan malzemeye de baktığımızda. Ama ben de bir yerden başlamak gerektiğini, dokunuşları yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Benim bakış açım daha uzun vadeli ama Beşiktaş karşısında kendi sahamızda aldığımız mağlubiyetin de hüznü elbette büyük.

Saygı duymadığım olay başka, 10 günde teknik direktörü infaz etmek. Dün de yazdım, biraz daha detay vermek istiyorum. Riekerink'le gitmeyen bir düzen vardı, haftalarca yazdık ve Riekerink'i de bir maç üzerinden infaz etmedik. Bir süreçti o, bekledik, sabrettik, destek verdik ama yürümedi. Tudor şimdi mi gelmeliydi, sezon sonunda mı gelmeliydi başka konu. Şu kesin, Tudor bir sistem / felsefe hocası, en azından potansiyeli o yönde ve bu adamların da böyle bir dönemde görev alıp, bir anda başarıyı yakalaması zor. 

Kendi kurduğu bir takım değil ve kabul edelim ki çalışmayan bir Galatasaray vardı. Sıfırdan başladı, takım savunması noktasında bazı taşlar oturmaya başladı ama zaman sınırlı, hücum konusunda da bazı başarılar elde etmek zaman alacak. Ama bunu mazeret olarak öne süremez Tudor, çünkü bilerek geldi, böyle olacağını az çok tahmin etmiş olmalı. Bunu ben yazıyorum, tablo bu çünkü. Beklentim ise daha uzun vadeli, bu yönetime rağmen. Bu yüzden de Beşiktaş mağlubiyetine elbette üzüldüm ama ileriye dönük sonuçlar elde etmeye çalışıyorum. Beşiktaş maçına bakış açım biraz da bu yönde.

Oynatmak istediği futbolu bu malzemeyle oynatması zor yani, 10 günde de Conte veya Mourinho olsan dahi elinden daha fazlası gelmez. Ama çalışıyor Tudor, izlemiyor, dokunuyor, farklılık yaratmaya çalışıyor. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz ayrı konu ama Beşiktaş maçına çalışmış işte, farklılık yaratmayı denemiş, savunma kısmında planı tutmuş ama beraberinde hücum gelmemiş. Tercihler eleştirilir ama Tudor'un Beşiktaş maçı özelinde de elinden gelen bu.

Linnes konusunu daha detaylı yazarız, ilginç bir durum hakikaten. Her gelen teknik adamın ilk sildiği isim Linnes oluyor ki, Tudor'un oynatmak istediği şu oyuna da en uyacak isimlerden biri belki de Linnes. Tercih noktası bu, tartışıyoruz ve Tudor'un da benim nazarımda iyi bir kredisi var. Riekerink bu konuda eleştirildi, devamında isyana döndürüldü ki haklıydık. Tudor ise geleli 10 gün oldu, bu konuyu daha detaylı öğrenmeyi ve beklemeyi tercih ediyorum.

Beşiktaş iyi bir hücum takımı, ligin de kabul edelim ki en iyisi durumundalar. Bir plan uyguladın, onun da savunma kısmında başarılı oldun. Bu plan beğenilmeyebilir, Galatasaray bu mu denilebilir ama bu sezon kaç maçta Galatasaray'ı hücum noktasında aşırı iyi gördük? İçeride oynanan Akhisar ve Alanya maçı deriz, biraz da Bursaspor maçı 2. yarısı. Yok yani, bu takım zaten hücumda sorunluydu ve en basit görünen maçta dahi kalesinde büyük tehlikeler atlatan, Muslera'ya bakan bir takımdı. En büyük sorun savunma, Tudor'un da önceliği savunma. Bu yüzden de şu mevcut durumda Beşiktaş'ı durdurmaya çalışmak ayıp değil, 10 günde ne bekliyordunuz? Bam bam bam oynayıp bu maçı kazanmayı mı?

Tudor'u bu noktadan vuranları anlamam yani, hele ki korkak diyenlere hiç anlam veremem. Korkak olan Riekerink'ti, yürüyen oyunu izleyen, skoru tutmak veya oyunu çevirmek için hamle yapmaya korkan. Tudor deniyor, gün geldiğinde maç içinde formasyonlar da değişecek, takımı tanıyacak, hakimiyeti daha iyi eline alacak. En azından bunu deneyecek, başarısız olsa bile. Uzun zamandır ilk defa sistem anlamında kafa yoran bir teknik direktörümüz var, umarım koruyabiliriz..

11 yorum:

  1. Tudor'un oyuncu tercihleri disinda iki secenegi vardi. Bu sezonu ayni sistemle devam ettirip takimi daha cok calistirip ve daha cok kosturup, sampiyonlugu sonuna kadar kovalamaya calismak. Bu secenek daha az riskliydi hem kendisi hem de takim acisindan. He bu sekilde nereye kadar gidebilirdik sampiyon olur muyduk? Belki yine olamazdik ama sezonu bu kadar erken kapatmazdik diye dusunuyorum. Son roportajinda bununla ilgili bi cumlesi vardi. "Zaman kisa da olsa, kendi kafamdaki sistemi oynatmayi tercih ediyorum" demisti. Bu nokta da secim ona ait. Artik onumuze bakma zamani ve bu saatten sonra kafasindakileri daha rahat yaptirabilecegini ve takima bu sistemi oturtacagini dusunuyorum. Bunu yaparken de hedefi 2.lik olarak devam ettirip sonuna kadar zorlamalidir.Cunku hala basaksehir, fener, antalya, trabzon gibi hedef maclarimiz var ve 2.lik bu noktada uzak degil. Bu saatten sonra tek beklentimiz Galatasaray'in gelecekte oynayacagi sistemi oturturken, bunu gelecek vaadeden beklentilerimizin oldugu oyuncularla yapmaya calismasi olur. Artik emekliligi coktan gelmis, hedefleri kalmamis oyuncularla bu oyunu oynamaya calismamali.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hocanın kendi takımını kurması gerektiğinden yanayım. Pragmatist günü kurtaran hocalarla transfer değirmenine dönmektense sezon kaybetmek benim fikrimi göre çok da mühim değil. Barcelona dahi bugünün temellerini atarken 13. lüklere kadar dibi gördü.

      Sil
    2. Tabi ki gunu kurtaran,transfer yaparken surekli hazir oyunculari tercih eden ve kulube dunyanin parasini harcatan hocalari istemiyoruz. Burada dedigim gibi Tudor gelecegi insa etmeyi secti ancak uygulama noktasinda yanlis oyuncu tercihleri de yapti. He su takimda guvenilir tek isim Muslera'dir. Beklentimizin devam ettigi oyuncular ise Linnes, Garry, Koray, Bruma, Ahmet, Sinan gibi nispeten genc ve gelecek vaadeden isimlerken o Sabri, Selcuk, Dejong, Balta, Podolski gibi isimlerle bu devrimi yapmaya calisarak bana gore celiskili bir tutum sergilemis oldu. Hani yurtdisindan gelse ligi takimi Hic tanimasa anlayacagim ama iki kere rakip olarak oynadigin takim icin uc asagi bes yukari bir fikir sahibi olursun. Yani madem gelecegin sistemini olusturuyorsun neden hedefi olmayan buyuk ihtimalle seneye bircogu takimda olmayacak doymus futbolcularla bunu deniyorsun. Bu tutarsizliktir yani bunu inkar edemeyiz. Geldiginde puan olarak hala sampiyonluk sansimizi kovalayabilecek durumdaydik ve bu riski almayip sene sonunda kendi takimini sifirdan kurup daha saglikli bir sekilde ilerleyebilirdi. Artik bizim de beklentimiz bu adil olsun gelecegi genclerle insaa etsin

      Sil
    3. Selçuk de Jong sabri hakan podolski üzerinden herhangi bir sistem kurulamaz diye düşünüyorum. :) pas oyunu diyen çıkabilir fakat pas oyunu olgusu orta sahada yan pas yapılarak rakibi unutmaktan ziyade ters toplarla denge bozmak ve gedik aramak şeklinde algılanıyor bütün dünyada. Bizde bu kalibrede adam yok olsa boşa çıkan yok statik sabit ayağına top bekleyen istatistiğe oynayan bir ekibiz. Bize lazım olan ve tribün beklentisi yüksek tansiyonlu ve tempolu gerektiğinde oyunu tutabilen ne yapacağı kestirilemeyen bir oyun tarzı. Bunun için sanıyorum Tudor mantıklı seçim ama kadro müsait değil :)

      Sil
  2. Aynı fikirlere sahibiz. Bizim ülkemizde sistem nedir kondisyon nedir takım oyunu nedir v.b. gibi temel prensiplerden pek haberimiz olmadığı için yeni gelen hoca rüzgarıyla dünyanın en iyi takımı olmayı beklemek normal. Gazetede görmüştüm GS gegenpressing ile Beşiktaşı yenecek diye. :) kadro acayip müsait istediğimiz oyuna değil mi :) bir de dikkatimi çeken olay bu yazınızın altına " o değilde " diye başlayıp alakasız bir konuya giren kimse olmamış. O yorumlar çok eğlenceli oluyordu halbuki :) senin dediğin o kadar mühim değil bak burda ne var sen asık buna bak mantığıyla yazılan yorumlar :)

    YanıtlaSil
  3. Bir kaç konu başlık altında takımın artı yönlerini yazdım bu yazıda eksi yönleri yazıcam. Yani Tudor u yerden yere vuracam Müsadenle.

    -Takıma çok iyi bir oyun planı oturtmuşsun ve takım bunu fena uygulamıyor. Golü yiyince niye bozuyorsun.
    - Gol yedin 3 lü savunmayı bozdun 4 lüye döndün. Sağ bek Semihten ne bekliyorsun.(Advocat Kjaer i bekte denedi mi hiç)
    -Chelsea nin yarattığı sistemi uygulamaya çalıştın. Ancak onların bek orjinli stoperin önünde kanat oyuncusu kullandığını ve ters kanada bek koymasının arkasında bir mantık göremedin mi?
    İş basit anlatayım. Hücumdayım. Top sağ tarafta Azpilicueta kanada yaklaşıp gerektiğinde topu kullanıyor ileri çıkıyor(çizgiye inmek değil),top sol tarafta Alonso bu görevi üstleniyor(Çünkü %100 bek). Bu sayede tek bek oyuncusu ile iki kanattan atak yapabilirken orta saha da kalabalık kalabiliyorsun. Yani bizde benze bir örnek vermek gerekirse; Sol stoper in Hakan iken 5 linin solu Gary Rodliquez(Victor Moses yerine) 5 linin sağı ise Sabri yada daha güvenilir Linnes. Biraz eskiden örnek vermek gerekirse; Sağ stoper Urfaluji iken 5 linin sağı Kazım, Sol kanat oyuncusu ise Riera(gerçi çok uymadı ama olsun) Yani Urfalujinin kanadı Eboue değil.

    -Gol yiyince Tolga değişikliğinden ne bekledin? Selçuk temposu düşük ancak De jong un yerine en azından hücum yapabiliyor(Onuda yapamıyor ama olsun). Arkadaş hiç mi Gs yada Beşiktaş maçı izlemedin. İlk maç Gs ne yapmış onu izle. aynısını yap. Orta sahayı karabalık tut.

    - 4-2-3-1 sana 3-5-2 den hangi açıdan daha ofansif gözüktü.
    -Fatmagül(Linnes) ün suçu ne?
    -Yasinin hücumda çok yalnız kalması konusunda niye bir şey yapmadın.
    -Bir sonraki maçta oyuncu ve sistem üzerinde gine değişiklik yapacakmısın?
    Yavv bu daha çok Tudor a sorulacak sorular gibi oldu.
    Şİmdi sıra bu konuya karşı yani SportifCümleler in görüşüne karşı çıkmaya.
    Rİkerink zamanında hücum konusunda devamlılığımız olmamasına rağmen hücumu düşünen bir takımdık. Ancak Defans orta saha ve hücum oyuncuları arası kopuk olduğu için golü bulamazsak sıkıntı yaşıyorduk. Tudor ile birlikte Orta Saha Defans arasında bağlantı var.(AYrıca Defans hattını ilerde kuruyoruz) Defans konusunda Hücum oyuncularıda desteğe geliyor. Ancak aynı destek hücum konusunda gelmiyor. Yani takımın defans gücü arttı ancak Hücum gücü azaldı.
    İkinci bir yorum yazacağım. Bu yazıda GalataSaray ı değerlendireceğim

    YanıtlaSil
  4. Bu sezonki suçlu kim. Rİkerink mi Tudor mu Selçuk mu,Sabri mi yoksa Dursun mu? Bence hiç biri değil. Geçen sezonu 6ıncı bitirmişsin. Ekonomik açıdan zor durumdasın. Kadron 2006 sezonunun aksine ter ter dökülüyor. Kadronun yaş ortalaması yüksek ve işe yaramayan oyuncular ile dolu. Şampiyon olabilir misin? Deli misin ne şampiyonluğu, Küme düşmemeye çabala denir.

    Senin yapman gereken oyuncu kadronu temizleyip maaş yükünden kurtulman.
    Bunun yanında alt yapıdan, Bank Asyadan bir kiralıklar ordusu ve düşük bütçeli askerleri takıma yerleştirmen gerek. Yani bir 2001-2002 sezonunu oluşturman gerek. Sen 5 milyonu Serdar a verirsen taraftar Şampiyonluk demeye başlar.
    Dursun Özbek ten Başkanlık koltuğunu almaya kimse cesaret edemez. Sen en azından 2 dönem daha bu takımın başında durabilirsin yap şu yapılanmayı. Tabi bunlar Levent "Bey" ile kardeşinle ve her maçtan sonra konuşan yaşlı amca ile olamaz. Yapılabilecek onlarca iş sezon başı transfer yapılabilmesi yüzünden boşa harcandı ve paralar ile birlikte bizlere yıllarımızı kaybettirdi.

    Rikerink hatamıydı? Paran yok. Yeni bir takım yaratmaya çalışıyorsun, hedefin ilk 5 olması gerekirken takım iyi gittiği için hayallere dalıyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yüzde yüz katılıyorum. Nasıl olsa cezayı çektik öyle veya böyle ligi üst sıralarda bitirip önümüzdeki dönemin kadrosunu kurarım yerine yanlış kadro mühendisliği ve aşırı harcama ile garip bir takıma döndük. İdeal stoperle ikiliyiz yokken biz kanatlarda şu mu oynasın yoksa bu mu rotasyonuna sahibiz. Açıkçası ben büyük yatırım beklemiyordum fakat serdar artı garry takımı ilginç noktaya getirdi. Acayip dönemlerde rakiplerin enteresan puan kayıpları birden şampiyonluk hayallerine dönüştü ve geldiğimiz durum ortada. 2001 döneminde toplama kiralık kadroyu en verimli biçimde oynatacak bir dehaya sahiptir. Hatta kendisinin dışında kimsenin yapamayacağı işleri yaptı. Ve o yapılanma bizim sonraki yükseliş dönemimize taşıdı takımı. Bu yamalı garip mühendislikle kurulmuş kadroyu maaş yükünden kurtarmak bile iki sene sürer :)

      Sil
  5. Hikmet KESKİN01 Mart, 2017 09:15

    Riekering zamanında hücum anlamında sıkıntı vardı demişsinizde ligin en çok gol atan takımıydı Galatasaray onun zamanında. Tudor ile ise son iki maçta sadece 1 gol atabilmiş takım. Ayrıca Galatasaray için şampiyonluk adına son umut maçında, kendi sahanda Beşiktaş'a karşı savunma oynamazsın. Aynı taktiği Riekering uygulamış olsa Galatasaray'ın büyüklüğünü hala anlamadığından girip çapsızlığından çıkardınız. Kaldı ki ligin ilk yarısındaki maçta Galatasaray'ın Beşiktaş'ı deplasmanda ne hale düşürdüğünü gördük. Chedjou olmasa farka gidecekti maç. Josue son dakika o golü atsa gene kazanacaktın maçı. O durumdan, en önemli maçta kendi evinde defansını oturtmaya çalışan Galatasaray'a döndü takım. Sadece 1 gol yediği içinde defansı oturttuğunu düşünüp sevinmemiz bekleniyor garip bir şekilde.

    Burak Sadıkoğlu'nun belirttiği hedef maçlarda da ne yazık ki çok zorlanır Galatasaray. Büyük bir kısmını da kazanamaz. Her yapılan dokunuş takımı geriye götürüyor.

    Tudor'a tahtaya 100 kere yazarak anlatmak lazım.

    "Artık Karabükspor'un değil Galatasaray'ın teknik direktörüsün. Ve Galatasaray şampiyonluğa oynuyor, kümede kalmaya değil."

    Kendi taktiğini oturtmaya çalışabilirsiniz fakat hedef maçlarda maçın kazanılması adına takımın durumuna ve oyuncu profiline göre bazı esneklikler yapabilirsiniz. Boy ortalaması 1,60 olan takıma benim oyun taktiğim kanatlardan orta yaparak gol bulmak diye sürekli bu şekilde oynamazsınız. Ya takımı bu şekilde kurarsınız, yada takımı siz kuramadıysanız (Tudor'un durumunda olduğu gibi) oyuncu profiline göre taktik geliştirirsiniz. Taktik deha böyle olunuyor zaten .Her şartta aynı taktiği uygularım diyen bir antrenörün taktik dehasından bahsedilebilir mi? Böyle antrenörlüğü bende yaparım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin bir tarzı vardır ama hocam. Değil mi? Mesela Juventus Conte gittikten sonra tarz anlamında olanı muhafaza edecek ileri taşıyabileceğine inandığı Allegri'yi getirdi. Formasyon esnekliği anlamında ileri bile gitti Juve bence. Yani teknik direktörlerin de bir tarzı vardır. Geçiş dönemi teknik direktörü değil Tudor. O dönemleri atlatan ve sırf bu dönemlerde çalışan yüzlerce hoca var. Martin O'neill mesela. Türkiye'de hepsi bu başlığa girer :) Mancini dahi bu anlamda başarılı ve esnek bir tarz. Bakın Ferguson, Conte bunlar mentalitesi inandıkları olan adamlar. Eğer elindeki malzemeyle ortaya birşeyler çıkar sistem teknik taktik oturtmak kısmını boşver diyorsan bu tip adamlarla anlaşmayacaksın. GS nin kapısında yatacak milyon adamdan birini de getirebilirsin. Tudor iyidir kötüdür tartışılır ama bu adamın bir tarzı var. Uyar ya da uymaz. Başarısızlık durumu da yönetime yazar bence. Nereye kadar hocalar suçlu?

      Sil
  6. tudor için düşündüklerim birbir çıkıyor hafız.daha önce yazdım.yanlış zamanda ve yanlış bir kadroya geldi tudor.haliyle günü kurtaramadın.sezon sonu tudoru kovacaklar.zaten bu yönetimin uzun vadeli hiçbir projesi olmadı ki tudorla bir proje yapsınlar.galatasaray kötü yönetiliyor aga.bu çok net

    hücum savunma futboluna gelirsek.mourinho hücum futboluyla mı şampiyon oldu.simione la ligayı hücum futbolu ile mi kazandı.luce hücum futbolu ile mi galatasarayda hedefe ulaştı.yada conte.

    galatasaray karabük değil düşüncesi yanlış.karabük futboluna biraz yetenek biraz da hakem objektifliğini eklerseniz karabük futbolu sizi hedefe ulaştırır.çünkü karabük futbolu 2. bölge presini önceler.buda büyük takım oyununa benzer.işte psg nin barca maçındaki ikinci bölge presi buna en güzel örnek.fark ne peki?karabük topa sahip olunca pozisyonları değerlendiremiyor ama psg değerlendiriyor.ama top rakipte iken aynı mantık psg ile karabük dizilişi.

    arkadaş yazmış tudor ile 2 maç 1 gol atılmış.ama bu 2 maç ne kadar tudorun istediği ile oynandı?sneijderi selçuku oyundan çıkarması çok şey anlatır.tudor top rakipte iken oyuncuların alanlara kaymasını ister.buradan bir oyun şekli ortaya çıkar.yetenekten bağımsız olur bu.karabük nasıl böyle oynayabiliyor dediğimiz olay bu kaymalarla şekillenir.barış başdaş ileri çıkar oyun kurar.yada orta sahaya çıkıp atağı başlamadan bitirir.statik hiçbir oyuncu yoktur.vs vs

    muhtemelen tudor kovulacak ve bu sadece galatasarayın kaybı değil türk futbolunun kaybı olacak.çünkü karabük kadar sistematik ve bir düzen içinde sağlam oynayabilen takım ligde yok abartısız.beşiktaşta dahil.karabük ün 1-2 maçını izleyip bunu görebilirsin

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir