Neredeyse sıfırlandık ve yeniden kurulduk. Bütçe düştü, bir yapılanmadan bahsediliyor. Onun da başında Erman Kunter var ve itiraf etmeliyim ki beklediğimden iyi bir transfer dönemi geçirdik. Bu yapılanmayı, hedefleri ve transferleri sevgili Erkan Karahan'la konuştuk. Bizleri kırmadığı için kendisine teşekkür ediyorum..
Erman Kunter uzun zamandır böyle bir mücadelenin içinde değildi, ayrıca son dönemi de başarılı sayılmaz. Galatasaray'a gelişini nasıl karşıladın ve ilk geldiği gün itibariyle beklentilerinle, bugün itibariyle beklentin arasında farklar neler?
Erkan Karahan: Senin de dediğin gibi Erman Kunter pek de rekabetçi olmayan bir ligde geçirdi kariyerinin son dönemlerini. Beşiktaş’taki başarısız sezonu da hepimizde bir negatiflik oluşturuyor. Beşiktaş döneminin tüm günahını da Kunter’e kesmemek lazım. Her zaman açık yüreklilikle söyleyebilirim ki ben o gün karar verici noktada olsam Saso Filipovski’yi tercih ederdim. Kesinlikle hem bütçe için, hem de kulüp sinerjisi için en doğru karar Filipovski olurdu. Erman Kunter geldiğinde kendi aramızdaki sohbetlerde beklentiyi minimumda tuttuğumu söyledim, böylesi bana daha doğru geliyor. Attığı her olumlu adımı artı olarak yazıyorum. Sezon öncesi itibari ile artı adımları bir hayli fazla.
Ergin Ataman'ı soralım, ayrılık sürecini nasıl değerlendiriyorsun? Doğru ve yerinde bir ayrılık mıydı, süreç sence nasıl işledi ve bugün içinde bulunduğumuz nokta itibariyle yaşananların altını doldurabildik mi?
Erkan Karahan: Ergin Ataman, Galatasaray basketbol tarihinin en başarılı koçu. Bunu en başta belirtmek lazım. Forma skandalı sonrası Cem Akdağ, Oktay Mahmuti ile adım adım zirveye tırmanan Galatasaray basketbolunun bayrağını tepeye dikmiştir. Ezeli rakip Fenerbahçe’nin Euroleague’deki başarıları sonrası Eurocup’a burun kıvıranlar oldu ama bu ülkede kaç takım bu kupayı kazandı ki? Tabi tüm bunlar ile beraber Ergin Ataman bir yıpranma sürecine de girdi. Koçun kulüp içinde, dışında veya rakip takımlarda sevmeyeni belki de seveninden çoktur. Bunda onun da kişisel hataları vardır. Son sene kurduğu takımın hiçbir izahı yoktu, neresinden tutsan elinde kalacak bir yapıydı ve sonunda da bir önceki sezonun planına dönüp karizmayı biraz toparladık. Ultraslan ile yaşadığı sorun da her şeyin üzerine tuz biber oldu. Tüm bunların sonucunda ayrılık kaçınılmazdı. Fakat şöyle bir şey daha var ki kulüpteki en vizyoner insanların başında Ergin Ataman geliyordu. Bir şekilde bütçe bulunuyor, bir şekilde zirveye yanaşmaya çalışıyordu. Onun gidişinden sonra içeride güvenilecek bir akıl yoktu maalesef. Hocanın ayrılması saha içine göre doğru, saha dışına göre yanlış bir ayrılıktı. Altını doldurup dolduramadığımızı zaman gösterecek.
Şu ana kadar gerçekleşen tüm transferleri göz önüne alırsak nasıl bir kadro kuruldu ve geçen sezon kurulan kadroya kıyasla hangi noktadayız?
Erkan Karahan: Geçen sezonun yarı bütçesine bir takım kuruldu, o yüzden isimleri tek tek karşılaştırmak yanlış ama kadro mühendisliği olarak geçen seneki takıma göre daha doğru bir kadro. Transfer sezonun ilk söylentisi olarak Gelabale ismi çıkınca hepimize bi çöküntü geldi fakat resmi olarak oyuncular açıklandıkça yüreğimize sus serpildi. Tabi bütçenin etkisi ile birkaç transfer yüksek riskli duruma giriyor. Eldeki mevcut para ile de seviyeyi yükseltmek için bu risklere de girmemiz lazımdı. Bir önceki soruda Kunter için dediklerim takım için de geçerli. Minimum beklenti ile bekliyorum saha üstündeki tabloyu. Olumlu her şeyi takımın artı hanesine yazacağım.
Tek tek isimleri sormak istemiyorum, bu yüzden transfer sorularım biraz daha genel olacak. Sahada performans görmedik ama isim üzerinden yorumluyoruz. Transferine en çok sevindiğin isimler kimler, büyük fark yaratmasını beklediğin ve şu ismi almamız benim için sürpriz oldu diyebileceğin?
Erkan Karahan: En sevindiğim isim Rakeem Christmas oldu. Riskli transfer grubunda yer alan bir oyuncu. Buralara uyum sağlarsa bir üst seviyeye atlamak için önü çok açık. Yine yüksek riskli Alex Renfroe da eğer sağlıklı kalabilirse bu seviyeler için çok iyi oyuncu. Avrupa’da oyun kurucu kıtlığı ortada, sağlık olarak bir sorunu olmayan Renfroe da sezon sonunda Euroleague radarında olabilir. Dwight Hardy’nin de daha önce Euroleague takımları ile ismi sıkça anıldı, hatta Trabzon’da kalmasına da şaşırmıştım. Son senesi daha öncekilere göre düşüş içindeydi, bunda biraz Trabzon’un yapısal problemleri sebep oldu. DaJuan Summers da bu seviye için yetenek çıtası çok yukarda ama Karşıyaka’da bazı maçlarda silinip gitmesi endişe verici. Burda iş ahlakını ne düzeyde tutacak? Onun için belirleyici nokta. Aslında tek tek isimlere bakınca fena bir kadro değil. Belirttiğim gibi oyuncuların risklerini ne kadar yamayabilirsek o kadar büyeyeceğiz. Bir de kapalı kutu TJ Cline var. İzleyeni yok gibi oyuncuyu, sağlıklı bir yorum yapmak zor. Mental olarak çok güçlü ve lider olduğu söyleniyor. Atletizm dışında da yetenek olarak sıkıntısı yokmuş. Eldeki bu veriler en azından bize maddi manevi zarar vermeyecek bir denemeye girdiğimizi gösteriyor. Bizim ligde bu tarz isimlerin nasıl önemli oyunculara dönüştüğünü gördük. En yakın örnekler. Patric Young, Ricky Ledo, Khem Birch. Kapalı kutu açıldığında belki de böyle bir sürpriz ile karşılaşacağız?
Bir de bunun tersini düşünelim, şu olmasaydı da bu olsaydı diyebileceğin isimler kimler oldu, transferlerde beklenti anlamında düşük baktığın isimler?
Erkan Karahan: Taraftarın büyük çoğunluğu gibi benim de aklıma yatmayan transfer Richard Hendrix oldu. Aslında çok büyük tecrübesi olan, kişisel olarak problemli olmayan bir oyuncu. Yine de daha net bir 5 numara olabilirdi oraya. Bir de Emir Preldzic var. Transfer değil ama 4,5m’luk bütçe içinde 700bin’lik kontratı çok büyük problem. Belki de bu kontrat elimizi bağladı ve alabileceğimiz mantıklı tek opsiyon Hendrix’ti.
Kurulan kadro itibariyle nasıl bir oyun yapısı bizleri bekliyor olabilir ve şu gerçekleşirse sezonu başarıyla tamamlayabildik diyeceğimiz hedef nedir senin gözünde?
Erkan Karahan: Dengeli bi kadroya sahibiz bana göre. Organizatör var, şutör var, delici var, yaratıcı uzun var, pota altı koruyucusu var. Her türlü yapıya evrilebilir. Erman Kunter’in tarzını da ön plana alınca tempolu bir takım beklentisi doğuyor tabi ki, oyuncular da buna müsait. Tek bir plana sabit kalmamıza da gerek yok, kadro gayet esnek. Oyun yapısından önce kadro birlikte sahada birbirlerinin artılarını nasıl destekliyor, eksilerini nasıl kapatıyor bunu görmemiz lazım. Gerçekleşmesi en en mühim konu tabi ki savunma. Bizim savunmamız sezonun sonunu belirleyecek. Eğer iyi bir savunma takımı olursak Eurocup ve lig yarı finali benim için başarıdır.
Son olarak, yeni sezon için heyecanlandım diyebiliyor musun?
Erkan Karahan: Geçen sezonu büyük bir tükeniş ile kapattık, üstüne transfer sezonun Gelabale söylentisi ile açtık. Ölümü gösterip sıtmaya mı razı ettiler bilmiyorum ama heyecanlıyım. Galatasaray maçı için salona giden güzel basketbol izler bana öyle geliyor. Tüm bunlara ek, Galatasaray gibi bir markanın 4,5m bütçe ile yola çıkması bir utançtır. Eğer sağlıklı bir yapı olsaydı basketbol şubesi kulübe hiç yük olmadan 8-10m arası bir sponsorluk gelirine sahip olurdu. Galatasaray markasının minimum değeri budur. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder