Hakem konuşacağız, o belli oldu. Zaten konuşuyorduk, bundan sonrası adına eminim ki fatura daha ağır olacak. Göztepe maçıyla başladık, Bucaspor'la devam ediyoruz. 3-0 kazandık, güzel bir futbol oynadık, kaçan birçok pozisyon var da farkın açılmamasında bir numaralı etmen hakem. Penaltılar, fauller, kırmızı kart. Bu maçı elbette telafi ederiz, kazanmak için adaletli bir yönetime de ihtiyacın yok. Sonrası adına fragman izlemek kötü, ligin 2. yarısında yenmemiz gereken sadece rakipler olmayacak.
Rakip ölçü değil söylemine de çok takılıyorum. Evet ölçü değil de nihayetinde rakip, resmi bir maç oynuyorsun. Önünde de kıyas yapabileceğin Sivas Belediyespor maçları var. Haliyle ölçü oluyor ve oynadığımız maçlar bu nihayetinde, yorum yapıyoruz. Bucaspor karşısında da iştah çok hoşuma gitti, Fatih Terim felsefesi 2 gün önce bıraktığımız yerden devam etti. Ön alanda basıyoruz, bu şok baskı ile kapılan toplarla rakibin yerleşmesine fırsat vermiyoruz, duralım, bekleyelim durumu yok. Bunu da rotasyonla deniyoruz.
Fatih Terim "mümkün olsa bu 11'i 90 dakika sahada tutacaktım" dedi. Kamp öncesi verilmesi gereken kararlar var, haliyle herkesi görmek istiyor. Bucaspor maçının önemi de buradan geliyor, ben burada devam etmek istiyorum diyecek futbolcuları görmek istedi. Şöyle örnek vereyim, yabancı sınırını açmak için gidecek ilk ismin Donk olduğunu söylerdik. Artık diyemiyoruz, o isim Carrasso olacaktır ve Fernando'nun bahsedilen sakatlığı sonrası Donk bu oyunla "kalıyorum" mesajını verdi.
Maçın adamı bana sorarsanız, tertemiz bir futbol oynadı. 4-3-3 gibi oynadık ve çapa işini gayet güzel kurtardı. Fizik özelliği ve tekniği zaten fazlasıyla iyi, iş istikrarsızlığıydı ve bir türlü kendini gösteremedi. Donk da dikine oynayabilen bir adam, topla da çıkar, şut da atar, kilit pas özelliği de vardır. Bunu Tolga Ciğerci de yapıyor, Selçuk İnan da daha hücumu düşünüp ileriyi zorlayınca da bu üçlünün farkı büyük oldu. Donk'un orta sahada kaptığı her topta hızlı çıktık ve o topları da çok iyi kullandı.
Ön alanda hareketliliğimiz var zaten, hocanın olmazsa olmazı o. Mücadele noktasında Yasin Öztekin, Sinan Gümüş ve Eren Derdiyok bu işi iyi yaptılar, 2. gol buna en iyi örnek. Hücum kalitesinde de Yasin Öztekin / Sinan Gümüş ikilisi gayet iyiydi, sıkıntı Eren Derdiyok'un bitirememesi. Göztepe maçında Gomis'in yaptığını Bucaspor karşısında Eren Derdiyok yapamıyor. Mücadele tamam da pivot olmasına rağmen öyle oynamıyor, ısrarla hareketli olma isteği var. Bitirememesi ise apayrı bir sıkıntı, Galatasaray'ın kenardan gelecek garanti bir forvete ihtiyacı var.
Bucaspor'la alakalı konuşulacak bir şey yok, Galatasaray'ın bu üstünlüğüne cevap veremediler. 1-0'ın ardından etkili oldukları belli anlar var ama o da Galatasaray'ın aldığı risklerle alakalı. Ön alanda basıyoruz, savunmamız orta saha çizgisine kadar gelebiliyor. Koray Günter'i de beğendim mesela, farklı özellikleri var ve hoca onu da kazanabilir.
Latovlevici eleştirilir bu maçta, onun da sakatlıktan henüz dönmesi gibi bir mazereti var. Hoca haklı olarak oyuncusunu koruyor ve tam bir iletişim dersi veriyor. Ağırlığı mevcut olanı kazanmak, bu noktada çok sürpriz isimleri rotasyon içinde görebiliriz diye düşünüyorum. Şu gider diyorduk, oysa o iş öyle değil. Dar bir rotasyonumuz var, takviye edilmesi gereken yerler belli ama kazanılması gereken futbolcular da var. Tudor'un hatası buydu, kenara hiç bakmadı. Kenar kötü de bazı isimler kazanılmayacak gibi değildi. Fatih Terim'in ise önceliği bu, ilk etapta öz güveni sağladı..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder