Bu yaza damga vuran belki de en önemli olaydı. Zor ama başarılı bir süreç atlattık. İlgi gören, talep edilen bir futbolcuydu ve onun adına büyük rakamlar konuşuldu. Alanyaspor'la önce Başakşehir, sonra Fenerbahçe anlaşmış olsa da Emre Akbaba'nın Galatasaray duruşu baskın çıktı. Galatasaray Dergisi'ne vermiş olduğu röportaj her şeyi apaçık anlatıyor. Önemli bir karakter kazandık.
"İlk başlarda forvet pozisyonunda oynuyordum. U15’te 10 numara pozisyonunda oynamaya başladım. U19’da ön liberoya geçtim. Türkiye’ye geldiğimde de A2 takımında ön libero oynadım. Genelde oynadığım takımlarda en çok koşan oyuncu oluyorum. Takıma hem ofansif hem defansif olarak yardım etmek istiyorum. Yani bahsettiğiniz tipte bir 10 numara değilim. Sadece tek yönlü oynamayı sevmiyorum."
Taktik detayla başlayalım. Emre Akbaba'nın hücum jokeri olduğunu daha önce de yazdım. Hatta ağırlıklı olarak sağ tarafta kullanılabileceğini düşünüyordum. Tabii bu Belhanda'nın Trabzonspor maçı öncesindeydi. Şu an ya forvetin arkası ya da sahte 9 gibi izlemek mümkün olacak. Pozisyonu için iyi bir fiziği var. Mücadele özelliği, hareketliliği de önemli. "Ön libero" vurgusundan da yıllar içinde "regista" gibi oynayabileceğini de görüyoruz. O da zamanı geldiğinde kariyerini uzatma hamlesi olacak.
"Farklı bir şey mi yaptım mı bilmiyorum ama çok çalıştım. Antrenmanlarda her zaman kendimi vererek çalışıyorum, hiçbir zaman “dinleneyim ya da az çalışayım” demedim. Belki de her antrenman üstüne koya koya bu noktaya geldim. Bir de mental olarak güçlü olmak lazım. Çünkü her zaman zor günler yaşayabilme ihtimaliniz var ve hayat her zaman iyi gitmez. Önemli olan o zor günlerde bir şeyler yapabilmenizdir."
Galatasaray'da oynamak farklı sorumluluklar gerektirecek. Alanyaspor formasıyla lige damga vuran isimlerden biri olsa da bu yetmeyecektir, her zaman daha fazlası istenecek. Şu an sorunu fizik olarak ayakta kalamaması olabilir. Çok fazla mücadele kaybediyor ve o noktada bir zayıflığı var. Bu da zamanla, çalışarak aşılabilecek bir durum. Sezon başında her ne kadar Alanyaspor'la çalışmalara katılsa da hazırlık maçlarına çıkmıyordu. Galatasaray formasıyla oynamaya başladı ve maç eksiği de kesinlikle mevcut.
"Sonuçta serbest bir oyuncu değildim, bonservisim kulüpteydi. Eski kulübümün bazı beklentileri vardı fakat ben onlara Galatasaray’a gitmek istediğimi ilettim. Onlar da bana başka kulüplerle anlaştıklarını ifade ettiler. Hatta geçen sezon arasında başlamıştı teklifler. Evet, sonuçta profesyonel oyuncuyuz ama sevdiğimiz bir takım var. Bu görüşmeler yaşanırken Alanyaspor antrenmanlarına devam ediyordum. Gönlümde her zaman Galatasaray vardı. “Siz başka bir takımla anlaşmış olabilirsiniz ama ben istemiyorum” dedim. Ertesi gün beni tekrar kulübe çağırdılar ikna etmek için, onlar da kendi açılarından haklı olabilirler, fakat sonuç değişmedi. Sonuçta bir karar vermem gerekiyordu. Aileme de danıştım. Ama herkes benim gibi düşünüyordu. Babam olsun, eşim olsun, tüm ailem Galatasaray’a gitmemi istemişti."
Geldik asıl konuya. Zor bir transfer süreciydi ve Emre Akbaba'nın ciddi fedakarlıklarını izledik. Alanyaspor Başkanı zor bir isim, en azından bizler için diyelim. Fenerbahçe veya Başakşehir'le rahatlıkla anlaşabilirken Galatasaray için mümkün olan bütün zorlukları çıkardı. Fenerbahçe'nin bu transfere dahil olması da süreci hızlandırdı ve Galatasaray'a transferini gerçekleştirdi. Belki de bu iş için Ocak ayı ya da yazın sözleşmesinin bitmesi beklenecekti. Alanyaspor'a para kazandırmama isteği de ciddi bir düşüncedir ama Emre Akbaba'nın bu formayı bir an önce giymesinden dolayı mutluyum.
"Hoca ile ilk konuşmamızda transferin hayırlı olmasını diledi. Göztepe maçından önce antrenman durumumu sordu, ben de iyi durumda olduğumu söyledim. Açıkçası ben o maçta en fazla 5-10 dakika şans bulurum diye düşünüyordum, o da bulursam… Ama Fatih Hoca bana güvenip 30 dakika forma şansı verdi. Oyuna girmeden önce oynayacağım mevki üzerine konuştuk yalnızca."
Olabilecek en iyi başlangıcı da yaptığını söylemek lazım. Tüm eksiklerine rağmen Göztepe karşısında oyunu Galatasaray'a getiren isimlerdendi. Sağ kanatta izledik ve Emre Akbaba'yla birlikte Göztepe baskısı kırılarak hücumda kalmaya başladık. Alanyaspor karşısında ise attığı 2 gol var. Gole yakın bir futbolcu, yeter ki rakip ceza sahasına mümkün olduğu kadar yakın oynasın. Tüm taşlar yerine oturduğunda dahasını da yapacak..
Taktik detayla başlayalım. Emre Akbaba'nın hücum jokeri olduğunu daha önce de yazdım. Hatta ağırlıklı olarak sağ tarafta kullanılabileceğini düşünüyordum. Tabii bu Belhanda'nın Trabzonspor maçı öncesindeydi. Şu an ya forvetin arkası ya da sahte 9 gibi izlemek mümkün olacak. Pozisyonu için iyi bir fiziği var. Mücadele özelliği, hareketliliği de önemli. "Ön libero" vurgusundan da yıllar içinde "regista" gibi oynayabileceğini de görüyoruz. O da zamanı geldiğinde kariyerini uzatma hamlesi olacak.
"Farklı bir şey mi yaptım mı bilmiyorum ama çok çalıştım. Antrenmanlarda her zaman kendimi vererek çalışıyorum, hiçbir zaman “dinleneyim ya da az çalışayım” demedim. Belki de her antrenman üstüne koya koya bu noktaya geldim. Bir de mental olarak güçlü olmak lazım. Çünkü her zaman zor günler yaşayabilme ihtimaliniz var ve hayat her zaman iyi gitmez. Önemli olan o zor günlerde bir şeyler yapabilmenizdir."
Galatasaray'da oynamak farklı sorumluluklar gerektirecek. Alanyaspor formasıyla lige damga vuran isimlerden biri olsa da bu yetmeyecektir, her zaman daha fazlası istenecek. Şu an sorunu fizik olarak ayakta kalamaması olabilir. Çok fazla mücadele kaybediyor ve o noktada bir zayıflığı var. Bu da zamanla, çalışarak aşılabilecek bir durum. Sezon başında her ne kadar Alanyaspor'la çalışmalara katılsa da hazırlık maçlarına çıkmıyordu. Galatasaray formasıyla oynamaya başladı ve maç eksiği de kesinlikle mevcut.
"Sonuçta serbest bir oyuncu değildim, bonservisim kulüpteydi. Eski kulübümün bazı beklentileri vardı fakat ben onlara Galatasaray’a gitmek istediğimi ilettim. Onlar da bana başka kulüplerle anlaştıklarını ifade ettiler. Hatta geçen sezon arasında başlamıştı teklifler. Evet, sonuçta profesyonel oyuncuyuz ama sevdiğimiz bir takım var. Bu görüşmeler yaşanırken Alanyaspor antrenmanlarına devam ediyordum. Gönlümde her zaman Galatasaray vardı. “Siz başka bir takımla anlaşmış olabilirsiniz ama ben istemiyorum” dedim. Ertesi gün beni tekrar kulübe çağırdılar ikna etmek için, onlar da kendi açılarından haklı olabilirler, fakat sonuç değişmedi. Sonuçta bir karar vermem gerekiyordu. Aileme de danıştım. Ama herkes benim gibi düşünüyordu. Babam olsun, eşim olsun, tüm ailem Galatasaray’a gitmemi istemişti."
Geldik asıl konuya. Zor bir transfer süreciydi ve Emre Akbaba'nın ciddi fedakarlıklarını izledik. Alanyaspor Başkanı zor bir isim, en azından bizler için diyelim. Fenerbahçe veya Başakşehir'le rahatlıkla anlaşabilirken Galatasaray için mümkün olan bütün zorlukları çıkardı. Fenerbahçe'nin bu transfere dahil olması da süreci hızlandırdı ve Galatasaray'a transferini gerçekleştirdi. Belki de bu iş için Ocak ayı ya da yazın sözleşmesinin bitmesi beklenecekti. Alanyaspor'a para kazandırmama isteği de ciddi bir düşüncedir ama Emre Akbaba'nın bu formayı bir an önce giymesinden dolayı mutluyum.
"Hoca ile ilk konuşmamızda transferin hayırlı olmasını diledi. Göztepe maçından önce antrenman durumumu sordu, ben de iyi durumda olduğumu söyledim. Açıkçası ben o maçta en fazla 5-10 dakika şans bulurum diye düşünüyordum, o da bulursam… Ama Fatih Hoca bana güvenip 30 dakika forma şansı verdi. Oyuna girmeden önce oynayacağım mevki üzerine konuştuk yalnızca."
Olabilecek en iyi başlangıcı da yaptığını söylemek lazım. Tüm eksiklerine rağmen Göztepe karşısında oyunu Galatasaray'a getiren isimlerdendi. Sağ kanatta izledik ve Emre Akbaba'yla birlikte Göztepe baskısı kırılarak hücumda kalmaya başladık. Alanyaspor karşısında ise attığı 2 gol var. Gole yakın bir futbolcu, yeter ki rakip ceza sahasına mümkün olduğu kadar yakın oynasın. Tüm taşlar yerine oturduğunda dahasını da yapacak..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder