Galatasaray'la alakalı en büyük sorun Avrupa kimliğiyle alakalı

Galatasaray'la alakalı en büyük sorun "Avrupa kimliğiyle" alakalı. Unutmaya başladık, Avrupa açısından konuşunca o ağırlığı fazlasıyla zedeledik. Fatih Terim'in 3. dönemi öncesinde de aynı tablo olsa da hocanın dönüşüyle o kimliği yeniden kazanmıştık. Bugün de Fatih Hoca'yla o kimliği geri döndürmek zorundayız. Hatta en önemli hedef bu olmalı.

Avrupa kupalarında oynadığımız son 26 maçta 2 galibiyet, 8 beraberlik ve 16 mağlubiyet var. Deplasmanda ise son 17 maçta 14 mağlubiyet ve 3 beraberlik. Bu sezon özelinde de bakınca Avrupa karnesi çok büyük bir hayal kırıklığı. Büyük umutlar ve hedef dahilinde başladığımız Şampiyonlar Ligi macerası hüsran oldu. Benfica karşısında da en azından "oyun" anlamında istediğimizi alamadık.

Kötü bir yaz dönemi geçirdik. Değişim diye başlanan süreçte iş yine son güne kaldı ve forvetsiz olarak başladığımız bir Avrupa sahnesindeydik. Devamında gelen sakatlıklarla da neredeyse kadro kuramayacağımız günler gördük. Transfer konusunu yönetime, yaz dönemi hazırlığını ise hocaya yazarım. İlk 2 görebileceğimiz bir Şampiyonlar Ligi grubuydu, hep birlikte yazık ettik.

Ocak ayında ise doğru değişim geldi. Kondisyoner hamlesiyle takımın güç ve dayanıklılık seviyesi yükseldi. Marcao ve Luyindama hamleleri de kaliteyi net olarak arttırdı. Diagne henüz kendini bulamamış olsa da stoper tandeminin değişmesi bile en kötü ihtimalle savunmada ayakta kalmanı sağladı. Yine de oyunun oturması için zaman gerekiyor ve her şeye rağmen değişim tamamlanmadı. Gelecek sezona bambaşka bir yapı görmek zorundayız.

Orta saha, kanatlar, bekler, belki kaleci. Gidenlere göre de strateji değişebilir ama temelde orta saha var. Seviye orada belirleniyor. Özellikle pas oyununa yatkın ve daha hareketli bir yapı oluşmalı. Eminim ki hocanın da düşüncesi bu yönde ve Ocak ayında yapılanlar beni yaz dönemi için umutlandırıyor.

Şampiyonluk zaten olmazsa olmazdı. İlla iyi bir nokta bulacaksak da tüm odağı lige verebiliriz. Alınabilecek Şampiyonlar Ligi bileti bizlere ekonomik olarak nefes aldırmaya devam eder. Kadrodaki değişim de istenilen ölçüde gelişebilirse Avrupa kimliği yeniden hatırlanabilir. Şu kötü durumda dahi umutlandığımız, aslında iyiydik diyebildiğimiz ama bitiremediğimiz maçlar izledik. Herkesi üzen de bu zaten.