5 Mart 2019 Salı

Erzurumspor kaybı da 4-3-3'ü bozmak için uyanma çağrısı olacaktır


Erzurumspor maçının sonunda Mücahit Mintemur'dan müthiş bir tespit geldi. Ben de bunu görünce hem bu twitin üzerine konuşmak istedim, hem de hataların üzerine eğildik. Saha içi noktasında konuşulacak çok konu var, özellikle de Fatih Hoca için.

Muhteşem tespitin üzerine konuşarak başlayalım;

"Her maç ama her maç 4-3-3 başlıyoruz. Sonra rezil ilk yarılar sonrası 4-2-3-1'e dönüp takımın eli yüzü düzeliyor. Şu ısrardan vazgeçip Alanya ve Erzurum maçlarının ilk yarıları ziyan olmayacaktı. Koca iki 45 dakikayı ısrara heba ettik."

Sence hocanın 4-3-3 ısrarı neden? Geçen sezonun kurgusu da 4-3-3'e yakındı ve gümbür gümbür bir hücumdan bahsedemiyorduk. Sonuç odaklı olduğumuz için iş gördü ama yeni sezonda düzen işlemiyor. Bu ısrarı sormak istiyorum, sen ne söylersin?

Mücahit Mintemur: Aslında bu sorunun cevabı, epey uzun bir konu. Çünkü Fatih Terim'in kariyerine baştan aşağı bakmak lazım. Fatih Terim, 4-3-3'e bir takıntısı yok ama orta sahadaki 1-2 şeklindeki dizilime bir takıntısı veya hocaya hoş gelme durumu var. Çünkü kariyeri boyunca 1-2 şeklindeki orta saha yapısıyla çok şey kazandı. 2000 UEFA Kupası'nı kazanan kadroyu ele alalım mesela. Orta saha yapısı yine 1-2 şeklindeydi. Suat'ın önünde Emre,Okan,Ümit üçlüsünden ikisine şans verip bu oyuncuların önüne de Hagi'yi attı zamanında. Orada kupayı getiren, Hagi'ye devasa bir konfor alanı sağlayan yapı 1-2 düzenindeki orta sahaydı. 3.dönemini hatırlayalım veyahut. 11/12 sezonunda gelir gelmez 4-1-4-1 şeklinde dizdi, takımı. 

Sonra bu tutmayınca pragmatist davranıp 4-4-2'ye döndü. Zaten ertesi senenin devre arasında çok tutan 4-4-2'yi yine bozup 4-3-1-2 şekline getirdi takımı. Orada da yine takım 1-2 düzeninde yerleşen bir orta sahaya sahip olmuştu. Savunmanın önünde Melo, sağ iç Hamit, sol iç Selçuk oldu. Galatasaray'dan ayrılıp Milli Takıma gittiği süreçte önce Dünya Kupası'na gitmek için pragmatist davranıp Milli Takımı 4-2-3-1 düzeninde çıkardı sahaya. Takımı iyice eline alınca 4-1-4-1 şekline çevirdi takımı. orta sahadaki yapısı yine 1-2 şeklindeydi. Selçuk savunmanın önünde, sol iç Oğuzhan Özyakup, sağ iç Ozan Tufan oldu. 4. döneminde Galatasaray'a gelir gelmez Göztepe maçında 4-3-3 olarak sahaya sürdü takımı. Hatta o maç bir kez daha ikinci yarı 4-2-3-1'e dönmüş ve Galatasaray galibiyeti ikinci yarı elde etmişti. Gençlerbirliği yenilgisi sonrası yine pragmatist davranıp 4-2-3-1'e döndü ve şampiyon olmuştu. Fatih Terim, kazandığı veya başardığı her şeyi 1-2 şeklindeki orta saha yapısıyla kazandı. Israr konusuna gelirsek Fatih Hoca'nın ısrarı 4-3-3 değil de 1-2 düzenindeki orta saha düzenine. Temeldeki ısrarının sebebi de bence budur. Bu yapıya inancı oldukça fazla. Aslında kariyerine böyle bakınca da bu ısrar gayet normalmiş duruyor.

Fatih Hoca'nın 4-2-3-1'i oldum olası tutmadığını biliyoruz. Oysa Belhanda'yı rakip kaleye biraz daha yaklaştırdığımız her an etkili oluyor ve tabela da beraberinde geliyor. Bence de daha çok 8'e yakın ama Selçuk İnan'ın sahada olduğu ortamda oynaması gereken yer de 4-2-3-1'in merkezi. Sence bundan sonrası adına bu düzene dönüş yapılır mı yoksa hoca bildiği yoldan mı devam eder?

Mücahit Mintemur: Fatih Terim geçen sene Gençlerbirliği yenilgisi Galatasaray kadrosuna oturmayan 4-3-3'ü bozması için uyanma çağrısı olmuştu. Muhtemelen Erzurumspor maçındaki kayıp da benzer bir çağrı olacaktır. Özellikle deplasman maçlarında 4-3-3 çok büyük sıkıntı oluyor çünkü Galatasaray'ın orta sahasındaki futbolcular 1-2 şeklinde dizilecek düzene uygun isimler değil. Özellikle Ndiaye bu konuda 1-2 şeklinde dizilen orta sahanın gerekliliklerini yerine getiremiyor. Fatih Terim de bunun farkına her maç varıp ikinci yarılarda 4-2-3-1'e dönüyor zaten. Ben Malatya maçıyla birlikte 4-2-3-1'e veyahut başka bir düzene geçiş yapmış bir Galatasaray göreceğimizi düşünüyorum. Lakin hocanın ısrarla işaret ettiği yaz transfer döneminde bu çok sevdiği ve pek çok başarısında oynattığı orta saha düzeni olan 1-2 orta saha yapısına uygun oyuncular alacağından da eminim.


Kalan haftalar adına mevcut isimleri de düşününce oluşabilecek en iyi kurgu ve 11 sence nasıl olacak? Emre Akbaba'nın dönüşüyle birlikte onu mu sol kanatta izleriz, Belhanda mı sola kayar yoksa Belhanda 8, Emre Akbaba 10 mu olur?

Mücahit Mintemur: Öncelikle Emre Akbaba konusuna değinelim. Fizik olarak çok çok kötü durumda. Rakip yanından geçerken rüzgarından neredeyse düşecek. Sezon başında da bu fizik eksikliği hissediliyordu ama bu sakatlık sonrası iyice gözü korkmuş durumda. Takım savunmasında Emre Akbaba'ya güvenmek çok zor. Pozisyon alışı veya savunma hamleleri de çok kötü. Eski nesil 10 numaralar gibi belirli bir konfor alanı isteyen bir oyun yapısında ama futbolda böyle bir düzen kalmadı. Fatih Terim sezon başında Emre'yi sağ kenarda oynatmayı planlıyordu. Şampiyonlar Ligi'nde ki tek galibiyetimiz Lokomotiv Moskova maçında Emre'yi sağ kenar olarak düşünmüştü ancak o maçta da en çok dikkatimi çeken Emre'yi top rakipteyken sürekli uyarması olmuştu. Çünkü Emre savunma yaparken sadece hayalet gibi. Sağ kenarda oynarken eğer rakip soldan hücum ediyorsa takım sola doğru kaymaları doğru yaparak takımın dar kalmasını, merkezden delinmemesi sağlanır ama Emre, sağ kenarda oynarken çok fazla uyuyup bu daralmaları yapmamış ve Galatasaray'ın merkezden kolay delinmesine sebep olmuştu. 

Fatih Hoca burada yine Emre gibi savunma katkısı oldukça düşük olan ama yine Emre gibi her zaman pozisyon bulma potansiyeli olan Onyekuru'yu keser mi orası biraz muamma. Belhanda'yı sol kenarda düşüneceğini hiç sanmıyorum çünkü Galatasaray'ın hücumları Belhanda-Feghouli-Mariano üçgeninde oldukça verimli hale geliyor. Fatih Hoca eğer düzen değiştirirse yine kendi fikirlerinden ödün verip pragmatist davranmış olacak. Bu kadar verimli bir yapıyı bozup Belhanda'yı sol kenara atmak pek pragmatizme uymuyor. Diğer bir seçenek ise Belhanda'nın 4-2-3-1 düzenindeki, orta sahada 8 numara rolünü alması. Belhanda 1-2 yapısındaki orta sahada 8 numara olarak oynayabilir ama 4-2-3-1'in 8 numarası oynaması çok zor. Belhanda her ne kadar savunma katkısı yüksek olsa da o bölge de savunma yetileri daha çok gelişmiş bir isim oynamalı. Bu isim de Ndiaye'den başkası olabilir mi ona da pek ihtimal vermiyorum. Buradaki son soruya gelirsek Galatasaray adına bence bu sezonu en iyi şekilde tamamlayacak düzen 4-2-3-1. 

Sezon içinde bir şeyleri değiştiriyorsanız ve bu sezonun bitmesine son 10 hafta kala ise köklü bir değişiklikten ziyade direkt sizi sonuca götürecek bir değişiklik olmalı. Bu sebeple 4-2-3-1 en optimal çözüm gibi duruyor. Savunma hattının değişmeyeceği aşikar. Orta sahada ise Selçuk'un biraz derinde, 8 numarada ise Ndiaye'nin olmalı bana göre. Eğer Selçuk yerine Fernando veyahut Donk olursa topa sahip olduğumuz zamanlarda sorun çıkması anlamına geliyor. Bunların önünde ise Feghouli'nin sağ kenardaki yeri garanti. Keza yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı Belhanda'da da 10 numara pozisyonunda düşünülmeli. Asıl soru işareti ise sol kenarda başlıyor. Fiziksel olarak hiç hazır olmayan, savunma problemleri epey çok olan Emre Akbaba mı yoksa oyun düzeninden uzak, yine savunma problemleri çok olan ve kendi piyasasını yapmaya çalışan Onyekuru mu doğru tercih olur emin değilim.

Peki mevcut düzen içinde Galatasaray'ın en büyük sorunu nedir? Ben Onyekuru ve onun düzenden bağımsız futbolu olduğuna inanıyorum. Sen ne düşünüyorsun ve sorunların çözümü içinde bulunduğumuz sezonda mümkün mü?

Mücahit Mintemur: Galatasaray'ın sorunlarının çözümünün bu sezon içerisinde olması mümkün değil ve tamamen oyuncu bazlı sorunlar değil. Bazı yetersizlikler olduğu, Fatih Terim'in istediği seviyede oyuncular olmadığı da aşikar ama Galatasaray'ın asıl sorunu taktiksel anlamda. Öncelikle orta sahaların geriden topla çıkarken çok büyük yerleşim ve hareketlilik sorunları var. Eğer geriden pasla çıkmaya çalışıyorsanız sadece stoperlerin arasına savunmanın ortasındaki oyuncu yollayarak çıkamazsınız. Çünkü rakip o orta sahadan stoperlerin arasına yolladığı adama adam adama baskı yapınca seni çıkartmıyor. Burada 1-2 yapısındaki orta sahada top sağ taraftan başlıyorsa sağ iç adamın derine, sol taraftan başlıyorsa sol iç adamın derine inmesi lazım ama Badou ve Belhanda bu gir-çık işini yapamıyor. 

Sezonun ilk yarısını hatırlarsanız Belhanda'nın derine pek çok kez indiğini top çıkarttığını görmüştük ama sezonun ikinci yarısında bunu bıraktı. Bunu bırakınca da Belhanda'nın hücum etkinliği gözle görülür bir artış oldu. Başka bir örnek ise pres yaparken oluşan yerleşim. Pek çok kez Belhanda'nın ve o gün forvetin baskı yaptığını ancak arkasındaki oyuncuların destek vermediğine şahit oluyoruz. Zaman zaman bu pres dengesini şaşırıp 5 oyuncu önde, 5 oyuncu geride kaldığını rakibin 1.bölgeyi rahat aşarak, 2.bölgeye kolayca top ulaştırdığı hızlı hücumlarda görüyoruz. Bu taktiksel sorunlara örnekler daha da fazlalaştırılabilir. Bir kısmı oyuncu bazlı sorunlar ama çoğu Fatih Hoca'nın antrenman sahasında düzeltmesi gereken şeyler ve bu sorunlar (pres sistemi, geriden pasla çıkarken orta sahadaki hareketsizlik, kondisyon problemleri, sol kenarda sağ kenardaki kadar hücum varyasyonları kurama, sol kenardaki savunma problemleri, vb.) öyle sezon ortasında düzeltilecek şeyler değil. Yaz ayında takımın antrenman sahasında çok sıkı çalışmasıyla oturacak şeyler. Bu yüzden Galatasaray'ın mevcut sorunlarını sezon içerisinde çözebilmesi pek mümkün değil. Mevcut düzendeki en büyük sorun ise bence Galatasaray'ın iyi pres yapamaması. 

Geçen seneyi hatırlayalım deplasmanda olmasa da Galatasaray içeride iyi pres yapabiliyordu. Rakibini rahatlıkla boğuyor ve çıkartmıyordu. Bu baskıda da çoğu zaman skoru kolayca bulup sonra oyunu rölantide götürüyordu. Bu sene ise bunu göremiyoruz. Şöyle bir hatırlayalım Galatasaray'ın 45 dakika boyunca rakibini boğabildiği bir maç oldu mu? Bu sorunun cevabı hayır. Bu ligin anahtarı da iyi pres yapabilmekten geçiyor çünkü ligde geriden pasla çıkmayı becerebilen bir takım yok. Eğer Galatasaray iyi bir pres sistemine sahip olsaydı bu sezon bu kadar geriden liderliği takip etmek zorunda kalmazdı.

12 yorum:

  1. Bugün biraz yapıcı olacağım. Fatih Terim in kafasından geçen oldukça basit ama etkili bir düşünce. Ndiaye, Belhanda, Feghouli ve Onyekuru hızlı, pres yeteneği olan topla yetenekli oyuncular. Düşünce basit " rakibin savunma oyuncuları ve kalecilerinin ayaklarının çoğu kötü. Ben bu oyunculara basıp, topu kaptıktan sonrada yetenekli oyuncularımın tek pasları ile gole gitmek." bu özellikle büyük takımların uyguladığı oldukça tutan bir sistem. Bunu uygulayabilecek oyuncu grubumuz var. Ancak bu sürekli pratik isteyen uzun antremanlar sonucu ulaşabilecek bir sistemdir. Ne yazıkki sürekli değişen oyuncu grubu yüzünden bu pratiği kazanmamız zor.
    Şuan Fatih Terim mevcut sistemi yükseltmeye ve aksayan yönlere çözüm bulmaya çalışıyor. Bu nedenle sistemin işlememeyişine bulduğu çözüm şuan başka sorunlara neden olmakta. Bu yeni denemesi 6 numarasız ortasaha kurgusu. Fernandonun performansından memnun olsada pratik eksikliğimiz nedeni ile başarılı olamadığımız ön alan baskısını ön kısma bir oyuncu ekleyerek çözmeye çalışıyor.(Fernando ve stoperlerin arka kısımda süpürücü görevini sadece stoperlere yükleme yöntemi ile hallediyor)

    Hep şuan ki oyuncu grubunun yükselebileceğini düşünüyordum. Bu iş gayet başarılabilir. Ancak oyuncu grubunun değişmemesi ve sabredilmesi gerek. Sabır ve çalışma bizleri yükseltecek, yeni oyuncular değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu anki oyuncu grubu çok anlamsız pahalı ve o rakamların hakkını vermiyor. Amaç hem bonservis kazanmak, hem de maaş bütçesini aşağıya çekmek.

      Sil
    2. Dediğinde haklılık payı var. Ancak bu oyuncuları gönderdik diyelim. Ki 7 tane oyuncudan bahsediyoruz. Bu oyuncuları takıma kaynaştırmak oyun pratiği aşılamak en az 1 sene sürecek bir iş. Bu tarz büyük değişimler özellikle kısa vadede takımlara sıkıntı çıkartıyor.

      Kısa not: Bonservisten kazanç elde edemiyoruz. Devre arasındaki satıştan kasaya para girmedi.

      Sil
    3. Neden 1 sene sürsün ki, hocanın 3. dönemi tüm takım sıfırlamıştı. Bonservisten kazanç elde edeceksin işte yaz aylarında, havuz daha da geniş olacak.

      Sil
    4. Hayatımda ilk defa Fatih Terim in bir görüşünü savunmaya çalıştım sen onu haksız çıkarttın. Tebrikler. Tamam eski halime dönüyorum. :)

      Sil
    5. Fatih Terim'in görüşü benim dediğim görüş, her fırsatta asıl değişim yazın diyor :)

      Sil
    6. Belkide yazın derken yazmaktan bahsediyordur. Tamam kötü espri.

      Neyse Captain Marvel filmini izledikten sonra bir yazı daha yazıcakmısın? Bir ön inceleme yazın var ama detaylı bir yazı iyi olur.

      Sil
    7. Spoiler veremeyeceğim için çok detay olmaz ama yazacağım mutlaka :(

      Sil
  2. Bir de asil sorunumuz olan deplasman sorununa deginmemiz lazim, gecen gordugum bir istatistige göre Donk'un oynadığı 5 deplasman maçında sadece 1 maçta puan kaybetmisiz ve 12 puan toplamisiz, oynamadigi 7 macta ise sadece 21 puandan 6 puan alabilmisiz, tesaduf mudur bence degil ve ilginc bir veri bana göre dikkate alinmali.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Erzurum karşısında da Donk'u oynatarak orta saha süpürülebilirdi, bu doğru bir eleştiri. Daha sert, ayakları yere basan bir takım oluyoruz. Bu konuyu mutlaka bloga yazacağım, çok teşekkürler.

      Sil
  3. Birkac maç 3 lu savunma denedik ki gayet iyiydi takım o maçlarda... Luyindama Donk Marcao ile bunu uygulamak mümkün bence

    YanıtlaSil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir