Galatasaray 3-2 Gençlerbirliği, kazandık ama telefat büyük

Zor bir viraja girdik. O zor virajın görece en kolay kısmı Gençlerbirliği maçıydı. Kazandık ama telefat büyük. Singo ve Lemina sakatlığı, Sallai'nin derbide cezalı duruma düşmesi. Zaten eksiğiz, sakatlık sorunlarıyla uğraşıyoruz. Galatasaray'ın eforlu oyununun yıpratıcılığı çok. Bu yıpranma içinde, uygulanmayan rotasyon düşünülünce birçok isim köreldi gitti. Gün sonunda Yusuf Demir ve Ahmed Kutucu'ya kaldığında, dip bir kalite var. Ama aynı imkan Kazımcan Karataş'a doğdu, formanın hakkını ne denli verdiğini gördük. Biraz da iş futbolcuda bitiyormuş. Gün sonuna bakınca, Fenerbahçe deplasmanı düşündürüyor. En basitinden sağ bekin kalmadı. Kim oynayacak?

Galatasaray'ın maç başlangıcı güçlüydü. Baskıyla başlanıldı, pozisyonlar bulundu. Barış Alper Yılmaz'ın geri dönüşü, seni hücumda yeniden var etti. İlk yarıdaki istatistiğe bakınca, Galatasaray'ın büyük oranda gol sorunu olduğunu gördük. Ceza sahasında topla buluşma ve şut gibi istatistiklerde "devre" rekoru kırıldı. Maç 0-0 ilerleyebilir de, 1-0 geriye düşerken "kalecide rotasyon gereksizliği" durumunu çözemedim. Yenilen 2 gole bakın, 2'sinde de Günay Güvenç topa çıkmıyor. Şu maçı kapatamamanın nedeni maalesef kaleci etkisiydi. Rakip 10 kişi, maç 3-2'ye gelebiliyor ve son dakikalarda ister istemez geriliyorsun. Bunlar da seni yıpratıyor.

Yusuf Demir'in varlığı, maçın ilk yarıda çevrilmemesine sebepti. 2. yarıya girerken, Yusuf Demir çıkıp da yerine kimse girmese dahi bir şeyler değişirdi. İlkay Gündoğan oyuna girdi, bir anda çevresindeki herkes performans vermeye başladı. Barış Alper Yılmaz'ın tüm maç etkisi üst düzeydi zaten. Çok istedi ve seni sürükledi. Icardi de "nöbetçi golcü" tadında oyuna dahil olduğunda yine etki etti. Attığı gol usta işi. Forvet oynamakla, 10 numara oynamak arasında fark büyük işte. Icardi, bu rolü kabul etse müthiş koz. Kabul edelim ki takımın ligde en golcü ismi. İlkay Gündoğan ve Icardi gibi 2 kaliteli hamleyle bu maçı çevirdin ama Singo ve Lemina'nın kaybı sonrası elin daralmaya devam ediyor.

3-1 sonrası laubalilik oluştu. Özellikle Sane özelinde. 4, hatta 5'i bulacağın maç, 3-2'ye geldi ve zor anlar yaşadın. Hatta son anda Sallai'yi de kaybettin. Sallai'ye yapılan müdahalede oralı olmayan var, Sallai'nin yaptığı müdahalede aktif. Bir önceki Fenerbahçe maçında Asensio'nun yaptığı hareketin aynısı. Hepsi kırmızı kart ama atılan isim Sallai. Fenerbahçe deplasmanında "yabancı var" diyemediğin sürece, oradan çıkman kolay olmayacak. Fenerbahçe, istediğinde yabancı hakemi getirebildi. Tek maçlık üstelik. Senin hamlen ne olacak? Sesini çıkarmamanın acı faturasını yaşadığın günlerdesin. Zor zamanlar.

Günün kazanımı Barış Alper Yılmaz ve Kazımcan Karataş. Kaybı ise sakatlıklar, cezalar, manasız efor. Galiptir bu yolda mağlubu yaşamayız umarım. Ligde rahat maç geçemiyoruz, sürekli eksikler özelinde sorun yaşıyoruz. Şampiyonlar Ligi'nde bu denli eforlu oynarken yaşanan çoğu negatif unsur bekleniyordu ama bu denlisi fazla artık. Viraj zor, kırılma zamanları. Fenerbahçe deplasmanından çıkabilirsek, önümüz bir şekilde açılacak. Bazı eksikleri geri döndürebiliriz umarım. Okan Hoca, beklediğimiz gibi yeniden Ocak ayını işaret ediyor. Transfer yani. Her yaz dönemi mükemmel kadro kurduk diyerek çıkılan yolda, Ocak ayında en az 4-5 transfer konuşur olduk. Bu takımın 2+2'lik yabancı hakkı boş. Yaz dönemi bunu sorguluyordum. Şimdi o noktaya gelindi.

Okuyan ve yorum atacak arkadaşlar için;

Blog'daki tanıtımları da es geçmeyelim.

En azından 1 tık atarak, destek olmanızı bekliyorum :)