Film / dizi yazılarına bir süredir ara vermiştim. Nedenini ben de bilmiyorum, bir türlü yazamadık. İstek gelince de tekrar bu işe, kendi sınırlarım çerçevesinde eğileyim dedim. Bundan sonra bu yazılar biraz daha "bonus" tadında olacak. Blogun saat işleyişine dahil edilmemiş, biraz daha tadımlık yazılar. İyi olduğum konu bu değil maalesef, biraz daha kısa yazmak keyifli olacak.
Son dönemin en çok konuşulan işi Joker'le de başlayalım. İlk yayımlanan fragmanından itibaren merakla beklediğim ve her geçen zaman beklentimi büyüttüğüm bir işti. Joaquin Phoenix'in bu rolü yaşayacağı belliydi ki öyle de oldu. Heath Ledger'in canlandırdığı Joker'in ardından yıllar sonra dahi unutulmayacak bir Joker'imiz daha oldu.
Film biraz daha "karakter gelişimi" üzerine. Joker'den çok Arthur Fleck'in ruhsal dönüşümünü izledik. Büyük zorluklar ve yalanlar üzerine kurulu olan hayatında "vicdanlı" bir insanın ne kadar kötü olabileceğini görmüş olduk. Joker halini izlediğimiz anlar beklediğimden az olsa da bu adamın hayatı da oldukça ilgi çekiciydi.
Gotham'ın karanlık dünyasında alt tabakadaki insanların, zengin insanlara karşı oluşturduğu tepkinin simge ismine evriliyor. Bu durum da filmi izlerken "Joker'e karşı olan sempatiyi" yükseltiyor, aslında haklı olabilir sorusunu beraberinde getiriyor. Mükemmel bir oyunculuk var, filmin hikayesinden, izlediğimiz her görüntüye kadar beklentim karşılandı.
Joaquin Phoenix'le birlikte yeni bir Joker çıtası daha oluşturduk. Batman: Kara Şövalye misali kendi içinde bir seri olarak devam edecekse de mükemmel olacak. Heath Ledger'in Joker'iyle de bir bağlantı kurulabilir. O Joker'i de bunun devamı olarak görebilirsiniz. Arada vicdani farklar olsa da temeldeki felsefenin pek farkı yok.
yazını okumadan hızlıca aşağı indim. cevabına yine hızlıca bakacağım.
YanıtlaSilyazında spoiler var mı? henüz gitmedim yarın gideceğim spoiler görmek istemem :)
Spoiler vermedim, vermem de ben bu yazılarda. Vermiş olsam en baştan uyarırdım :)
Sil