Fatih Hoca döneminin kötü transferlerini konuşunca ilk sıralardaki yeri tartışılmaz

Negatif nostaljinin doruklarında olan bir isim. Fatih Hoca döneminin "kötü transferlerini" konuşunca da benim için ilk sıralardaki yeri tartışılmaz. 2011 / 2012 sezonunun Ocak ayında transfer etmiştik ve şans bulduğu birkaç maçın ardından bir daha forma yüzü bulamamıştı. Manisaspor günlerinde parlayan bir futbolcu olsa da, o dönemde dahi yukarıda seviyede neden yapamayacağına yönelik izlenim veriyordu.

Sizi bu tarz transferlere biraz da "yabancı sınırı" itiyor. Mecbur yerli alıyorsunuz ve bazı noktalarda da kalite arayacak lüksünüz kalmıyor. Hele ki Ocak ayı için. Kimler ne paralara geldi. Bugün bir liste yapsak geçmiş acı tecrübelerle dolu. Yiğit Gökoğlan da o isimlerin başında. Manisaspor günlerinde Yiğit İncedemir'le birlikte parlamış olsalar da yukarıya adımı sadece kendisi atabildi. Sadece Galatasaray da değil, birçok iddialı takım bu transferi konuşuyordu.

Galatasaray'a geldiğinde de 23 yaşındaydı. O dönem için "genç bir potansiyel" gözüyle bakıyorduk. Ben de olumlu yanları aramaya çalışmıştım. Ağırlıklı olarak hızıyla öne çıkardı. O kadar hızlıydı ki, 100 - 200 metre atletlerine yakın bir hızdan bahsediyoruz. Geçmişinde de atletizm vardı. Bu dönemde ters ayaklı, kat eden kanatlar tercih ediliyor. O dönem ise çizgi oyuncuları düşünülüyordu. Yiğit Gökoğlan da tipik bir 4-4-2 sağ kanadı gibiydi.

Tabii bizim 4-4-2'mizde kanatlar orta saha özellikliydi. Kulübede ise kanada hız katabilecek sadece Aydın Yılmaz vardı. O da henüz çıkışını yapmamış durumdaydı. Haliyle de takıma hız katacak bir kanat düşünülerek transfer edildi. 2.5 milyon avro'luk bonservisi vardı, hiç unutmam. Geldiği dönem de direkt olarak şanslar buldu ama hiçbirini değerlendiremedi. Sonrasında Aydın Yılmaz yükseldi ve 12. adam oldu. Engin Baytar da ilk 11'deki yerini perçinledi.

Bu transferin acı bir sonucu da var. Yiğit Gökoğlan transfer edilince, Colin Kazım bir anda "forma bulamam" düşüncesine kapıldı ve ayrılmak istedi. İlk 11'deki yerini de Engin Baytar'a kaptırmıştı. Bu transfer direkt onun yerine yapılmış gibi düşündü. Oysa forvet adına da alternatifti ve mutlaka şans bulurdu. Galatasaray sonrası o da tutunamayanlardan mesela. Birçok kulüpte kiralık dolaştı, bir ara yine döndü, kampa katıldı ama tutunamadı. Kendisi de söyler, en büyük pişmanlığı.

Yiğit Gökoğlan'ın Galatasaray kariyerine bakınca Fatih Terim, Mancini ve Prandelli gibi teknik adamlarla çalıştığını görebilirsiniz. Kendisine Mancini de şans vermiş ama beklentiyi karşılayamamıştı. Galatasaray sonrası da oradan oraya sürüklendi ve kademe kademe düştü. Bugün 30 yaşında ve 2. Lig'de forma giymekte. Galatasaray tarihinin en kötü transferlerinden biri olarak da anılmaya devam edecek.