İşin kötüsü, 2 maçta kalemize gelen 1 isabetli şut var ve o da gol

Kayserispor ve Rizespor karşısında oynanan oyun çok keyifliydi. Hücum noktasında çok şeyler vaat ettik ve gol sayısı noktasında da ciddi bir rakamı konuşabilirdik. Her 2 maçta pozisyon sayısı yanında, oluşan organize ataklar da değerliydi. Hücum setleri var, pas hızı yüksek, hele ki rakip ceza sahası çevresindeki pas hızı çok daha yüksek. Rizesporlu Boldrin de dedi, Türkiye'de bu pas hızını durdurmak çok kolay değil.

Oyunun hız kazanıp, takımın daha atlet isimlerden oluşmasının nedeni biraz da alternatif isimler. General az, asker çok deriz ya, yapı oraya evrildi. Tek general Feghouli, çevresinde de askerler var diyelim. Oğulcan Çağlayan / Emre Akbaba gibi isimlerin ön alan presi ve rakiplerini kovalamaları, Diagne'nin ön alanda mücadelesi, Emre Kılınç ve Taylan Antalyalı'nın Okan Buruk / Suat Kaya gibi gösterdiği etki. Tüm bunlar bu oyunun oynanabilmesine sebep.

Takımın önemli eksikleri var diyoruz ve hepsi geri dönse, şu oyun oynanabilir mi emin değilim. Babel'i, Arda Turan'ı da takıma yazsak yaş ortalaması da yükselecek. Emre Akbaba / Belhanda değişebilir sadece, Feghouli'yi de yerinden oynatmam. Bu yapı devam etmeli. Diğer türlü de görüntü iyi olabilir ama bu hıza ulaşmak zor. Daha doğrusu pres gücüne diyelim. Linnes'i de 2 maçtır iyi mesela, Omar gelip direkt onu mu kesmeli?

2 maçta 85 kez rakip ceza sahası içinde topla buluşmuşuz. Toplamda 48 şut var ve en az yarısı organize şekilde gelişen atakların sonucu. Kaleyi gören vurmuyor, en doğru nokta bulunmaya çalışılıyor. 48 şutun 23'ü isabetli zaten, bu da söylemek istediğimi açıklar. İşin kötüsü, 2 maçta kalemize gelen 1 isabetli şut var ve o da gol. Kalecisiz oynuyoruz bir anlamda. Hücumu konuşurken, savunmamız da oldukça iyi.