İlk yarıda ne kadar iyiyse, 2. yarıda da o kadar kötüydü

Yeni Malatyaspor maçına kötü başlasa da, iyi toparlamıştı. Beşiktaş karşısında da 11 başlayabileceğini tahmin ediyordum. Hele ki zemin ve hava koşulları gibi etmenleri düşündüğümüzde. İş bizim adımıza biraz daha pas oyununun dışına çıkacaktı ve Aboubakar / Larin gibi isimlerle fizik mücadeleye girmek için de Luyindama eldeki tek opsiyondu. Beşiktaş maçının ilk yarısının da bizim adımıza en iyisiydi. 0 hatalıydı ve geçmiş haftaların kötü görüntüsünü unutturacak diye düşünüyordum.

2. yarıda ise, yenilen 2 golde direkt hatalı. Hem de çok bariz ve basit hatalar. Donk'u oyuna aldık, oturan savunma dengesini bozduk. Bu da bir etmen tabii. Denge bozulunca, kim nerede duracağını dahi bilemez hale geldi. 1-0 geriye düştükten sonra ise, Donk bir anda forvetleşti. Garip işler de oluyor. Luyindama'ya dönersek, ilk yarıda ne kadar iyiyse, 2. yarıda da o kadar kötüydü. Sık sık kopukluklar yaşamaya başladı. Sakatlık etkisini hala atlatabilmiş değil.

Aynı eleştiriyi sık sık yapsak da görüntü bu. Mbappe'nin gerisinden gelip, açık alanda onu yakalayan bir Luyindama vardı. Şimdi ise arkasındaki Kubilay Kanatsızkuş, onun önüne geçebiliyor. Fizik güç, atletizm tamam da, Luyindama'nın asıl farkı bu fiziğine oranla hızıydı. O da kaybolunca geriye pek bir şey kalmıyor. Bir de şu basit hataları, maç içinde kopup gidişini ekleyin. Haliyle de Donk / Marcao tandeminin bir süre daha bozulmaması lazım.

Hep böyle gidecek diye de bir şey yok tabii. Toparlayabilir, yeniden ayağa kalkacaktır. Sorun şu, Luyindama'yı ayağa kaldıracak zamanımız yok. Maçlar üst üste geliyor ve nefes alamıyoruz. Haliyle de bazı tutmuş noktaların dışına çıkamıyoruz. Luyindama'yı de kazanalım, ısrar edelim derken, arkada birçok hata bırakabiliyoruz. Elbette ayaklanacak, bu ayrı konu. Kalitesi, potansiyeli hala bitmiş değil. Yine de değerlenmesi zaman alacak.