Hakkı pek de teslim edilmeyen, gerçek bir golcüydü

1999 / 2000 sezonu Galatasaray'ın en parlak günleri. Uefa Kupası'nın geldiği o büyük dönem. Sonrasında Fatih Terim, Hakan Şükür, Arif Erdem gibi isimler takımdan ayrılmış, Avrupa'ya açılmışlardı. Uefa Kupası zaferinin üzerine böyle ayrılıklar yaşadıktan sonra, kağıt üzerinde atılabilecek en büyük adımlardan biri atıldı. Transferlerin gerçekleşme şekline girmeyeceğim de, Avrupa altın ayakkabı sahibi Jardel ve Türkiye gol kralı Serkan Aykut'u aynı anda transfer etmiştik.

Tabii hayaller bu 2'liyi birlikte kullanabilir miyiz üzerineydi. Forvet 2'lilerine alıştık da, bu sefer tarzlar değişiyordu. Hakan Şükür / Arif Erdem ön alanda mücadele güçleriyle de ön plandaydılar. Jardel ve Serkan Aykut ise net ceza sahası golcüleri. Daha doğrusu net bitiriciler. Bu 2'li düşünün, arkalarında bir de Hagi. Orta sahan ne kadar dinamizm sahibi olsa da, ön alanında hareket olmayacaktı. Lucescu da farklı bir teknik direktör. Fatih Terim tarzında devam edemezdi.

Haliyle de Jardel oynadı, Serkan Aykut alternatifiydi. Sonraki sezon ise Jardel takımdan ayrılmasına rağmen, Serkan Aykut'un yedekliği bitmedi. Bu sefer de Ümit Karan, Arif Erdem ve Radu Niculescu gibi isimlerin arkasında bekledi. Buna rağmen, aldığı süreye oranla attığı gol sayısı bakımından çok iyi noktadaydı. 2000 / 2001 sezonunda toplamda 33 maça çıkmış ve 19 golü var. Ligde ise 26 maçta 16 gol.

Bugün 15 gol atabilen forvetini baş üstünde taşırsın. O dönem ise 20 golün altında kalan forvete neredeyse "forvet değil" diyecek haldeydik. Serkan Aykut da bunu yaşadı. bir türlü kendini kabul ettiremedi. 2000 / 2001 sezonunun 2. yarısında Jardel ağırlıklı olarak sakattı ve Serkan Aykut ciddi süreler aldı, 11 başladı. Bu gol istatistiği de oradan kalma diyelim. Böyle bir istatistiğin üzerine sürelerin artar ama onun için böyle olmadı.

2001 / 2002 sezonuna bakınca da toplamda 30 maçta 11 gol. Aldığı süreler daha az ve dakika başına gol ortalamasına bakınca çok iyi noktada. Bir sonraki sezon ise takımın başına Fatih Hoca geldikten sonra, ilk kamp döneminin ardından takımdan ayrıldı ve Samsunspor'a geri döndü. 10 gol daha bulsa, ligde 200'ler kulübüne girecekti. Samsunspor'a döndükten sonra da gollerine devam etti, durmadı. Hakkı pek de teslim edilmeyen, gerçek bir golcüydü.