Finali izledik. Courtois, bu tarz maçları seviyor ve o iyi olduğunda da, geçilmesi neredeyse imkansız bir kaleci. Finalde de büyüklüğünü gösterdi. Real Madrid günleri ise hiç iyi başlamıştı. Aslında tüm takım adına, o dönem bu durum böyleydi. Öyle bir Galatasaray deplasmanı oynadılar ki, Courtois o gün yeniden doğdu. O yeniden doğuş da, bir anlamda bugünü inşa etti. Andone'nin 2 dakika içerisinde girdiği pozisyonları hatırlayın. Oradaki devleşme, bugünün zemini diyelim.
O maçı kazanamamak da Galatasaray adına kırılmalardan biri. Kötü bir Şampiyonlar Ligi dönemi geçirmiştik. İç sahadaki Real Madrid karşılaşması, Galatasaray'ı da ivmelendirebilirdi. Müthiş başlamıştık, üst üste pozisyonlar vardı. Andone, kısa Galatasaray kariyerinde bir anda tarihe geçebilirdi. Courtois o gün sahne aldı ve özgüvenini tazeledi. O özgüvenle birlikte de bugün yoluna devam etmekte.
Andone'yi de anmak lazım. Yaşadığı o sakatlıklar olmasa, Galatasaray'da uzun yılları vardı. Sevdiğimiz tarz çünkü. Ön alanda çok çalışkan ve hareketli. Teknik özelliğini de beğenirdim. Kısa süre oynayabildi ama o maçlarda da iyi iş çıkardı. Falcao gibi bir forvetin arkasına, Andone'yi kiralamak da büyük olaydı. Bu Real Madrid maçı da, Andone adına eşikti diyelim. Gaziantep FK deplasmanında sakatlanmıştı. Hem de olmadık pozisyonda.
Bu maçın oynandığı dönem, Zidane de oldukça tartışılıyordu. Takım olarak ivmelendiler aslında. Herkes toparladı ve kazanmaya başladılar. Bu maçın sonrasında, yine çok tartışılan Abdullah Avcı'nın Beşiktaş'ına da kaybetmiştik. O ise görevini bir süre daha uzatabildi. Kaçınılmaz son onun adına işledi. Zidane ise bir süre daha yol aldı. O günün çekirdeği ise bugün hala ayakta. Ancelotti'nin de en büyük kozu.
Son birkaç yıldır kendimizden başka herkese faydamız olmuş :))
YanıtlaSilMaalesef öyle :)
Silarkadaş adam resmen kaleyi kaplıyor. sanki hiç bi şekilde top geçmeyecekmiş gibi.
YanıtlaSilBoy avantajı çok büyük. O boya da bu refleksler inanılmaz.
Sil