Geçen zaman ki #1; Sol ayağının dışıyla, o mesafeden, mükemmel bir şut

Geçtiğimiz günlerde, "günün golü" diyerek, Hakan Ünsal'ın Rangers'a attığı müthiş golü tekrar hatırladık. Sol ayağının dışıyla, o mesafeden, mükemmel bir şut. Hakan Ünsal, benim bu ülkede izlediğim en iyi sol bek. Yerli, yabancı fark etmeden yazıyorum. Galatasaray'da ise, pozisyonunda zaten en iyisiydi. Onun dönemine yetişememiş arkadaşlar, eski maçlara tekrar baksın. Sadece Galatasaray için değil, ülke genelinde "sol bek" konusunda zorlanıyoruz. Geçmişe dönünce, öyle alternatifler vardı ki.

O maçta bir de, Jardel'in imza golü var. Adam "bitiriciliğiyle" yaşardı ve bu bitiricilik üzerine de imza ne derseniz, bu golü gösteririm. Gelen ortayı, ceza sahasının hemen dışından müthiş tamamlıyor. Tek vuruş, olabilecek en mükemmel seviyede. Jardel, belki de Dünya'nın en ağır forvetlerinden biriydi. Oyun içi katkısı yoktu, çok çalışmaz, mücadele içinde görmezdiniz. Tüm odağı goldü ve beslendiğinde de affetmiyordu.

3-0 öne geçmiştik bu maçta ve mükemmel bir futbol oynuyorduk. 3-0'ı bulurken de dakika 70'di. Sonra 3-2 oldu ve bir anda nasıl çözüldük hatırlamıyorum. Lucescu, bu maç sonunda mutsuzdu. İyi bir Şampiyonlar Ligi galibiyeti olsa da, 3-0'dan bir anda 3-2'ye gelince maç, korku filminden çıkmış gibi oluyorsunuz. van Bronckhorst'un muhteşem bir frikiği vardı, hiç unutmam. Neşeyle başlayan ama korkuyla biten bir maç.

Taffarel

F.Akyel Popescu B.Korkmaz H.Ünsal

Davala B.Akın E.Belözoğlu Ergün

H.Şaş Jardel

Hagi de bu maçta cezalı olduğu için yoktu. O olmayınca da, 11'e bakınca, olabildiğince "mücadele" unsuru ön planda. Yalnız kadro o kadar kaliteli ki, oyunun 2. yönünde çok aktifiz. Bekler hücumcu, kanatların joker niteliğinde ve ve oyunun 2 tarafında var. H.Şaş o sezon ağırlıklı olarak 2. forvet gibiydi ve çok başarılıydı. Jardel de böyle bir yapı içinde, sadece gole odaklıydı ve işin diğer noktalarına değinmesine gerek kalmıyordu.