Kendi kaybetti, Galatasaray değil

Emir Tintiş'in Karagümrük'e imzası, transfer döneminin ilk günlerinde bizi bir sallamıştı. Gençlerin, sözleşme bitimi gitmesine alışığız da, onların tercihi genelde Avrupa olurdu. Buna da saygı duyardım. Burada şans bulamayacağına inanan genç, Avrupa şansını kullanmak istiyordu. Sonuçta hedeftir bu, saygı duymak gerekir. Galatasaray'da şans bulamayacağına inanıp, geleceğini Karagümrük'te görmek ise, plansızlığın ürünüdür. Bugün geldiğin noktaya da bakınca.

Ligin ilk maçında 11'deydi ve stoper olarak oynadı. Acaba yeni bir kazanım mı derken, geri kalan haftalarda 1 dakikası bile yok. Menajer ağına düşmenin kötü yanları. Yönetim ve teknik direktör değişmiş, yeni bir yapılanma içine girecek takım. Sana ise gelip, ben listeyi gördüm, adın kamp kadrosunda yok diye geliyorlar. Kamp kadrosunu gördünüz değil mi? Çoğu genci izledik, hala izliyoruz.

Sol bek bir de en zayıf karnımız. Gençler arasında en çok şansı olacak isim de Emir Tintiş'ti. van Aanholt sallanıyor, yerli zorunluluğu var. Sol bek alternatiflerine bakınca da, önün açık. Kampta iyi performans gösterecektin belki de, yerli bir sol bek alınmayacaktı. Şu an, gider dediğimiz Emre Taşdemir'in dahi şansı var. Emir Tintiş takımda olsa, Karagümrük'te olduğundan daha çok şansı vardı. Önü olabildiğince açıktı.

Planlayamadı işte. Planlatmadılar daha doğrusu. Öyle bir menajeri var ki, Galatasaray intikamıyla yanıp tutuşuyor. Futbolcusunu Avrupa'ya değil, Karagümrük'e götürdü. Hadi gittiği takımda banko oynayacak ve sözleşmesine de çıkış maddesi ekletti diyelim. Bu da yok ki. Neyin planlamasıydı bu? Bekle biraz Galatasaray'ı, Yönetim yeni gelmiş, 2. günden böyle bir karar alıyorsun. Yapılanma ne olacak, hoca kim, senin için ne düşünüyorlar sormadın bile. Kendi kaybetti, Galatasaray değil.