4 Kasım 2022 Cuma

Tozlanmış parçalı #11; Nigel de Jong


Sneijder'i çok seviyorum. Galatasaray'ın unutulmazlarından, çok büyük bir efsane. Bu büyük efsane, Galatasaray'daki günlerinin son dönemine doğru öyle bir noktaya geldi ki, tüm işleyişe el atmaya başladı. Messi de Barcelona'da yapıyordu, x de başkasında. Buna takılmıyorum elbette, yaşanacak olan yaşanacaktı. Riekerink'le teknik direktör olarak devam edilmesinin, yaz döneminin son günlerinde de, Nigel de Jong transferinde payı olmuştu. Galatasaray yönetiminin o dönemki işlevsizliği kadar, Sneijder'in de hakimiyeti söz konusuydu.

Nigel de Jong, aslında ismen büyük futbolcu. Hamburg, Manchester City ve Milan dönemi unutulmaz. Hollanda Milli Takım'ında da uzun yıllar forma giydi. Hatta Milan'la sözleşmesinin bittiği bir dönem var, bu transferi o gün de gerçekleştirebilirdik. O gün gerçekleşse, büyük iş derdim. Çünkü futbolcu özelinde iş işten geçmemişti. Milan'da kaldı, zaten düşüş eğrisindeydi ve MLS'e gitti. Oraya gittikten sonra da, Avrupa'ya dönüş zor oluyor. Galatasaray örneğinde gördüğümüz gibi.

2016 - 2017 sezonu yaz dönemindeki transfer düşüncemiz ilk etapta oldukça iyiydi. Delaney gibi, gelecekte önemli yerlere gelecek potansiyelleri düşünerek bu iş başladı. Sonrasında Leiva gibi bir istikrara döndü. Nasıl oldu da bu iş, son gün Nigel de Jong'a geldi? Profil büyük de, MLS'de emekliliğe gitmiş bir ismi geri döndürdük. 32 yaşındaydı bir de. Emekliliğini almış isme, süper emeklilik fırsatını verdik.

Riekerink'in düzeni, Sneijder üzerine kurulu bir 4-2-3-1'di. Orta sahanın merkezini de, Selçuk İnan / Nigel de Jong ile tutmaya çalıştık. Selçuk İnan da artık düşüşteydi, Nigel de Jong da bazı anlar parlasa da, ihtiyacı karşılamadı. Sertliğin tamam da, tempo gidiyor. Topla ilişkin de üst düzey değildi. Tempo gidince, geriye bir şey kalmadı işte. Tudor göreve geldiğinde, en büyük sorunu onunla yaşadı. Çünkü tempo arayan bir hoca. Josue dahi o pozisyonda senin önüne geçti, çünkü temposu vardı. 

Ertesi sezona girerken kadro dışıydı, Fatih Hoca gelene kadar da bu devam etti. Fatih Hoca gelince, Donk ve Nigel de Jong'u A takıma aldı. 2'sinden 1'i için kampta karar verecekti ki, Nigel de Jong'un Mainz'e transferi gerçekleşti. Sonra da Arap diyarı ve bir piyango emeklilik daha. Keşke daha öncesinde yaşasaydık dediğim bir futbolcu. Milan'la sözleşmesi bittiği dönem gelse, farklı bir hikaye de onun için yazabilirdik.

4 yorum:

  1. (Emre)
    Buyuk kariyer. Melo ayrildigi yaz gelseydi iki taraf icin daha hayirli olurdu. Ustelik dususte olan Selcuk Inan'in yerine de Dzemaili'ye sans verilseydi Ideal ikili bulunurdu. Selcuk-Melo sonrasi Dzemaili-De Jong cok dogru bir ikili olurlardi, ønlerinde de Sneijder.
    Fernando-Badou-Belhanda'li døneme kadar iki sezon katki verirlerdi.

    burayi ciddiye alip, mucadele ettigini dusunuyorum. Ama performansi MLS sonrasi tabiki yeterli degildi. Yine de iyi hatirliyorum kendisini. Karakterini cok severdim. Sosyal medya da takip ettigim ender oyunculardan biri. Mac yorumculugu yapiyor bugunlerde

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O yaz imkan da vardı. Gelebilirdi, görüşüldü. Bence de farklı olurdu.

      Sil
  2. Gelirken bizim ligde böyle fizikli adamlar iş yapar demistim ama varı yoğu birdi, öte yandan MLS katar gibi liglere gidip de avrupa 'ya dönen kaç adamdan hayır gelmiştir diye de düşündüm sonuç yanıltmadı, gidişi çok sessiz oldu ,2016 da o kadroyla daha da aşağıda bitirmemiş olmamız mucize bence

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki daha iyi bir takımda yine iş yapardı da, o yapıda imkansızdı.

      Sil

 

Tüm Telif Hakları Sportif Cümleler 'e Aittir © 2009 -- Blogger Tarafından Desteklenmektedir