Zamanlı ayrılık

Valerien Ismael örneğini daha önce vermiştim. Ona da 4'lü savunmaya dön denildiğinde, o iş orada bitmişti. Hüseyin Eroğlu için de bu geçerli. 4'lü oyna denildiği an, o dikiş daha tutmayacaktı. Samsunspor'un şanssızlığı zor bir fikstürle başlaması. Maalesef kaliteli hamleler de geç gerçekleşti. Kötü başlayınca, kırılma çok erken yaşandı. Toparlanabilir miydi bilmiyorum. Sanki biraz bağ zedelendi ve dikiş tutmayacaktı. 

Samsunspor'un gün sonunda iyi bir kadrosu olduğuna inanıyorum da, senkron yok. Öyle bir bek kalitesi var ki, sanki orada kaybedildi. 4'lü oynasan beklerinin savunması yok. 3'lü oynasan da stoper kaliten düşüyor. Hücuma ve orta sahaya bakınca kalite tamam da, yeteri sayıda iyi kanatların da yok bence. Alt ligde kenardan getirdiğin Fofana, üst ligde 11'in değişmez parçası oluyorsa, kadro mühendisliğiyle alakalı her şey açıklanıyor. 

Hoca da tecrübesiz. Altınordu'da yılları var da, felsefesi belli, bir amaç doğrultusunda hareket eden takımdı. Yine de o takımı yarışmacı kılmak büyük iştir. Geçen sezona inersek, hocanın başardığı yine büyük iş. Ligin ilk yarısı neredeyse tüm yeni transferler kadro dışı kalmış, Ocak ayı hamlelerinden de katkı alınamamıştı. Elde kalan isimlerle, Süper Lig'i çok rahat gördü. Ortaya bir felsefe koydu ve bunun da altı doluydu. 

Süper Lig farklı tabi, buranın istediği şeyler var. Kötü bir kadro mühendisliği geldi, yapı çok dengesiz kaldı. Kafaya da ayrılığı koyuyorsanız, işi uzatmanın anlamı kalmıyor. Gaziantep FK maçını kazansan, ertesi puan kaybında yolları ayıracaksın. Beklemenin anlamı yok ki. Doğru zamanda ve temiz şekilde gerçekleşti bu ayrılık. Sergen Yalçın deniliyor, gerçekleşirse güzel bir heyecan olur. Aykut Kocaman için Allah korusun derim. Rıza Çalımbay bence en ideal isim, tam olarak istikrar hocası.