2014 - 2015 sezonu Şampiyonlar Ligi macerası, Galatasaray adına çok büyük bir hezimet aslında. O dönem Lig / Avrupa fark etmeden, oynanan her büyük maçta 4 gol yemeyi adet edinmiş bir Galatasaray vardı. Prandelli'li günler böyle geçti. Şampiyonlar Ligi ilk maçını Anderlecht ile oynamıştık ve o gün Chedjou sorumluluk alıp, son dakikada asisti yapan isim olmasa, 0 puan alacaktık. Varlık bile gösteremediğimiz bir Şampiyonlar Ligi grubu.
Prandelli'nin o dönem belli arayışları vardı. 3'lü savunmaya dönmüş, Melo'yu stopere çekmişti. Sneijder'i de orta sahanın derinliklerinde, oyun kurucu bir 6 numara gibi kullanmıştı. Arsenal deplasmanının diğer özelliği de, Selçuk İnan'ın İngiltere'ye götürülmesine ve hiçbir sakatlığı olmamasına rağmen kadroya alınmayışı. Fark yemek için tüm şartlar hazırlanmıştı ki, tarihi bir hezimetten bizi Szczesny'nin yediği kırmızı kart kurtardı.
Muslera
Veysel Chedjou Melo Semih Telles
Sneijder Yekta Dzemaili
B.Yılmaz Pandev
Pandev o dönem her Şampiyonlar Ligi maçında 11'di ve yürüyecek hali yoktu. O sahadayken 10 kişisin zaten. Orta sahanın merkezinde Yekta Kurtuluş var, sağ kanadı bütünüyle Veysel Sarı'ya emanet etmişsin. 5-3-2 gibi bir formasyondasın, Melo o dönem stoper oynamayı hiç istemedi ve kötü de performans verdi. Sneijder'i kaleden uzaklaştırdın, takımın yaratıcılığını olabildiğince düşürdün. Gördüğüm en kötü formasyonlardan biridir bu.
2. yarıya girerken, Yekta Kurtuluş / Hamit Altıntop değişikliği geldi ve 4-4-2'ye dönüldü. 3-0 gerideydin tabi de, biraz daha eli yüzü düzgün top oynamaya başlamıştın. O ara 4-0 geldi ve iş tarihi farka gidiyordu ki rakip 10 kişi kaldı. Sonrasında pozisyonların olsa da, farklı ve hak edilmiş bir hezimet yaşadın. Varlık bile gösteremedin. Dortmund deplasmanı var o sezon, belli bir süre oyunu tuttun da, çözülme olduğu an orada da fark gelmişti. İç sahada da bu görüntü değişmedi.
Bugüne bakınca, önümüz Manchester United deplasmanı ama kadro olarak çok daha kaliteli durumdayız. O dönem 5+3 gibi garabet bir yabancı düzeni vardı. İlk 11'de 8 yabancı olmasına isyan ediyoruz bugün. O dönem şartlar daha da zordu. Bu da seni, Yekta Kurtuluş ve Veysel Sarı gibi isimlere itti. Kulübenin durumu da iç açıcı değil tabi. İngiltere deplasmanı öncesi, negatif de olsa bir nostalji yapalım dedim.
Daha önce yazdın mı bilmiyorum ama 1993'teki 3-3'lük maçı yazsan daha yerinde olurdu bence. Büyük bir mucize gerçekleştirmiştik o dönem herkese fark atan Manchester'a karşı.
YanıtlaSilİzlediğim, aklımda net şekilde kalan maçları ya da anları yazıyorum ben :)
Silher hoca hatalar yapıyor. aytaç kara her maç gol atıyor. yedekte rahatlıkla durabilecek bir isimken terim tarafından öğütüldü.
YanıtlaSilAytaç Kara kötü başladı, onun kurbanı. Direkt taraftar tepkisi yedi. Orada bitti.
Sil