Galatasaray adına iyi bir Şampiyonlar Ligi serüveni olmasa da, Luyindama için süreç mükemmeldi. İyi bir Şampiyonlar Ligi performansı vermişti ve yiyeceği o etiketle birlikte "transfer kapısını" açacaktı. Premier Lig'den teklif aldığını ve Ocak ayında iyi bir bonservis bedeline takımdan ayrılacağı konuşuluyordu. Takım adı bilmesek de, tekliften haberdardık. Geçtiğimiz günlerde bu konu hakkında bir itirafı vardı ve bizlere kara mazi yaşattı.
"2019 yılında Tottenham ve Aston Villa'dan teklif almıştım. Kasım ayında Gambiya'ya karşı oynadıktan sonra transferi tamamlamak için İstanbul'a geri dönecektim. Ancak son maçta sakatlandım. Bu yüzden de transfer gerçekleşmedi. Hayallerim yarım kaldı."
PSG karşısında, yeni filizlenen ve durdurulamayan Mbappe'yi geriden gelip yakalıyordu. Atletizminin seviyesi buydu. Premier Lig kıvamına gelmişti. Galatasaray da bu transferden 15 - 20 milyon avro arası bir rakam kazanabilirdi. Galatasaray'a toplam maliyeti 8 milyon avro'ydu zaten. O dönem alış / satış konusunda iyi olmadığımız için bu rakamı söylüyorum. Sattığın kadar al ile uğraşılan günlerde de, Ocak ayında gelecek o bonservis ilaç da olabilirdi, işleri daha da kötüye götürebilirdi.
Ozan Kabak'tan gelen paranın Diagne'ye gidişini düşünüp, yine dönemlerden Ocak ayı olduğunu hatırlayınca, insan ister istemez ürperiyor. Luyindama'ya dönersek, transferi ufuktayken, Gambiya maçında yaşadığı sakatlık ve uygulanmayan tedavisiyle birlikte sezonu kapattı, haliyle de transferi yattı. Ertesi sezon geri döndüğünde ise bir daha asla eski seviyesinin yanına bile yaklaşamadı. Bir de üstüne sözleşme yeniledik, oradan da zarar ettik.
Sakatlık yaşamada, Galatasaray'a güzel bir rakam kazandırırdı. Çok çalışkan bir futbolcu değildi ama kusursuz fiziği vardı. Premier Lig'de belli seviyede tutunabilirdi. Fiziği, hızı, atletizmi iyiydi. Ayak kalitesi kötü diye anılır ama tahta bacak da değildi. Topla çıkabiliyordu, hücuma desteği vardı. Biraz kontrolsüzdü, bazen odak dağılıyordu ama o dönem form olarak zirvedeydi. Marcao'ya oranla önü daha açıktı. Marcao öyle ya da böyle transfer yaptı ama Luyindama sakatlık kurbanı oldu.
Luyindama'nın sakatlığı, Galatasaray'da Donk'u tam anlamıyla stoperleştirdi. Marcao / Donk tandemi de iyiydi, hakkını verelim. Donk, yaş aldıkça olgunlaştı ve ayakları yere sağlam bastı. Fiziğini, atletizmini yine korudu. Ağırlaştı doğal olarak da, ayak kalitesi çok işimize yaradı. 1.5 sezon boyunca da ana stoperlerden biriydi. Luyindama'yı satabilsek, mutlaka benzer transfer tarzında bir isim gelir, belki başka hikaye yazılırdı.
Müthiş bir savunmacıydı.Sakatlık olmasaydı ciddi yerlere gelebilirdi.
YanıtlaSilÖnü açıktı ve gidiyordu da.
SilSavunmacılığı tartışılır ama çok hızlı, atletik bir adamdı enteresan geri koşular yapardı.
SilSavunmacılığı da güçlüydü. Biraz odak sorunu vardı tabi.
Silrakibe basmaya gittiğinde topu alacağından o kadar emin oluyordum ki. daha eminlik veren başka bi stoper görmedim bizde. ikili mücadelede canavarıydı.
YanıtlaSilFizik ve atletizm üst düzeydi. Biraz da oyun aklı olsa adın Van Djik oluyor.
SilGeriyi düşünmediğim tek stoper tandemi Ulfaluji - Semih Kaya önlerinde Melo. Bilmiyorum belki biraz duygusal düşünüyorum ama çok büyük oynuyorlardı. Semih Kaya o dönem Juventusu reddetmişti. Sıçraması Boey gibi olacaktı neredeyse gitmiş olsa belki çok başka bir hikaye olacaktı. Kaldı, Galatasaray’ın çocuğu olarak da emekliye ayrıldı.
SilDavinson / Abdülkerim ya da Nelsson, önü Torreira bence daha iyi hat :)
SilMaalesef torreira bir Melo değil, kesinlikle iyi bir oyuncu ama Melo değil.
SilElbette değil de burada paket olarak bakıyoruz, hatta. Stoper tandemin de, Ujfalusi / Semih'ten iyi.
SilAbi imzalar için hiç birşey demedin. Bir yazı bekleriz. Zanioloya da veda töreni yapmıştık mesela. Barış İçin aynısı mı olacak dersin.
YanıtlaSilYazdım o konu hakkında :)
Sil