Tozlanmış parçalı #83; Jan Olde Riekerink

Tozlanmış parçalı köşesinde sadece futbolcuları değil, teknik direktörleri de anacağız. Ufukta yeni bir Süper Kupa maçı var ve rakip Beşiktaş. Bu maçın önemi üzerinden hatırlanacak en doğru isimlerden biri Riekerink olur. Galatasaray'da 2 yarım sezonu üzerinden, toplamda 1 sezon dahi kalamamıştır ama gün sonuna bakınca 2 tane kupası var. Bu 2 kupa da, Galatasaray'ın kötü ve başarısız dönemleri diye nitelendirilen zamanlarında geldi. Fenerbahçe'den Türkiye Kupası'nı alırken, takım ligde 6.'cıydı ve Avrupa cezasını 1 yıl ötelememiş oldu. Beşiktaş'tan Süper Kupa'yı alırken ise, Beşiktaş'ın muhteşem diye nitelendirdiğimiz döneminde bunu başardı.

Dursun Özbek'in ilk Galatasaray dönemi. Şampiyon olarak devraldığı takımın içi 2 sezon içerisinde öyle boşaldı ki, başarıdan bir o kadar uzaktık. Yine de bu takımın "winner" karakteri üzerinden 2 kupa gelmişti. Hamza Hamzaoğlu'yla başlayan sezonda, Mustafa Denizli ile yol gidilemedi ve 3. teknik adam Riekerink olmuştu. Riekerink ise o dönem Galatasaray'a altyapı sorumlusu olarak gelmişti ama 1 ay içerisinde kendisini teknik direktör olarak buldu. Görevi gemiyi karaya sağ salim yanaştırmasıydı ve Türkiye Kupası'nı kazanarak bunu başardı. Orada teknik direktörlük görevi bitmiş olsa, belki de efsane olarak anacaktık.

Galatasaray yönetimi o dönem daha bir iş bilmezdi. Alp Yalman / Levent Nazifoğlu, Futbol AŞ'de görev almıştı ve ipler kendilerindeydi. Alp Yalman uzun kalmadı tabi, Levent Nazifoğlu devamında bu görevi tek başına üstlendi. Sanki yeni sezonda teknik direktör gelmeyecekmiş gibi, bu iş de son ana bırakıldı ve Haziran ayında kimseyle anlaşılamadı. Takım kampa girecek, teknik direktörün yok. Riekerink ile devam edelim dediler. İyi de bir kadro kurulmadı, transfer dönemi başarısızdı. Şişirilmiş maaş ve bonservisler ama elde var 0. Riekerink de o takımla bana göre elinde geleni yaptı. Süper Kupa ile sezona başlanılsa da, gün sonunda şampiyonluk yarışından uzaklaşıldı ve dönemin parlayan ismi Tudor ile anlaşıldı.

Riekerink bu takıma ne kattı desek, 2 kupa işte, daha ne olsun. Adamın işi teknik direktörlük değildi ki, altyapı koordinatörü diye getirilmişti. Teknik direktörlüğü biterken, altyapıya da geri dönemedi. Galatasaray etiketi ile sonrasında teknik direktörlük denemeleri oldu ama başarılı olamadı. Gençler üzerinden ilerlerken, takıma bazı kazanımları olabilirdi ama ilk sezonunda hedef mümkün olan en garanti isimlerle oynamaktı. 2. sezonunda ise şampiyonluk beklendi, doğal olarak geride kaldık. Takım olarak da kaldık, teknik direktör ayarında da. Riekerink'e teknik direktör olarak devam et demek, dönemin yönetim zafiyeti. Bugün nasıl 1 yıldır 8 numara diyorsun, o dönem de 6-7 ay teknik direktör diyordun.

Şunu da itiraf etmeli. O dönem saha içinde ipler fazlasıyla Sneijder'in elindeydi. Riekerink ile devam etmek dahi Sneijder üzerinden gelişmiş olabilir. Nigel de Jong transferini Sneijder istemişti mesela, yine son gün transferi. Riekerink ile iyiden iyiye ipleri eline alıp, olabildiğince rahat hareket etmek istedi. İstatistik olarak bakınca özellikle asist rakamı iyi de, takıma yansıması o denli iyi değildi. Riekerink de idare etti işte. Ben yine de iyi hatırlarım, güzel adamdı. Gün sonunda 2 değerli kupa var. Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan aldı bu kupaları bir de. Rakiplerin iyi dönemleriydi. Galatasaray'ın kazanan karakteri desek de, Riekerink'in gemiyi karaya sağ salim yanaştırması önemliydi.