Eleştiri Mertens'e değil, Okan Hoca'ya olacak

Burada yapacağımız eleştiri Mertens'e değil de, Okan Hoca'ya olacak. Bazı ısrarları var ve kötü sonuç veriyor işte. Sadece Mertens de değil, Abdülkerim Bardakcı'yı da ekleyelim. Abdülkerim Bardakcı'nın düşen performansını "futbolcuya" bağlarız da, Mertens'in bu düşüşünden daha doğal ne var? 10 numara ve kanat için rotasyon dar diyenlere de katılmam. O zaman 4-2-3-1 oynama, zorunda mısın? Zaten işlemeyen bir düzen. Mertens'in bağlantıda verdiği katkı mühim de, 3-5-2 tarzı bir düzende bunu aramayacaktın. Forvet arkasında başka opsiyonların da olabileceğine inanıyorum ama hoca bu ısrardan vazgeçmiyor ve Mertens de doğal olarak her hafta düşüyor. Hele ki önünde Icardi varken hiç şansı yok. Bu takımın her 2'sini taşıyabilme lüksü artık kalmadı.

37 yaşında, eforla oynamaya çalışan bir 10 numara. Statik değil, çok hareketli. Geniş yerken rakibini kovalar, sahanın her noktasında top alır, hücumda bitirmeye çalışır. İlk sezonunda diyorduk ki çok koşuyor ve bu yüzden bitirme noktasında nefesi yetmiyor. 2. sezonunda ise bitiren ve takımını ayakta tutan bir Mertens vardı. Bu sezona da iyi başladı, yine kritik golleri var. Ama 37 yaşında, bunu atlıyoruz. 3 günde 1 maça çıkarken, Mertens'i her maçta 11 kullanıyor ve eforla oynamasını bekliyorsun. Bu adamın düşmesinden daha doğal ne var? Yunus Akgün'ün 2 tane al da at pası vardı mesela. Zamanlaması ve şiddetiyle mükemmel paslardı, yetişemedi. 

Abdülkerim Bardakcı'nın düşüşü ise futbolcuya yazacak. Hocaya yazan nokta ise ısrar edişi. Biraz ivme kazanmıştı, acaba eskiye dönüyor mu dedik ama yine felaket görüntüsüne geri döndü. Bel dönmüyor, skorları tutamıyor oluşunda direkt etmen. Yenen gollere bakım, bireysel hatalar var. Serdar Dursun'un kaçırdığı pozisyonun başında kaç kez çalım yedi. Kasımpaşa maçında yediğin 3. golde yine hatalı. Sol ayağı, topla çıkışları falan derken oynama sebebi bu da, savunamıyor. Niye Nelsson'a dönmüyoruz? Nelsson belki çakılı bir stoper ama en azından savunur, vurdurmaz. Davinson Sanchez ile birlikte oynarken zaten sorun yaşamazsın. Jakobs da sol bekte, Nelsson'un sağı solu hızlı ve atletik. Savunma konusunu çözebilmenin en doğru adımlarından biri Nelsson'a dönüş. 

Yine aynı yere geleceğim, 3'lü savunmaya dönmek gerekiyor. O zaman Davinson Sanchez / Nelsson / Abdülkerim Bardakcı oyna mesela. Kaan Ayhan da direkt stoper opsiyonu olur, Metehan Baltacı da şans bulur. Kaan Ayhan'ı da sağ bekte zorluyoruz mesela, ne kadar gereksiz. Rizespor, Gaziantep FK ve Fenerbahçe maçlarında oyun içinde 3-4-2-1'e döndüğümüz için Kaan Ayhan'ın sağ bek gibi yazılması sorun değildi. Aslında 3'lünün sağ stoperi gibi oynuyordu. Son maçlara bakalım, direkt 4-2-3-1 var. Oyun içinde 3'lü savunmaya asla dönmüyoruz. Kaan Ayhan da sağ bekte sırıtıyor. Ağır oyuncu, sırıtması çok doğal. Jelert'i yatıyoruz mesela, neden? Kazanmak için hiç çaba yok. Hoca diyor ki rotasyon dar, şu şu isimleri kazanmamız lazım. Biz değil, sen kazanacaksın. Jelert'i de, Yusuf Demir'i de oynayacak.

Milli Takım arası gelmişken, bakalım değişim ne ölçüde olacak? Yoksa bu araya sadece sakatların dönüşü ve dinlenme üzerinden mi bakacağız? Icardi sağlıklı, Osimhen dönüyor. Çift forvet oynayacağımızı hepimiz biliyoruz. 3-5-2'ye geçiş tamam mı artık, başlıyor muyuz? 4-4-2 mi deneyeceğiz yoksa? Hoca'nın 4-2-3-1 ve 4-4-2 dışında oynayabildiği bir formasyon yok mu? Neden bununla sınırlıyız? Kendi dedi, 3'lü savunma oynayacağız. 3-5-2 diye bağırıyor takım. Hadi maçına göre 3-4-1-2 de oynarsın. Bizim bu adımı şimdiye kadar atmamız gerekiyordu ama yok o forvet yok, yok şu maç var diyerek süreci uzattık. Şimdiye uyum kazanmış, düzeni işletmeye başlamıştık. Maç içindeki 3'lü savunmaya dönüşler umut vericiydi ama artık onu da bıraktık.