Kim razı değil ki böyle futbola?

Hücum verilerine bakınca Avrupa Ligi'nde zirvedeyiz. Efsborg ve Tottenham maçlarını 3-4-1-2 ile oynadık ve forvet hattını Osimhen / Icardi oluşturdu. Hadi Elfsborg'u ölçü görmediler, 2. yarıdaki o geri dönüşte bireysel hatalarla yenen golleri "tehlike" diye adlandırdılar. Tottenham için yorumunuz nedir? Yeterince ölçü değil midir, yine yediğin 2 gole mi takılıyorsun? Tottenham'ı atağınla ezdin, su gibi pozisyona girdin ve rahatlıkla 6-7 gol bulabileceğin bir maç oynadın. Yediğin 2 gole takılma bir zahmet. O kadar riski almış ol. Kim razı değil ki böyle futbola? Keyif aldım, gurur duydum. Çift forveti, 3-4-1-2 ile çok iyi oynayacağımızı da iyi biliyordum. Haftalardır ısrarla yazıyorum. Bu görüntü beni şaşırtmadı.

Efsborg maçında olduğu gibi Tottenham'a karşı da bağlantı oyununda müthiş bir Icardi vardı. Çünkü Mertens de sahada. Icardi'den Mertens gibi oynamasını beklersen olmaz, o kadar hareketli oynayamaz. Beşiktaş maçında 4-4-2 oynadık, yine rahat bir galibiyet ama net bir Icardi etkisinden söz edemem. Tottenham karşısında ise Mertens yine iyi olduğu özellikleriyle farkını yaratırken, Icardi de bağlantıyı müthiş sağladı. Mertens'in varlığında, sahte 9 rolünü iyi uyguluyor. Biraz daha oyun kurucu gibi aklını net şekilde sahaya yansıtıyor. Forvetinde zaten Osimhen gibi rakip stoperlerin durdurmadığı bir canavarın var. Ön alandaki bütün yükü çekiyor neredeyse. Böyle bir forvetle oynamak müthiş konfor.

Osimhen, 2 gol attı ama 5 golle de maçı tamamlayabilirdi. Su gibi pozisyona girdi. Bu pozisyonlar da bireysel çaba değil, hazırlanılmış ataklar. Mertens'in ekonomik oynaması gerektiğini yazıyoruz da, Tottenham karşısında maçın adamı oydu diyene kim karşı çıkabilir? Üretirken onu "kilit pasları" odak noktandı. Icardi de o üretimin içinde, onun da girdiği pozisyonlar var. Kanatlarının hücum etkisi şahaneydi. Yunus Akgün'ün klası yanında, Barış Alper Yılmaz'ın nihayet kendisi gibi oynaması, sağ tarafı sürüklemesine sebepti. Fizik gücü yerinde olduğunda onu yıkmak imkansızlaşıyor. Final pasları ya da tercihleri daha etkili olsa, fark yine açılacaktı. Oyunun hangi anına bakarsak bakalım, güçlü hücum yönümüz ortaya çıkıyor. Oyunun her anında etkiliydik ve sürekli ürettik. Tottenham'a 3 gol attık, başka bir rakip daha hazin sonuç yaşayabilir.

Icardi'nin sakatlığı ne durumda bilmiyorum. İlk etapta görüntü daha ciddiydi, sonrasında biraz daha iyi haberler geldi ama bir süre olmayacağı kesin. Icardi'nin yokluğunda 4-2-3-1'e döner, Fenerbahçe deplasmanı düzenine geçeriz. Batshuayi'nin de süresi mutlaka artar. Aslında çift forvet oynarken, daha fazla etki etmesini beklerim. Galatasaray'ın forvet rotasyonu müthiş derken, Osimhen / Icardi'den ibaretiz. Batshuayi'yi güçlü bir hamle gibi kullanmıyoruz ki. Son 5 dakikada oynamak zorunda değil. Ziyech'le birlikte oyuna alabilirdin ve son 25 dakikada "enerjisi" ile ön alanda fark yaratırdı. Biz ise bekletiyor, son 5 dakikalarda sahaya atıyoruz. O zaman Umut Nayır gibi bir forveti kulan, 5 dakikada o da bu kadar etki eder. Batshuayi, çok daha güçlü bir faktör olmalı. Okan Hoca'yı sadece bu yönde eleştirebilirim.

Mertens için artık bitmeye yüz tuttu diyoruz, yine vites yükseltiyor. Geçen sezon da bunu söylerken, takımını ayakta tutmuş ve şampiyonluğun MVP'si olmuştu. Tottenham karşısında 13.2 km koşmuş ve bu adam son 20 dakikada sahada yoktu. 37 yaşında olduğunu da unutmayalım. "Saygılar baba" dışında ne diyebilirsin ki? Sezon sonuna kadar güçlü bir faktör olmaya devam edecek ve belli ki 11'deki etkisi de bitmeyecek. Osimhen ile aralarında doğal bir uyum var, bu da eli güçlendirmekte. Osimhen'in formayı giydiği gibi etki etmesinin ana faktörlerinden biri de Mertens. Icardi'nin yokluğunda bu 2'liyi daha sık izleriz. Alternatifin bol, çok sayıda koz var. Ziyech oyuna girdi, onun da etki ettiğini düşünüyorum. Faktörlerden birine dönüşebilirse, geçen sezonun son bölümünde konuştukların yaşanır. Tottenham karşısında olduğu gibi skoru da tutar, gol ararken maçı da kazandırır.