Malmö FF 2-2 Galatasaray, beni üzen maçın hikayesi oldu

Maç öncesi beraberliğe tamamdım. Beni üzen maçın hikayesi oldu. 2-1 öne geçtin, oyun saha bakıyordu ve son dakikalara geldin. Davinson Sanchez oyundan çıkarken, Nelsson'un oyuna girmesini beklersin. Hoca ise Kerem Demirbay'ı oyuna aldı. Sivasspor maçında 10 kişi kaldığında yaptığı maç içi hamleler gibi dahiyane ve beklenmeyendi. Kötü oynarken, Kerem Demirbay'ı orta sahaya aldın ve top daha çok sende kaldı, paslarının etkisi yükseldi. Baskını da hissettirerek, 1-0'dan 2-1'e döndün. Kulüben boş, hocanın da artık yapabilecekleri sınırlı. Yorgunluklar var, tempo ve trafik yüksek. Jelert / Ziyech değişikliği bana göre maçı beraberliğe getirdi ama Jelert'in isteğiyle gerçekleşmiş. Kulüben boş, buna yapacak bir şeyin yok. Jelert çıktı, oradan 3 kez geldiler, 1'i gol oldu. Öyle bir baskı yedik ki maç 5 dakika daha oynansa kaybedebilirdik de. 

Mertens erken çıktı mesela. Top sendeydi ve üretmeye devam ediyordun. Sahada kalsa, 3. golü bulabilirdin. 3. golü bulabileceğin imkanlar da oluşturdun. Orada da bitirebilmek hadise. Daha önemlisi, Batshuayi'nin hareketsizliği. Kenardan geldiğinde müthiş, 11 oynarken felaket. 11 oynamazken de bazen sorun çıkarabiliyor, formayı aldığında etki göstermiyor. O kadar hareketsiz ki bir anlamda 10 kişi oynuyorsun. Bağlantı ol, 2 top al, fiziğini kullan. Bunların hiçbiri yok. Mertens / Yunus Akgün ekseninde ilerledik ama yetmedi. Skor bulmak mesele değil, kolay gol yiyoruz. Yediğin 2 gole bak, birbirinden basit. İlk golde Metehan Baltacı, 2. golde rakibin bomboş kalışı. Muslera da ayağına gelen her topu rakibe verdi ve baskı yemendeki temel etkenlerden biri bu. Fişi çekemezsen, bu maçta baskı yiyeceğin açıktı. Golü yemeyebilirdin, maç sonu ise kaybetmediğine şükrediyorsun.

Çok eksik var. Çıkabilecek en iyi 11'le oynadık. 2 hamle şansın vardı, 1'i ilk yarıda erken değişiklik oldu. Hoca da biliyor Efe Akman ve Ziyech'i almamayı ama orta sahada düştün, Jelert değişiklik istemiş. 85'e kadar bekledi o da. Kenarda bekin ve forvetin yok, orta sahan kalmadı. Davinson Sanchez sakatlığı da isteyeceğin son şeydi. Onun yerine Kerem Demirbay girerken, yapılabilecek en iyi teknik direktör dokunuşu geldi. 1-0'dan geri döndün, 2-1 öne geçtin. Kazanabilirdin, son anlarda kaybetmeyi de hak ettin. Gün sonu 1 puan iyi diyeceğim. Bu kadar eksiğe doğal ve hiç kolay deplasman değil. Rakibin seviyesi düşük de, taktik olarak güçlü. Ayrıca tempolu, sana sorun çıkarabilecek futbolcu kaynıyor. Taha Ali oyuna girdi, senin sağ kanadını otoban etti. Ziyech hamlesi gelince de, iyice boş kaldı. Sallai elinde olsa böyle olmayacak işte. Bu kadar eksik arasında futbolcuların o kadar çok yeri değişiyor ki artık bir noktada hamle tükeniyor.

3. golü atacaksın, maçın özeti bu. Batshuayi'nin bulduğu 2 tane imkan var. Hadi ilki ofsayttı da sayılmadı. Direkten dönen kafasına ofsayt çalınsa da, gol temizdi. Atmış olsa var'dan dönecekti ofsayt. O golü bulsan iş bitiyor. Oynadığın tüm maçlara bak, kazandığın gün dahi bitiriciliği sorguluyorsun. En iyi oynadığın maçta dahi bu bitirememe hadisesi "atamayana atarlar" dedirtiyor. Hele ki bu maçta olduğu gibi tek tük gelebildiğin anlarda bitiriciliğin daha keskin hale gelmeli. Osimhen olsa böyle olmazdı bu arada, hücumda tutunurdun. Batshuayi de hamle olsaydı, golü bulurdun. Batshuayi'yi 11 oynatırken, hücum dengen iptal oldu. Yine de 3. golü bulabileceğin imkan ona geldi, atamadı. Bu sefer de skoru tutman gerekiyor ama yorgunluklar arttı, kenarda da hamle yapabilme imkanın yoktu. Geçen sezonun da Aralık dönemi böyle geçiyordu. Eksik boldu, hamle yapamıyorduk. O süreci hoca iyi geçmişti. Bence bu süreci de iyi geçiyor.