Rizespor 1-2 Galatasaray, ve senkronu yakaladın

Galatasaray'daki mesele "formasyon" değil. 3'lü, 4'lü konusu değil mevzu. "Orta sahan" kadar varsın. Sara'yı derinlerde gezdirirken, hücumdan uzak kıldın ve bir anlamda körelttin. Torreira da düştü bu senaryoda. Lemina transferini neden istedik? Cevabı Rizespor deplasmanı. Lemina'yı denkleme aldığın an, Sara'yı hücuma yaklaştırdın ve o andan itibaren net bir şutu, 2 de rakip ceza sahası içerisinde "gol" aksiyonu var. Torreira'yı da yükselttin, sadece süpürmeye odaklandı. Lemina'ya birlikte orta sahada üstünlüğü eline alıp, oyunu rakip yarı sahaya yıktın ve geri döndün. Mesele orta sahadaki üstünlüğündür. Senkronu oturtacak isim de Lemina'dır. İdeal orta saha kurgunu oluşturduktan sonra da, işlerin senin adına pozitife yöneleceğini göreceksin. Sara yeniden tabela yapacak, Torreira'nın baskısı işine yarayacak, Lemina da merkezde seni agresif kılıp, öne taşıyacak. En önemlisi ise Osimhen'e daha yakın oynayıp, beslemeye başlayacaksın. Sağda da Frankowski gibi müthiş bir faktörün oldu.

İlk yarıyı çöpe atmak bir yana, skor olarak geriye düşmemen mucizedir. Koca ilk yarıda Galatasaray'ın üstün olduğu, üretebildiği tek an yok. Galatasaray çaresizliğinin tanımı, at topu Osimhen'e, koştur babamdır. Üretemediğin her an buna başvuruyorsun ve Osimhen'i olabildiğince sığ kullanıyorsun. Osimhen'i beslemek bu değil. 3-4-1-2 ile maça başladın ama herkes birbirinden o kadar uzak ki hatalar silsilesi vardı. Önde durmadan top kaybettin, merkezin kötü durumda olduğu için de bol bol geçiş yedin. Rakibin pozisyonları var, geriye düşebilirdin. Frankowski'nin bireysel çabası dışında ilk yarıya dair pozitif ne var? Rakibin de merkezi bomboştu ama değerlendiremedin. Stoperlerin rakip yarı sahaya rahatlıkla girerken, her hamlen hataydı. Cuesta için peşin hüküm vermeyelim de, bu seviye için yanlış alarm veriyor. Morata döndükten sonra 3-5-2 oynayacağımızı düşünüyorum ama stoperde Cuesta'yı mı görürüz emin değilim.

2. 45'in hemen başında yapılan hamlelerle birlikte yükselmedin. 4-4-2'ye döndün, önde Sallai'nin çabası çok işine yaradı, golü de buldun ama oyun üstünlüğü sendeydi diyemem. Maçın 1-1'e gelmesi çok sürmedi. Yine geçiş imkanı veriyordun, rakip geliyordu. İlhan Palut da söylüyor, kırılma anı Lemina'dır. Lemina ile bu maça başlaman, başlamıyorsan da 2. 45'in başında ona dönmen gerekiyordu. Lemina'yla birlikte 4-3-3 e döndün ve oturan senkron seni öne attı. Sara'nın hücumda pozisyonlara girdiğini gördün, kanatların rahatladı, oyunu rakip yarı sahaya yıktın. Frankowski ve Eren Elmalı ile de bekleri iyi işledin. 2-1 geliyorum diyordu yani, çark dönmeye başlamıştı. Buradan çıkardığın sonuç ne oldu dersek, Fenerbahçe maçının 11'ini buldun. Lemina'yı 11'e atıp, 4-3-3'ü yükleyeceksin. Mertens'e kızamayız, 38 yaşında bu adam ve artık pili bitti. Tut kenarda, son 15 - 20 dakikalarda en önemli hücum kozun olsun. Bunu biz görürken, Okan Hoca anlamsız şekilde ısrar etmeye devam ediyor.

İlk 11in kötüydü, hamlelerle bir şeyler düzelmeye başladı ama "hocanın sihirli dokunuşu" tarzı şeyler yok. Gün sonunda Lemina'yı Avrupa listesine yazmayan o. Baskı olmasa transfer dahi edilmeyecekti. Belki de seni şampiyonluğa taşıyacak bu adam. Mertens'le maça başlıyorsun, AZ maçının eli yüzü düzgün performans vermiş yegane ismi Sallai yedek. Lemina ve Frankowski'nin anlamı senin için oturacak olan "senkrondur". Eren Elmalı'yla birlikte de Jakobs'a bağımlılığından kurtulacaksın. İdeal orta saha kurgunu da bulduğunu düşünüyorum. Osimhen'i nihayet besleyebildin, 2 gol geldi. Kenarları kullan, orta kaliteni yükselt, orta sahan ve kanatların ona yaklaşsın. Osimhen'i savunma arkasına sarkıtma çabası çaresizliktir. Ona yakın oynayıp, duvar özelliğini ve rakip ceza sahası içindeki fizik üstünlüğünü kullanmak ise haksız rekabet. Biz ise haftalardır bundan uzaktayız. O kadar kötü oynadık ki tarif edemem. Rizespor deplasmanındaki geri dönüşün kırılma olacağını ve pozitif eğilimin başladığını düşünüyorum. Fenerbahçe karşısında alınacak galibiyet, bir anlamda şampiyonluk turudur.