Alanyaspor 1-2 Galatasaray, Osimhen'in sırtında geçen haftalar

Belli ki Galatasaray'ın rahat maç kazanma şansı yok. Düşe kalka yoluna devam etmeye çalışacak. Çoğu maçın da bu tarz bir geri dönüş hikayesi olması olası. Her geri dönüşün de ana aktörü Osimhen. Kasımpaşa maçını tek başına kazandırmaya yaklaşmışken, Alanyaspor karşısında da benzer bir hikaye yazdı. Neyse ki bu sefer yardımcı aktörler de var. Barış Alper Yılmaz ve Davinson Sanchez gibi. Birçok maçta olduğu gibi yine çöpe atılan ilk yarı, 2. yarıda ise geri dönmeye çalışan bir Galatasaray. Geri dönüyoruz, Osimhen gibi bir canavarın varlığında bunun ihtimali çok yüksek ama hala iyi futbol görememek can sıkıcı. Sezon sonuna kadar görecek gibi de görünmüyoruz. 1-0 olsun bizim olsun mantığıyla, olaya maç maç bakıp, kazanmaya odaklanacağız. 

Galatasaray'da hala oturmamış bir düzen ve arayış var. Alanyaspor maçının 11'ine değil de, oyun içi gidişata bakın, dediğimi anlayacaksınız. Sara sağ kenarda başlarken, bazen sola, bazen merkeze kayıyor. Morata, 10 numara gibi düşünülüyor, bağlantı olmaya çalışıyor ama bence konumu yanlış. Lemina ilk 45'de birçok mevkide var olabiliyor, tam olarak nerede oynuyor bilmiyorum. Barış Alper Yılmaz, ısrarla rakip kaleden uzak konumlanıyor, Osimhen önde yalnız. Koca ilk yarıda da tek hücum silahın kenar ortaları. Bol kenar ortası, taktiğinin iflası anlamını taşır. Yapabileceğin başka bir şey yoktur çünkü. Osimhen'e doldur dur, haftalardır bunu oynuyoruz. Oyunu rakip yarı sahaya yıkıp, topu yere indirmeyi ısrarla maç başında düşünemiyoruz.

Tempo ve atletizm diye diye zehirlendik. Takımın kreatifliği oldukça azaldı. Yunus Akgün, Mertens ve Sara dışında "klas ayak" diyeceğin kimse yok. Yunus Akgün'ün 2. 45'de oyuna girmesi etki ediyor işte. Top yere iniyor, biraz daha organizasyon geliştiriyorsun. Barış Alper Yılmaz da rakip kaleye yaklaştırılınca, tabela beraberinde geliyor. Her şeyin temelinde, Osimhen'e yakın oynamaya çalışmak var. Osimhen'e yakın oynarken, baskı ve pozisyonlar beraberinde geliyor. Maçı çevirip, fişi çekecek imkanı da yakaladın. 3-4 net pozisyonun daha var. Peki neden maç başlangıcın böyle değil, her seferinde 2. yarılarda geri dönmek için çabalıyorsun. Osimhen'e yakın oynamak mesele. Doğru kullanım, maçın 2. yarısında gizli. Lemina / Torreira, aynı 11'deyken de 1'i fazlalık. O isim de şu an Lemina gibi görünmekte.

Kasımpaşa karşısında da bu fazlalığı hissettik. Lemina'yı tam olarak nasıl konumlandırdığımızı da bilmiyorum. Rizespor maçında oyuna girdiğinde, takımı öne taşımak lazımdı. Lemina'yı arkada bıraktık, diğer isimleri öne ittirdik. Fenerbahçe maçında kapandık, Lemina da herkesi süpürdü. Kasımpaşa ve Alanyaspor maçlarında ise skor ararken fazlalık gibiydi. Topla çıkarken çok fazla basit top kaybı yapıyor. Lemina varlığı, önde 1 kişi eksilmek demek. Mertens'i de unuttuk, takımın kreatifliği iyice düştü. Pili ne kadar bitiyor olmasına rağmen, kalan haftalarda son bir direnç dedirtmeliyiz. Takım bunu arıyor. En olmadı, maçın gidişatında düşünmeliyiz. Savunmaya hamle yapmak, daha iyi kapanabildiğin anlamına gelmiyor. 2-1'de 3. golü bulmayı düşünebilmen lazım. Mertens'i de oyuna atabilsen, rakip yarı sahada topu tutacaksın. Diğer anlamadığım da her seferinde Eren Elmalı'yı çıkartmak ve orada 1 ismi devşirmek. 

Galatasaray, fazlasıyla stresli. Kampın öyle büyük etkiler yarattığını düşünmüyorum. Oyunun gelişimi adına da beklentim yok. Daha önce yazdım. Bireysel kalitesi yüksek tüm hücumcuları kullanmaya çalışırım ve onlar üzerinden tabela ararım. Ne iyi bir savunma takımıyız, ne çok organize hücumumuz var. Osimhen'in sırtında geçen haftalar. En azından Osimhen'in yanına 2-3 isim daha sokabilirsek, biraz daha nefes alabiliriz. Öncelikle Barış Alper Yılmaz'ı bu maçta kullandığımız gibi kullanmalıyız. Devamında da Yunus Akgün'ü 11'e yazıp, Mertens'i unutmamak gerekiyor. Galatasaray, şampiyonluğun en güçlü adayıdır. Kazanma alışkanlığını yeniden hatırlarsa da yere düşmeyecektir. Fikstür ne kadar zor olsa da, oynayacağın rakiplerin eski havasının olmadığını eklemek lazım. Maç maç gideceğiz, ilk ayağı geçmiş bulunmaktayız.